Gezi Davasından tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararı ve kendisine dair söylediklerini değerlendirdi.
Kavala, Çavuşoğlu’nun Gezi direnişine kaynak aktarıldığı iddiasıyla ilgili hiçbir bulgu, bilgi, hatta bir işaret ortaya konamadığını yazdı.
Osman Kavala’nın önceki günkü açıklaması şöyle:
“Gezi olaylarına benim üzerimden yurtdışından kaynak aktarıldığı, Gezi protestolarını itibarsızlaştırmak ve beni cezaevinde tutmak için uydurulmuş bir iddiadır. Yıllardır uğraşılmasına rağmen bu iddiaya yönelik hiçbir bulgu, bilgi, hatta bir işaret ortaya konamamıştır.
Benim beş yıla yakın süre cezaevinde tutulmamı sağlayan yargılama süreci ve Gezi davası, yoğun hukuksuzluklar temelinde yürütülmüştür.
Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı’nın yaptığı gibi, Gezi olaylarıyla ilgili asılsız iddiaları tekrarlayarak AİHM’in tespit ettiği ve verdiği kararlarda sona erdirilmesini istediği vahim insan hakları ihlallerini meşrulaştırmaya çalışmak, kabul edilebilir bir şey değildir.”
Çavuşoğlu ne demişti?
Türkiye’yi 29 Temmuz’da ziyaret eden Almanya Dışişleri Bakanı Annelena Baerbock ve Çavuşoğlu’nun düzenlediği ortak basın toplantısında Kavala’nın yargılanma süreci gündeme gelmişti.
Baerbock, Kavala’nın AİHM kararı uyarınca serbest bırakılmasını talep ederken Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmasını sağlamanın, Dışişleri Bakanı’nın sorumluluğunda olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu da şu yorumu yapmıştı: “Osman Kavala’yı Türkiye aleyhine kullanıyorsunuz, fonluyorsunuz. Gezi olaylarında ne kadar fonladığınızı biliyoruz. Sizlerin ne kadar destek verdiğini biliyoruz. O nedenle Osman Kavala konusunu sürekli gündemde tutuyorsunuz.”
Avrupa Konseyi ihlal süreci
AİHM 10 Aralık 2019'da Kavala'ya ilişkin olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 18. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
Dosya, üye devletlerin kararlara uymasını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, mahkemenin 10 Aralık 2019 kararının uygulanmamasıyla ilgili ihlal prosedürü başlatmasının ardından Büyük Daire'ye taşındı.
Büyük Daire, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "kararların bağlayıcılığı"nın düzenlendiği 46/1 maddesine dayanarak, Türkiye'nin AİHM kararına uymamasıyla ilgili 11 Temmuz’da kararını açıkladı.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 2 Şubat 2022 tarihinde başlattığı ihlal prosedürü kapsamında açıklanan kararda, Türkiye’nin, AİHM kararlarına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediği sonucu yer aldı. AİHM, bu konuyu içeren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 46/1. maddesini ihlal ettiği hükmüne vardı. Karar, 1'e karşı 16 oyla alındı. Tek karşı oy, mahkemenin tek Türkiyeli yargıcı Saadet Yüksel’den geldi. Yüksel karara yazdığı şerhte, çoğunluğun görüşüne katılmadığını ifade etti.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu ihlal kararına karşı nasıl bir yaptırım kararı alacağını görüşecek.
Yaptırım ihtimalleri arasında, Türkiye'nin Konsey üyeliğinden çıkarılması veya oy hakkının askıya alınması da bulunuyor.