Sohbetlerin konusu teke indi. Yalnızca Türkiye seçimleri…
“Seçimleri nasıl görüyorsun” sorusuna kendi beklentimi açıklayarak yanıt vermek yerine, biraz daha tarafsız gözlemlerle yanıt vermeyi tercih ediyorum…
Hiçbir ülkede, hiçbir iktidar bu kadar olumsuzlukla ayakta kalamaz. Ekonomik yıkım; deprem felaketine müdahale edememe; neredeyse bütün halkı ötekileştirme… Daha söylenebilecek çok şey var tabii: Bütün komşularla kavgalı; aslında ticaret yaparak Türkiye’yi zenginleştirmesi gereken ülkelerin devletlerine ve halklarına küfürler yağdırması ve aşağılaması… Ayakta kalabilmek için devlet kaynaklarını sorumsuzca harcamasına; lüks düşkünlüğüne son haftalarda bomba gibi patlayan yolsuzluk açıklamalarını da eklemek gerekir.
Bütün bunlar hangi ülkede olsa, o ülkedeki iktidar ilk seçimde devrilir… Erdoğan’ın kaybetmesi gerekir.
Bu değerlendirmeye karşılık söylenen söz, bana çok acı verici geliyor: O dediğin “normal” ülkelerde olur!
Ne demek “normal”? Türkiye “normal” bir ülke olmaktan ne zaman çıktı? Şimdi seçim sonuçları ile ilgili tahminlerimizi Türkiye’nin “normal” değil; “anormal” bir ülke olduğu varsayımına mı dayandıracağız?
Sanırım bu kuşkular bile, Türkiye’deki iktidarın mutlaka değişmesi gerektiğini anlatmaya yetiyor. Türkiye’deki iktidar değişsin ve Türkiye de “normal” bir ülke olabilsin!

Erdoğan seçim kampanyasını küfür ve yalanlarla devam ettiriliyor. Sağcısı ve solcusu ile bir muhalefet ittifakı oluşturan kendi dışındaki liderleri “terörist” bile ilan etti. Söylediği her söz, kendi aleyhine kullanılabilir duruma geldi. Belli ki artık bu iş bitti; değişmesi gerekiyor. Değişmesi Türkiye için bir gereklilik haline geldi