Dünya yeniden şekilleniyor diyoruz ama Amerika, Rusya ve Çin’den daha fazla Avrupa’nın ne yapacağına odaklanıyoruz. Avrupa, Amerika ile olan evliliğinin bitmek üzere olduğunu fark etti. Avrupalılar, AB normlarını aşarak yeniden güçlenmenin yollarını aramaya başladılar.
Ukrayna’yı Rusya’ya yem etmemek Avrupa devletlerinin ilk hedefi gibi görünüyor ama bunun için yapmaları gereken çok şey var:
• Savunma sanayini güçlendirmek için kaynak ayırmak, kaynak için sosyal harcamaları az da olsa kısmak gerekiyor.
• Hiçbir ülke savunma ihtiyaçlarını yalnız başına karşılayacak durumda değildir. Bunun için İngiliz, Alman ve Fransız sanayicilerinin etkileyici bir iş birliği yapmaları; İsveç, İtalyan, İspanyol ve Türk sanayicilerinden de destek almaları gerekiyor. İş birliği yoksa, harcamalar çok daha fazla olacak ve sonuç alma olasılığı düşecek demektir.
• Bir devlet savunma için kaynak harcarken diğeri tüketim malları üretimine ağırlık verir ve Pazar payını güçlendirmeye kalkarsa kendi aralarında kuracakları dayanışma mutlaka tehlikeye girecektir. Savunmaya ayıracakları kaynak orantılı olmak zorundadır.
• Neyi savunacakları, hangi işlere karışmayacakları konusunda fikir birliği sağlamak da kolay değildir. Belirleyecekleri “davranış ilkeleri” her olay için geçerli olmak zorundadır.
Akla gelebilecekler bunlar olmakla birlikte onlar bizden çok daha fazlasını biliyor ve hesaplıyor olmalıdırlar.
Bu süreçte Türkiye önemli bir rol üstlenme potansiyeline sahiptir. Geopolitik konumu zaten eşsizdir. Güçlü bir ordusu vardır. Savunma sanayinde önemli ilerlemeler kaydetmiştir; bu alandaki iş birliğine katılacak potansiyeli, kendisine verilecek teknolojik desteği ürüne dönüştürecek altyapısı vardır. Kültürel farklılıkları, “davranış ilkelerinin” belirlenmesinde ve uygulanmasında emniyet supabı olabilecektir.
Hakan Fidan’ın Pazar günkü Londra zirvesine katılması, Türkiye’nin yeni Avrupa’nın bir parçası olabileceği konusunda umutlar yaratmış olmakla birlikte Rusya ve Amerika ile olan ilişkilerinin oluşturacağı engelleri aşmak hiç de kolay olmayacaktır. Yeni Avrupa birlikteliğinin nedenleri ve belli başlı hedefleri açıkça ortadadır. Türkiye henüz, bu nedenler konusunda tavır almamış; bu birlikteliğin hedefleri konusunda tutum belirlememiştir. İhtiyatlı olunması doğaldır ama eninde sonunda bir tutum belirlemek zorunluğu ortaya çıkacaktır. Türkiye işte bu noktada zorlanacaktır!
Gelişmeler ilginçtir… Türkiye bu sürecin dışında kalamaz; kalmamalıdır ve kalamayacaktır! Sürece nasıl dahil olabileceğini hep birlikte göreceğiz.
Umarız şapkadan tavşan çıkar ve her şey daha güzel olur!
Avrupa bütünleşmeye çalışıyor. Türkiye bu bütünleşmenin bir parçası olmak zorunda görünüyor ama bu sürecin nasıl gelişeceğini bilemiyoruz. İlginç şeyler olacak!