Güzelyurt’un suları tuzlandı...
Su İşleri Dairesi Müdürü bunu doğruluyor ve deniz suyunun kilometrelerce içeri girdiğini belirtiyor...
Bırakın içmeyi, kullanım açısından dahi sakıncalı olan bu su, tatlı su ile karıştırılıp, Lefkoşa’ya ve birçok bölgeye dağıtılıyor...
Daire müdürü, kuyulardan çekilen suyun, denizden geldiğini kabul ediyor...
Fakat “buna mecburuz” diyor...
Neden?..
Barajlar boş da ondan...
Güney’deki barajlar yüzde 40 oranında dolu iken, kuzeydeki barajlar neden boş?..
Bakımsızlıktan su tutmuyorlar da ondan...
Ayrıca, nüfusa göre sayıları yetersiz...
Buna karşın hiç kimse bu hayati sorunu önemsemiyor...
Seçimlerde ‘sen, ben’ kavgasını becerebilenler, koltuğa oturdukları zaman ülke sorunlarıyla ilgilenmeyi ve çözümler üretmeyi beceremiyorlar...
Yazık ve günahtır
Denizden çekilen suyu, halka dağıtmak, hem insanlık adına, hem de doğa adına üzücüdür...
Buna izin vermek ayıptır, günahtır...
Bu suyu kullanan hayvanlar dahi ölmeye başladı...
Kanser hastalıklarının patladığı ülkemizde, sebzeyi, meyveyi, etleri, tavukları, herşeyi denetimsiz bıraktığımız yetmezmiş gibi, suyu da kullanılamaz hale getirdik...
Hiç olmazsa güneye bakmalı ve önlem almalıydık...
Güneydeki barajlar sürekli bakımdan geçiriliyor ve su tutuyor...
Yine de kış aylarının kurak geçmesi nedeniyle insanlar, yeni çareler üretiyor...
Denizden alınan suyu, doğrudan şebekeye vermek yerine; arıtıyor, içilebilecek hale getiriyor ve öyle dağıtıyorlar...
Değil hayvanlar, insanlar da bu suları rahatlıkla içebiliyor...
Anamur suyu tek çare
Tüm bu olanlar karşısında, Anamur’dan gelecek suyu beklemeye başladık...
Eylül, belki Ekim, belki Kasım, ya da Aralık’ta gelecek...
Dünyada ilk defa denenecek olan bu sistem çalışırsa, Anamur suyu Geçitköy Barajı’na ulaşacak...
Oradan da ada geneline dağılacak...
Bu dev projenin başarılı olmasını diliyoruz...
Başarı sağlanırsa, ülke yeniden hayat bulur...
Yeter ki; dağıtım ve fiyatlandırma konusunda yanlışlar yapılmasın...
Kıbrıs’ın küçük siyasi hesapları, bu hayati meseleden uzak dursun...
Hatta Türkiye’nin görevlendireceği uzmanların da yer alacağı bir komisyon kurulsun...
Kararlar ülkenin ve insanlığın yararına olacak şekilde alınsın...
Aksi halde, hiç durmadan akan pınarlarımızı ve göletlerimizi kuruttuğumuz gibi, Anamur suyunu
da kuruturuz...
Varı, yok etmede üstümüze yoktur...
Tüm kamu kuruluşlarına ve siyasete güven sıfırlanmış durumdadır...
O nedenle şimdiden uyarıyoruz...
Suyu akışına bırakmayalım...
Yönetimi ve denetimi bağımsız komisyona verelim...