Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomi iyi değil…
Ganimet olanakları tamamen tükenmek üzere…
Devlet kurumlarında istihdamlar da yok denecek kadar azaldı…
Gençlerin büyük bir çoğunluğu özel sektörde çalışmak istemiyor…
Ya maaşı beğenmiyor, ya da yorulmayı göze alamıyor…
Asgari ücretle çalışanlar ve düşük maaşlı emekliler, aylık maaşla ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldi…
Hemen her şeyin dövize endeksli olduğu ülkemizde, tüketim maddelerinin fiyatları sık sık değişiyor; hızlı artışa karşı direnmek zorlaşıyor…
İthalatının yüzde 70’ini Türkiye’den yapan KKTC, Türk lirası faizlerinin yüzde 50’nin üzerine çıkmasıyla daha pahalı bir ülke haline gelecek…
Ülkenin her yanından suç haberleri geliyor…
Hırsızlık, soygun, tecavüz, şiddet olaylarında patlama yaşanıyor…
Uyuşturucu tam bir bela oldu…
Eskisi gibi 3-5 gram değil, valizler dolusu uyuşturucu sokuluyor bu ülkeye…
Dünya çapında uzman çeteler uzaktan kumanda ile yönetiyor satışları…
Uyuşturucuyla birlikte silahlar geliyor…
Kimin için, ne için?..
Ülkeyi yönetenler bunları görmezden gelemez…
Yeni bir düzene ihtiyaç vardır
Birçok konuda hükümetlerin ürettiği kararlar daha sonra yürürlüğe girmiyor veya iptal ediliyor…
‘Yüce Meclis’ haftanın bir veya iki gününü boş salona konuşmalarla geçiriyor…
Muhalefet eleştirirse, iktidar ‘teşekkür ederek’ savunmaya geçiyor…
Dünyaya örnek olacak bir demokrasi şovu var…
Kutlamak lazım…
İyi güzel de; 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın üzerinden 50 yıl geçtiği halde hala Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasını savunanlar, acaba ileriki günlerde ne tür sıkıntılarla yüzleşeceğimizi hesap edebiliyorlar mı?..
Ne yani teslim mi olalım?..
Elbette teslim olmayacağız…
Ancak; Avrupa Birliği’nin gerçek üyesi olmak ve olanlardan yararlanmak için kalıcı bir çözüme ihtiyacımız vardır…
Bunun için de, önemli aktörleri ikna edici bir siyaset çizgisine ihtiyacımız vardır…
Kapıları tamamen kapatmadan, haklarımızı masa başında koruma azmiyle ilerleyebilmeliyiz…
Mevcut düzen, gelecek açısından güven veriyorsa devam…
Vermiyorsa, düşünmek lazım…
Çözümsüzlüğün devamı sadece Kıbrıslı Türkler açısından değil, Kıbrıslı Rumlar açısından da iyi değildir…
Çözüm olması halinde ortaya çıkacak ekonomik fırsatların getirilerini iyi hesaplamak lazım…
Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların geleceğini tehlikeye sokmayacak bir düzenleme herkesin yararınadır…
O yüzden Bayan Holguin’in dediği gibi sorumluluk liderlerin omuzlarındadır…
Toplum Liderimiz Cumhurbaşkanımiz Dünyanın kabullenemediği Egemen Ayri KKT Cumhuriyetinden Başka bir çözüm istemiyor ve masaya oturmuyor ! Ambargolu KKTC kırk yıldır böyle geldi de Kırk yıl daha gidemez mi yani !!