banner564

TEŞVİKLER VE TEPKİLER

  Türkiye, sınır ihlalinde bulunan Rus uçağını düşürünce ilişkiler gerildi...
   Rusya; Türkiye’ye turist göndermekten ve mal  almaktan vazgeçti...
   Türk müteahhitleri ve otelciler büyük zararlara uğradı...
   Özellikle turizmde kayıp yılda 3 milyar doların üzerindedir...
   İstatistiklere göre; 2014 yılında Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısı 4 milyon 400 bindir...
   Türk medyası bu müthiş kayıp üzerinde pek durmasa da; otel işletmecileri ve turizmden geçim sağlayanların çok kötü durumda olduğu tartışma kaldırmaz bir gerçektir...
   Türkiye’nin yeni Turizm Bakanı, Rus pazarını kaybeden turizmcileri cesaretlendirmek amacıyla yeni bir teşvik uygulaması başlattı...
   Yeni destinasyonların yaratılması halinde her uçuş için 10 bin dolar teşvik verileceğini açıkladı...
   Rus pazarını kaybeden turizmcilerin, bu teşvik sayesinde bir miktar rahatlamasını diliyoruz...
   KKTC’ye gelince...
   Geçmiş yıllarda Kıbrıs’ın Türk kesimine gelen Rus turist sayısı çok azdı...
   Ancak; Mısır’da meydana gelen olay sonrasında 130 bin Rus turist için yeni adresler üzerinde durulurken, Kuzey Kıbrıs’ın da bundan pay alacağı bir ortam doğmuştu...
   Rus uçağının düşmesi sonrasında Putin, Kuzey Kıbrıs’ı da ‘kara listeye’ aldırdı...
   Ve Rus turist hayali sona erdi...
   KKTC Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu; bu gelişme karşısında derhal harekete geçerek Türkiye Turizm Bakanı ile görüştü...
   Türkiye geneli için hazırlanan teşvik havuzundan yararlanma talebinde bulundu...
   “Antalya’ya uçan şirkete 10 bin dolar veriyorsanız, Kıbrıs’a uçanlara da aynı miktarı veriniz” dedi...
   Türkiye Turizm Bakanı ve Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, KKTC’nin bu teklifine sıcak yaklaştı...
   Gerekli çalışmaların yapılacağı ve olumlu bir sonuca varılacağı söylendi...
   Bakan Sucuoğlu da adaya yeni umutlarla döndü...

Bize karışmasın diyemeyiz
   Sadece bu son örnek; Türkiye’nin hayati  önemini anlamak için yeterlidir...
   Antalya ve Marmaris’teki oteller, Rus turizminin sona ermesi nedeniyle iflasın eşiğine geldi...
   KKTC’nin böylesi bir potansiyeli zaten yoktu...
   Ama, yeni teşvik paketinin içine girerek, yeni uçuşlarla daha çok turist getirilmesi yönünde güzel bir adım atıldı...
   Türkiye bunu ters çevirmedi...
   “Gidin işinize” demedi...
   KKTC’den yükselen bozuk sesler karşısında bunu deme hakkı vardı...
   Büyükelçiliğin ‘mecbur kalıp’ açıklama yapmasına gösterilen tepkilere bakınca; Türkiye hükümetinin, KKTC ile yeni teşvikler üzerinde görüşme yapması bile ana sevgisini gösteren müthiş bir fedakarlık örneğidir...
   İşte bu noktada, yeni kurulan parti dahil olmak üzere; TC Elçiliğinin açıklamasını gereksiz bulanlara bir hatırlatma yapmak zorunludur...
   Su konusunda günlerce, haftalarca, aylarca tartışmalar yapıldı...
   Türkiye’ye haksız eleştirilerde bulunuldu...
   Türkiye’nin önerdiği formülü çarptırarak, kamuoyunda tepki oluşmasını sağlayanlar oldu...
   Bu kadar büyük fedakarlıklar yapan...
   Denizin altından döşenen borularla adaya hayat suyunu getiren...
   Dünyada bir İLK’i başaran, bunun için de tam bir milyar 600 milyon lira harcayan bir Türkiye’ye “senin konuşma hakkın yoktur” denilemez...
   Büyükelçi, yalan-yanlış bilgiler karşısında susma hakkını yitirmişti...
   Kamuoyunun ağır baskısı altında kalmıştı...
   Halkımızın ezici bir çoğunluğu “su meselesinde gerçekler nedir?. Acaba Türkiye’nin yapmak istediği nedir?” diye merak ediyordu...
   Büyükelçilik bu merağı gideren bir açıklama yaptı...
   Açıklamanın son bölümünde, hükümeti ‘devlet ciddiyetine’ davet eden sözlere tepki gösterilmesi kadar “karar adresinin parti meclisleri değil, Bakanlar Kurulu olduğu’ uyarısına gösterilen tepkiler külliyen geçersizdir...
   Ankara’ya gidildiğinde ve “Verin 300 milyon daha” dendiğinde, bu talep AKP’nin Parti Meclisine mi götürülüyor?..
   Elbette kararı verecek olan hükümettir...

Daha fazla kaybedemeyiz
   Yıllar öncesinde benzeri bir trajikomedi yaşanmıştı...
    Merhum Turgut Özal, Kıbrıs’a gelerek, dönemin koalisyon hükümetine şimdiki Dubai örneği bir Açık Pazar önermiş, şöyle demişlti:
   “Gümrüklerin tümünü silip atın ve çekim merkezi haline gelin...Başarılı oluncaya kadar gümrük kayıplarınızın tümü için TC devlet garantisi veriyorum...”
   Açık pazarın ne olduğunu bilmeyenler; Özal’ı ayakta alkışlayamazdı elbette...
   İçlerinden bir tanesi “Bu öneriyi Parti Meclisi’ne götüreyim” deyince, tarihi bir fırsat o anda yitirilmişti...
   Özal gibi bir lider; dünyanın tanımadığı, o dönemde nüfusu 200 binin altındaki bir devletçiğe böylesi büyük bir olanak sunuyor; ama hükümet ortağı olan partinin bir üyesi “konuyu parti MYK’sına götürüp, çıkacak kararı size bildireyim” diyor...
   Özal da “öyle mi, hadi gidin partinize, toplantı bitmiştir arkadaşlar” diyerek, oturduğu yerden kalkıyor...
   Aradan yıllar geçti...
   Şimdilerde herkesin adından övgüyle söz ettiği bir Dubai doğdu...
   Yaratılan serbest ticaret sayesinde çölün üzerinde bir cennet kuruldu...
   Biz ise hala suyu kimin yöneteceğini konuşuyor, parti merkezlerinde halkın beklentisinden uzak kararlar üretiyoruz... 
   Sonuçta kaybeden yine bu güzel ülke ve güzel insanlar oluyor...
   Çok yazık!.. 
       
YORUM EKLE

banner471

banner474