banner564

United Kingdom, United Cyprus

   İskoçya’daki referandum sonuçları, başta İngiltere Kraliçe’sini ve Cameron hükümetini, daha sonra da ‘sancılı ülkeleri’ oldukça rahatlattı...
   İskoç halkının yarıdan fazlası ‘Birleşik Krallık’ta (United Kingdom) kalmayı tercih etti...
   Bu sonuç, başka ülkelerdeki ‘ayrılık yanlıları’ açısından ise pek sevindirici olmadı...
   İskoçya’daki referandumu, Kıbrıs’la ilişkilendirmeye gelince...
   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye göre; uluslararası hukuk açısından bağımsızlık için sandığa gitmek evrensel bir hak olarak kabul edilmiyor...
   Olası bir çözüm sonrasında, federal devletin herhangi bir kanadının ‘bağımsızlık’ amacıyla referanduma gitme hakkının olmayacağını vurguluyor...
   Ayrıca; Rum tarafının yanı sıra AB, ABD ve BM, liderler tarafından yayımlanan ‘Ortak Açıklama’ metninden bu anlamı çıkarıyor...
   Yani birleşme sonrasında ayrılığın olamayacağına vurgu yapılıyor...
   Bu iddialar ışığında referanduma gidip, Birleşik Kıbrıs için oy kullandığınızda ve halkın çoğunluğu bunu onayladığı zaman  bir daha “ben caydım, ayrılmak istiyorum” deme hakkınız olmuyor...
   Evlilikte boşanmaları örnek gösterseniz bile, karşınıza ‘uluslararası hukuk’ kuralları çıkarılıyor ve bunu yapamıyorsunuz...
   Dolayısıyla, ikinci bir referandum öncesinde her iki toplumun da ‘uluslararası hukuk’ kurallarını dikkatlice incelemelerinde fayda vardır...
Kıbrıs yeniden birleşmeli mi?..
   Gelinen noktada, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların, bazı sorulara içtenlikle yanıt vermeleri ve daha sonra söyledikleri ile yaptıkları arasında çelişki olmamasına dikkat etmeleri gerekir...
   En önemli soru şudur:
   “Ayrılığa devam mı, yeniden birleşme mi?..”
   Cevap “yeniden birleşme” ise, o zaman ikinci soruya geçebiliriz:
   “Paylaşıma var mısın, yok musun?..”
   Paylaşıma  var isen yeniden birleşme kolaydır...
   Malın, mülkün ne olacağı, kimin nerede oturacağından çok, iki toplumun ‘eşit paylaşımıdır’ önemli olan...
   Geçmişte yaşanan acıların yeniden yaşanmayacağı, sağlam garantilerle donatılmış bir çözüm istiyoruz...
   Yoksa ‘uluslararası garanti’ diyerek, halen birçok ülkede yaşandığı gibi, on binlerce can kaybı sonrasında yapılacak müdahalelerin hiçbir anlamı yoktur...
Toplumlar hazırlanmalıdır
   BM Genel Sekreteri’nin yeni özel danışmanı Sayın Eide’nin iddia ettiği gibi, liderler çözüme varıncaya kadar müzakere taahhüdünde bulunmuşsa...
   Ve bu taahhüde uyulacağına inanılıyorsa...
   O zaman her iki toplumun da ‘Birleşik Kıbrıs’a hazırlanması gerekiyor...
   Bunun  için de, özellikle Kıbrıslı Rumların, gerek eğitimde, gerekse kilisedeki söylemlerde düşmanlığı körükleyen yaklaşımlardan uzaklaşmaları şarttır...
   İki toplumun katılacağı ortak etkinlikler süratle artırılmalıdır...
   İki toplumun haberleşmesi kolaylaştırılmalı, polisler işbirliği yapmalıdır...
   Hepsinden önemlisi Kıbrıs’ın Yunan olduğu söyleminden vazgeçmeyen...
   Hala ENOSİS rüyasında olan...
   Ve silahlı eğitim görerek, Türk düşmanlığını körükleyen...
   ELAM gibi terör örgütleri derhal kapatılmalıdır...
   Rum liderliği bunu yapabilecek mi?..
   Yapabilirse ‘United Cyprus’ hayali gerçekleşebilir...
   Yapamazsa kaçınılmaz olarak ‘Divided Cyprus’, yani bölünmüşlük kalıcı olur...
   Biz ne istiyoruz?..
   Her iki toplumun da mutluluk ve güvenlik içinde yaşayacağı, AB üyesi Birleşik Kıbrıs istiyoruz...
   Ama bunu istiyoruz diye boynumuza kelepçe geçirilmesini kabul etmiyoruz...
   Güvenlik içinde yaşamak garantisi sağlanırsa, yarım asırlık sorunu tarihe gömecek ikinci bir referandumda yine “evet” deriz...
YORUM EKLE

banner471

banner474