Şeker bayramı geldi adaya şeker tadında bir bayram havası yaşatması en büyük arzumuz.
Yine manşetler atıldı; şu kadar uçak kalkacak, bu kadar uçak inecek, bilmem ne kadar yolcu gelecek… 
Bayramlarda otellerimizin dolmasını ve çarşımızın canlanmasını istiyoruz. Önemli olan bu uçaklar turist mi taşıyacak, yoksa aile ziyaretleri mi ağır basacak?
Bayram turizminde yine Türk turistlerin ağırlıkta olduğunu görüyoruz. Türk turistler otellerimiz için önemlidir ve bunun artarak devam etmesini diliyoruz.
Bir diğer yandan; yıllar içerisinde büyük emeklerle gözbebeğimiz gibi büyüttüğümüz ancak son zamanlarda büyük tahribat verdiğimiz eğitim ve üniversite hayatına en büyük ve en uzun süreli turizm hareketi olması sebebiyle acaba yine eskisi gibi öğrenciler adaya gelebilecek mi, adamızın üniversitelerini tercih edecek mi?..
Hele son günlerde belli ki durduk yerde Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni karşı karşıya getirmek için sinsice yaratılan gerilim ortamı devam edecek mi, etmeyecek mi? Kriz çıkacak mı çıkmayacak mı? 
 Toplumun içerisine açıklamaları ile dinsel kardeşliğin, et tırnak olmanın ne denli önemini unutarak fesat yaratmak isteyen kişiler odada çoğalacak mı diye kafamda bir milyon soru var. Gidişat enteresan bir şekilde belli odaklar tarafından sanki bilerek köpürtülüyor. Bizleri bekleyen en büyük tehlike aslında bu. 
Gittikçe köyün minareleri görülmeye başladı. Ada’nın mevcut siyasi ve ekonomik konektörü ile ne Kıbrıs Türkü’ne, ne de Anavatanımız Türkiye’ye çıkar sağlamadığını apaçık meydana çıktı. 
Rumların Kıbrıs Türkü’nü yok sayma siyaseti onlarca yıl sahnede oynanırken, Sarayönü’ne hapsolmuş politika bizlere uluslararası siyasi arenada bir kazanım sağlamıyor.
Türkiye’nin garantör ülke kapsamında hem Kıbrıs Türklerini hem adada kendi çıkarlarını bir adım ileriye götürme hamleleri belli ki bundan sonraki görüşmelerde artarak devam edecektir. Burada önemli olan Kıbrıs Türklerine bu hamleleri gerçek anlamda Türkiye ile eşgüdüm içerisinde atabilecek siyasi mekanizmanın nasıl çalışacağını hesap etmekten geçmektedir. Ayrıca bir adım ileride olma siyaseti Rumlara nasıl bir manevra kabiliyeti verecek veya vermeyecek? 
Yine olası uluslararası görüşmelerde Rumlar masadan kalkacak mı kalkmayacak mı? 
Kimin bu aşamada doğru, kimlerin yanlış, kimlerin tercih sebebi, kimlerin siyasi arenadan uzaklaştırılacağını hep birlikte de göreceğiz. Ha Unutmadan söyleyelim, irade kimde burada önemli soru işaretlerimiz var. Yani kafamda bin bir türlü soru var.
Başta anavatan suyunun çok yakın zamanda elektriğinin tüm Kıbrıs’a barış getireceği günleri yaşayacağız. Adamızı çevreleyen hidrokarbon yataklarının ve ekonomik kazanımlarının Kıbrıslı Türklere de fayda getirecek şekilde Türkiye üzerinden tüm Avrupa’ya gideceği siyasi açılımları göreceğiz. 
Daha da önemlisi; bu hidrokarbon ekonomik kazanımlarından sürekli Türkiye’mizin başını ağrıtan tazminatlar konusunun da bu şekilde çözüleceği zamanları yaşayacağız. Şahsımın tüm emeli ve arzusu bu yöndedir. Gerisini bilemem. 
Belki bir gün turizm hareketi ile ve gerçekliği ışığında gerçek barışın yaşanacağı günleri de göreceğiz. Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.