Rum lideri Nikos Anastasiadis; son 3 yıllık icraatlarını ortaya koyan bir basın toplantısı düzenledi...
Toplantıda kendisine bir ‘yalanı’ hatırlatıldı...
Anastasiadis; Avrupa kültürüne uygun bir şekilde, banka mevduatlarının yüzde 40 oranında traşlanması konusunda halka yalan söylediğini itiraf etti...
Göreve başlarken ‘traşlama olmayacağını’ söylemişti...
Göreve başladıktan sonra, Avrupa Troykası ona bu zor görevi verdi...
“Al usturayı, başla kesmeye” dedi...
Anastasiadis, ya bizdeki keskin siyasiler gibi “al paranı başına çal” deyip, AB’ye kafa tutacak; ya da usturayı kullanacaktı...
Kafa tutması halinde, Rum ekonomisi 100 yılda düzelmeyecek şekilde batardı...
İnsanlar aylarca maaş alamaz, açlıktan çıldırırdı...
O nedenle sorumlu bir siyasetçi gibi davranıp, traşlamayı kabul etti...
Aradan 3 yıl geçtiği halde, parasını kaybeden insanların acısı dinmedi...
Anastasiadis, Cumhurbaşkanlığı sarayında gazetecilerle konuşurken, mağdurlar dışarıda eylem yapıyordu...
Yunanistan’a tepki yok
Eylem sırasında çok sayıda pankart taşındı...
Bunlarda genellikle, batan Laiki Bankası’nın yönetimi eleştirildi...
Ayrıca Troyka’ya ve Anastasiadis’e yönelik tepkiler vardı...
Halbuki; Rum ekonomisinin batması ve traşlamanın temelinde, güneydeki banka mevduatlarının Yunanistan tarafından batırılması vardır...
Rum bankaları ‘daha yüksek faiz’ alacakları düşüncesiyle, mevduatların önemli bir kısmını Anavatanları Yunanistan’a göndermişti...
Yunanistan bankaları iflas edince, Rumların mevduatları da buharlaşmış oldu...
Anastasiadis’in yanı sıra güneydeki siyasi partilerden hiçbiri Yunanistan aleyhinde tek laf etmedi...
Mağdurlar Yunan elçiliği önünde eylem yapmadı...
Önceki gün düzenlenen eylemde yine Yunanistan’a yönelik tek kelime edilmedi...
İnsan üzülmez mi?
Bir de kendimize bakalım...
KKTC’de yıllar önce birçok banka batmıştı...
Mevduat sahiplerinin paralarını son kuruşuna kadar Türkiye ödedi...
Üstelik Türkiye o dönemde IMF baskılarıyla bunalmış durumdaydı...
Ekonomik veriler çok kötüydü...
Buna karşın, bir yerlerden kesilerek, Kıbrıslı Türklerin batan mevduatları taksitler halinde ödendi...
Türkiye halen, Kıbrıs’a büyük yardımlar yapmaya devam ediyor...
Ne var ki; bazı çevreler bunları görmezden gelerek, Türkiye’nin bizleri yutmak istediğini söyleyecek kadar ileri gidebiliyor...
Hatta “ne seni, ne de paranı” diyorlar...
Sadece 4 gün için, 9 bin kişinin maaşlarından yüzde 40 kesinti yapılması nedeniyle piyasanın ne hale geldiğini göremiyorlar...
Taksitlerin ödenmesinde aksamalar yaşandı...
Korkuya kapılan vatandaşlar alış-veriş yapmaz oldu...
Öyleyse; birileri bir yerlerde yanlış yapıyor...
Birileri, bu toplumu içten çökertmek için çaba sarfediyor...
Bunun başka türlü bir izahı yoktur...
Genç siyasetçilerden Birikim Özgür, dün Diyalog TV’de sevgili Aytuğ’un programında bu konuya değinmek zorunda kaldı...
“Türkiye hem para verecek, hem de adamlara söveceksiniz, bu komik bir durum” dedi...
Kısa süreli de olsa KKTC’de Maliye Bakanlığı yapan genç bir siyasetçinin söyledikleri herkesin kulağına küpe olmalıdır...
Türkiye buradan elini çektiği anda topluca intihar etmiş olacağımızı anlamak ve ilişkilerimizi daha da kuvvetlendirmek zorundayız...
Sağlam bir çözüm için de Türkiye’nin güçlü desteğine ihtiyaç vardır...
Aksi halde; ikinci traşta hepimizin kellesini götürürler...