İki bakanın oğlunun da tutuklandığı operasyonu “komplo” ve “tezgah” olarak nitelendiren TC Başbakanı Erdoğan, olayın uluslararası boyutu olduğunu söyledi. "Dini kisve altındaki örgütlerin ülkede operasyon yapmalarına izin vermeyeceklerini" belirten Erdoğan, isim vermeden de Fethullah Gülen'e yanıt verdi: "Arif olan insanlara beddua değil, dua yakışır."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan, konuşmasının başında İzmir’deki römorkör kazasında şehit olan 8 asker ve 2 işçi için Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
Pakistan temaslarıyla ilgili bilgiler veren Erdoğan, Karadeniz gezisinde kendisine gösterilen ilgi için teşekkür etti.
Bütçe görüşmeleri sırasındaki tartışmaları da hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Yapılan çirkin girişimlere rağmen AK Parti grubu bütçe görüşmelerini sonlandırdı" dedi.
Erdoğan, konuşmasının büyük bir çoğunluğunu iki bakanın çocuklarının da tutuklanmasına neden olan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna ayırdı.
Başbakan Erdoğan, isim vermeden Fethullah Gülen'le ilgili de bazı mesajlar verdi.
“Gerekeni yaparız”
AK Parti'nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz. En küçük bir çamur parçası, en küçük bir siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker. Çektiğinde de gereği neyse onu yaparız.
AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez zira bunu yaparsa var oluş zeminini ortadan kaldırmış olur. Bizi bugünlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Onların yaptıkları zaten ortada. Biz kendi sicilimize bakarız ve o sicil üzerinde en küçük bir leke olmaması için de azami dikkat ederiz.
“Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok”
9 gündür bir operasyon yürütülüyor. 'Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu' denildi. Ardından bir sıfat daha takıldı. Tarihin en büyük yolsuzluğu. Daha ikinci günden itibaren gözaltı, sorgu, savunma, mahkeme aşamaları geçildi, medya tarafından siyasetçiler tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. Bu arada içeriden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaygısı olan bir süreç. Bu nasıl gizlilik kaygısıysa...
Bu gizlilik kaygısının olmasına rağmen bu adımların atıldığı bir sistem içerisinde başka şeyler var. O zaman kusura bakmasınlar, burada yürütmenin uzantısı veya yargının belli bir yapı içerisindeki safhası, demek ki bunlar burada servis yapıyor. Şimdi burada bize düşen nedir? Burayı da temizlemektir. Bir taraftan hukuk içerisinde beraati zimmet asıldır diyeceksin, böyle yürüteceksin işi, öbür taraftan da dışarıya servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok. Bugüne kadar birçok olaylar yaşandı ve bu olayları yaşayanlar belli bir müddet sonra beraat ettiler. Peki bu beraat eden insanların, o süreç içerisindeki kirletilmelerinin temize çıkarılmasının bedelini kim ödeyecek?
“O kutuları nereden biliyorsunuz?”
Günlerdir Halkbank Genel Müdürü’nün evinden çıkan kutular konuşuluyor. Siz bu kutuların ne olduğunu nereden biliyorsunuz? Kim yaptı bunların servisini? O paraların ne olduğunu nereden biliyorsunuz? Eğer evinde para çıktı diye bir insan anında suçlu oluyorsa buradan ben şimdi CHP'nin genel müdürüne soruyorum: Evinden 2,5 milyon Euro çıkan şahsı siz neden milletvekili yaptınız? Hani çok temizdiniz? Bu iş bu kadar basit mi? Yargıyı da polisi de savunuyor. İnşallah böyle kalırsınız. Polise demediğini bırakmayan CHP, şimdi sahip çıkıyor.
Dokuz neden saydı
Bir, İstanbul’da 46 milyar dolarlık havaalanı ihalesi gerçekleştirdik. Bu rahatsız etti. Bu havalimanına karşı her olumsuzluğu her an yapabilirler. İki, Ankara’da Japonya Başbakanı’nı ağırladık, anlaşmalar yapıldı. Üç, İstanbul 2.5 milyar dolarlık bir köprünün temelini attık. Bunu da engellemeye çalıştılar. Dört, İstanbul Borsası rekor kırdı. Bu da hazmedilmedi. Beş, Merkez Bankası rezervi 135 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. Altı, gösterge faizi, Mayıs’ta yüzde 4.6’ya indi. Yedi, dört kredi derecelendirme kuruluşu Türkiye’nin kredi notunu Mayıs ayında artırdı. Sekiz, IMF’den aldığımız borcu Mayıs ayında sıfırladık. Uluslararası güçler devreye girdi. Dokuz, enflasyon, sanayi üretiminde rekorlar kırıldı.
“Bu vatana ihanettir”Vevobahis lang="TR" style="font-family:"Times New Roman";
mso-bidi-font-family:"Times New Roman"">
Gezi olayları denilen sokak eylemleri başladı. Uluslararası medya İstanbul'a, Ankara'ya adeta kamp kurdu. Bir yandan uluslararası medya, bir yandan ulusal medya, bir yandan sosyal medya Türkiye'yi dünyaya karalamaya başladı. Bu bir ihanettir, bu vatana ihanettir ve bunu acımasızca yaptılar. Apaçık bir ihanete, apaçık bir ekonomik suikaste bu dönemde şahit olduk. Gezi’de istedikleri başarıyı elde edemediler.
“Uluslararası boyutu var”
2013 yılında biz çok farklı bir Mayıs ayı yaşadık. Küresel finans krizinin etkileri tüm dünyada çok ağır şekilde devam ederken, Mayıs ayında biz Türkiye olarak tarihte örneği görülmeyen başarılara, rekorlara imzamızı attık. Bunları çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çünkü şu olay, altını çizerek söylüyorum, ulusal bir operasyon değildir. Bu olayın uluslararası boyutu vardır. Uluslararası boyutta bunun en tepe noktası vardır. Ve onun altında da bunun çeşitli yerlerdeki taşeronları vardır. Bu olay basit olarak ele alınmasın. Bu, AK Parti iktidarının Türkiye'nin büyümesine olan öncülüğü sebebiyle yapılan bir operasyondur.
“İntikam için tezgah kurdular”
Gezi'de Mayıs ayının başarıları, 17 Aralık'ta çözüm süreci hedef alındı. 17 Aralık'ta Diyarbakır'daki barışımıza da suikast düzenlediler. Kamuoyunu etkilemek için yolsuzluk paketiyle sundular. Kamuoyunu yolsuzluk iddialarıyla meşgul ederken, arka planda, Diyarbakır'ın intikamını almak için, Mavi Marmara'nın intikamını almak, Oslo'nun, 7 Şubat'ın, bunun yanında Halk Bank'ın intikamını almak için tezgah kurdular.
“Dini kisveli örgütler ülkemde operasyon yapamaz”
Yanlış içinde olanlar yara alır, onların maskeleri düşer. Kim olursa olsun. İster şahsım olsun ister başkaları olsun düşer. Kime ve niye hizmet ettikleri açıkça ortaya çıkar. Birliğimizi, kardeşliğimizi, milletimizin bekasını ilgilendiren bir durum ortaya çıkıyorsa biz de anayasa ve yasalar çerçevesinde gereken adımı hiç tereddüt etmeden atarız. Dini bir kisve altındaki örgütlerin, birtakım ülkelerin ve çevrelerin maşası olarak benim ülkemde operasyon yapmalarına, ameliyat yapmalarına kesinlikle müsaade etmeyiz.
“Birlikte ancak beddua seansları düzenlerler”
CHP yolsuzluk yapan görmek istiyorsa gitsin kendi geçmişine baksın, gitsin aynaya baksın. On yıllardır eleştirdikleri, hatta hakaret ettikleri, hatta kuyusunu kazdıkları o örgütle şimdi ittifak yapıyorlar. Bunların birlikte yapabilecekleri tek bir şey var, bunlar birlikte ancak bedduya seansları düzenlerler.Bize milletimizin duası yeter. Böyle yürüdük, bundan sonra da böyle yürüyeceğiz.
“Açık bir tezgah”
Bu bir yolsuzluk soruşturması değil, millete karşı açık bir tezgahtır. Bu oyun 30 Mart’ta sandıkta bozulacaktır. Yeni Türkiye yürüyüşümüzü kimse durduramayacaktır. Ya millet ya zillet.
“Bu süreç istiklal mücadelesidir”
30 Mart seçimleri çok önemli ve süreç çetin geçecek. En küçük bir ihmale, boşvermişliğe, moralsizliğe yer yok. Bu süreç, yeni Türkiye'nin istiklal mücadelesi sürecidir. Türkiye'nin istiklal mücadelesi sürecek, bu kadar önemli.
“Bedduaya lanet, duaya evet”
Millet bizimle, milletin hayır duası bizimledir. Bırakın, iğrenç internet sitelerinde kasetleriyle boğulsunlar. Biz bedduya lanet, duaya evet diyeceğiz.
“Bu iş şirazesinden çıkmış”
Arif, alim olan insanlara beddua değil tam aksine dualar yakışır ve o insanlara ıslah ifadesini kullanmak bile yakışmaz. Hele hele bir Müslüman kardeşi için hidayetinin artırılması talebi yakışır. Ama görünüyor ki bu iş şirazesinden çıkmış. Böyle bir sürecin içerisindeyiz. Her zaman söylüyoruz, bize milletimizin hayır duası yeter.
Güncelleme Tarihi: 26 Aralık 2013, 02:48