2017 ve 2018 yıllarında 3 kez faiz artırımı yapan FED’in yetkilileri 2019’da da 3 kez faiz artırmayı düşündüklerini şahin tutumlu açıklamalarla ulusal ve uluslararası kamuoyuna duyurmuştu. Ancak, Çin’deki ekonomik yavaşlama, karşılıklı ticaret anlaşmazsızlıklar, ABD’de hükümetin kapanmasının yarattığı olumsuz beklentiler ve Brexit nedeni ile Euro bölgesindeki endişelere müteakip olarak  Fed (Amerikan Merkez Bankası) 2019'un ilk toplantısında politika faizinde değişikliğe gitmeyerek faiz oranını %2.25 - 2.5 bandında sabit tutma kararı aldı. Şahin tutumunu 2019’un ilk toplantısında güvercin duruşuna çevirerek faiz artırımlarında sabırlı olacakları açıklandı. Haliyle, faiz artırımlarının durması ve kısa vadede faizlerin hızla artmayacağı beklentilerinin oluşması neticesinde Türk Lirası değer kazanmaya başladı. Türkiye risk primlerin (CDS) azalmasına ve yabancı yatırımcının USD faiz kararına istinaden risk iştahının artmasına paralel olarak Türkiye’ye giren 4,54 Milyar USD’lik yabancı yatırımların da etkisiyle Borsa haziran döneminden sonra tekrardan 100 Bin puanın üzerine çıkarak 104.074 puana yükseldi. 

   İç faktörler tarafındaki gelişmeler de Türk Lirasını ve Türk Varlıklarına olan güveni destekler konumda seyrediyor. 16 Ocak 2019 tarihinde T.C. Merkez Bankası politika faizlerini % 24’de sabit tutma kararı aldı. Ay sonu hazırladığı enflasyon raporunda Türk Lirasının değer kazanması, ithalatın gerilemesinden dolayı cari dengedeki düzelme, iç talebin azalması ve petrol gibi emtia değerlerinde yaşanan düşüşler nedeni ile enflasyonun azalma eğilimine girdiğini açıkladı. Buna ek olarak, 2019 yılı enflasyon tahminini azaltarak % 14,6’ya indirdi. Hükümetin Yeni Ekonomik Programında da yıl sonu hedefi % 15 seviyesinde. Kısacası, mevcut dönem içerisine enflasyon azalma eğilimindeyken faizlerin yüksek kalması TL’ye yapılacak yatırımları özellikle kısa vadede çok cazip hale getirdi. % 20’nin altına doğru yönelen enflasyon, Türk Lirasında develüasyon olma sinyallerinin azalması, yüksek mevduat faizleriyle birlikte reel faiz kazancı sağlamaktadır.
   Sonuç olarak Türkiye’de ve KKTC’de % 20 – 25 bandında seyreden mevduat faizleri yatırımcısına yüksek getiri sağlarken, risk faktörlerinde yaşanan iyileşmeler rekabet edebilirlik gücünü ve yatırım cazibesini artırıyor. T.C. Merkez Bankası ise enflasyonun kalıcı hale gelene kadar sıkı duruşunu koruyacağını duyuruyor. Böylelikle, kısa vade de faizlerin düşmeyeceği anlaşılıyor. Citi bank ve benzeri bazı Uluslararası bankalar da TL’ye yatırım tavsiyesi verirken, aynı zamanda kendileri de Türk Lirası pozisyonlarını artırmaya başladılar. İç ve dış faktörlerdeki gelişmeler sonucu rüzgarı arkasına alan Türk Lirası ve Türk varlıkları özellikle kısa vadede önemli fırsatlar sunuyor. Tabii ki finansal piyasalarda yaşanan gelişmeleri iyi takip ederek orta vadede rüzgarın yönüne göre manevra yapabilme kabiliyetinin taşınması da önem arz ediyor.