Yeni yıla giriyoruz. Her yeni yıl, yeni umutları içinde taşır. Ancak geçmişten farklı, dünyada ciddi bir bilinmezlik ile yeni yıla giriyoruz. Ülkemizde yeni yıla, dış politikada sert siyasi açıklamalar ve ekonomik, siyasi ortamda ise önemli belirsizlikle giriyoruz. Hükümet, yeni yıla HP ve Toplu Sözleşme yasasındaki değişiklik önerilerini askıya aldığını açıklayarak girdi. . Sendikalar ve toplumsal muhalefet, 2024 ayının son günlerinde gerçekleştirdikleri grevleri erteleyerek girdi. Yani 2025’e, askıya alınan kararlar ve eylemler toplamı ile giriyoruz. Ancak Hayat Pahalılığı ve ekonomik kriz ise askı tanımıyor.
KKTC Dışişleri Bakanlığının, Exxon Mobil- Katar ortaklığının sondaj çalışması için attığı adımla ilgili sert açıklaması ile de 2024’e veda ediyoruz. Söz konusu açıklamadaki şu iki cümle dikkatimi çekti. Biri, “ devletimiz, meşru ve ahdi haklarımızı korumayı amaçlayan gerekli adımları atmaktan imtina etmeyecektir”. Diğeri ise, “ ihtilafların her zaman diplomasi ve diyalog yolu çerçevesinde çözülmesini tercih ettiğimizi de bir kez daha vurgulamak isteriz” cümlesidir. Bu ikinci cümlede, birincisinde yer alan sondajla ilgili, “ gerekli adımları atmaktan imtina etmeyecektir” ifadesi ile bağdaşmayan yumuşak bir ifade var. Bu diplomasi yolunu içeren sözler güzel. Ancak ikinci cümlenin de içinde gerçekten bir oldu bitti diye tanımlayabileceğimiz durumu yaratan esasa dönük, hiç bir nokta yok. Çünkü bu tek taraflı sondaj adımlarının devamını getiren esası; yani, Kıbrıs sorunun çözümüne dönük olarak Toplumlararası Görüşmeleri ele alma talebi yok. Ne var? 2022 yılında yaptığımız öneri var.
Ama o günden günümüze bölgeyi etkileyen çok başka gelişmeler oldu. İsrail’in Gazze, Lübnan saldırıları. Suriye’de meydana gelen gelişmeler. Ayrıca “ KC” ile ABD arasında gelişen stratejik, askeri, ekonomik, siyasi işbirlikleri. ABD’nin Kıbrıs’ta artan etkinliği. Peki sondaja başlayacak olan kim? ABD’li EXXON Mobil. Ortağı da Katar. Üstelik bu sondaj çalışmaları İsrail, Mısır ve AB ile bağlantılı ve bir ucunda da Yunanistan’ın olduğu çok yönlü bağlaşıklıklarla da doğrudan ilintili. Bunların bir amacının ise Türkiye ve Kıbrıs Türk Toplumunu bu enerji yolları ve kaynakları üzerinde etkisiz kılmak olduğu da açıktır. Bu durumda bunu aşmak gerekir. Bunun içinde esasın; yani Kıbrıs sorunun, BM Parametreleri temelinde çözülmesinin aktif siyaset güdeni olmalıyız. Ama iğne ile kuyu kazarak gelişimine katkı sağladığımız bu BM zemini de “ yeni siyaset” diyerek elimizle bir kenara ittik. Böylece Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğünün Kıbrıs Türk Toplumunun ve Türkiye’nin ayağına bir pranga ile bağlı kalmasından memnun olan Güneyin Bağnazlarına da en büyük siyasi hareket geliştirme fırsatı verdik.
Yani ne iç ekonomik, demokratik sorunlarda enflasyon belasını ciddiyetle ele almadan, meseleleri askıya almakla; nede gaz ve enerji meselesinde de Kıbrıs sorununu görüşmeler yolu ile çözüme götürme siyasetini askıya almakla, yalnızca yeni yıla değil, ama geleceğe yönelik de umutla gidemeyiz. Yeni yılınızı, daha belirgin günler gelmesi umudu ile kutlarım...
Umudumuz olmalı
- 30 Aralık 2024, 10:31
- 33
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Yeni KKTC Siyasetimiz ile Egemen AYRI KKTC’de ne Güney Kıbrıs ile Yeni Geçiş Kapıları ne Güney Kıbrıs ile Enerji Kaynakları Payı ve ne de Cebimizdeki Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportlarını İstemiyoruz ! Rumlardan Sadece İstediğimiz Egemen AYRI KKTC’ye onay vermeleridir , 41 Yılda var olanı Yok Etmekle ‘ Her geçen gün fakirleşip Yoksullaşmakla , Yolları Hastahaneleri dökülen Altyapısız Çevre Kirliliği Doğa Felaketi yaşayan KKTCde Egemen AYRI devletimizden neden vazgeçelim ki ! Anavatan Türkiye’den Milyarlar her yıl geldik sonra Sonsuza dek KKTC demeye devam edeceğiz !