banner564

Tümü hazırmış!

  Annan Planı’nı oyladığımız günlerde “AB’ye ne kadar hazırız?” diye sorulurdu...
  Siyasilerin ezici bir çoğunluğu ise büyük ölçüde hazır olduğumuzu söylerdi...
  Mesela yollarımız ve kaldırımlarımız?..
  Trafik ikaz işaretlerimiz ve koruyucu bariyerlerimiz?..
  Mezbahalarımız?..
  Koop sütümüz?..
  Okullarımız, sınıflarımız, eğitim araçlarımız?..
  Köy otobüslerimiz, taksilerimiz?..
  Çöp alanlarımız?..
  Sebze-meyve denetimlerimiz?..
  Çevre yasalarımız ve uygulamalarımız?..
  Araç muayenesine ilişkin mevzuatlarımız?..
  İmar ve İskan yasalarımız?..
  Uyuşturucuya, trafik suçlarına, cinayetlere ve tecavüzlere yönelik ceza yasalarımız?..
  Haberleşme sistemi?..
  Elektrik üretimi?..
  Hayvan hastalıkları?..
  Hastanelerimiz, hasta haklarımız, uzman doktorlarımız?..
  Futbol sahalarımız, kulüplerimiz?..
  İçme sularımız, tarım sularımız ve ekim alanlarımız?..
  Yeter mi...
  Daha ilave edebileceklerimiz var ama burada keselim ve soralım:
  Bunlardan hangisi AB kurallarına uygun?..
  Hangisi Avrupa standartlarında?..
  Var mı bir tane iyi örnek?..
  Yoksa ‘Büyük ölçüde hazır olduğumuzu’ söyleyenler hayal mi görüyorlardı?..

Hodri Meydan dönemi
 
  Ve bugüne gelelim...
  ‘Hodri Meydan’ sonrasında genel seçimlerin 7 Ocak’ta yapılması gündemin ilk sırasına yerleşti...
  Parti genel merkezlerinde, ilçelerde bir heyecan bir heyecan sormayın...
  Meyhaneler dolup taşmaya başladı...
  Viskiler, rakılar yudumlandıkça herkes zaferini ilan etmeye başlıyor...
  Bir de mikrofon uzatıldığı zaman “Biz seçime çoktan hazırdık” diyorlar...
  Kimin, ne kadar hazır olduğunu ve halkın onlar hakkında ne düşündüğünü 7 Ocak’tan sonra öğreneceğiz elbette...
  Ama “7 Ocak gecesi” diyemiyoruz...
  Neden mi?..
  Hiç kimse seçim sonuçlarının kaç saatte veya kaç günde açıklanabileceğini söyleyemiyor...
  Çok ilginç bir durum değil mi?..
  Bugüne kadar yasalarımızı, tüzüklerimizi, hükümet icraatlarımızı, hemen her şeyi ‘kendi çıkarlarımıza göre’ düzenledik...
  Sonunda batırmadığımız bir şey kalmadı...
  Şimdi yine kendi ‘küçük çıkarcıklarımıza’ göre bir seçim yasası hazırladık...
  Seçmenlerin kaç saatte, kaç günde oy kullanabileceğini bilen yok....
  Sonuçların kaç saatte, kaç günde alınabileceğini de bilen yok...
  “Bu ilk deneme olacak göreceğiz” diyorlar...
  Bu kadar ‘cesaret’ ve de ‘Gözü Kapalı’ bir şekilde adım atanlar için Kıbrıslılar ‘Bardon be gardaş’ derler...
  Gerçekten ‘Bardon’luk veya ‘Pardon’luk bir durum...
YORUM EKLE

banner608

banner473