banner564

Temizlikçiler ve bakıcılar aç yaşamak için gelmiyor!

Çalışma Bakanı, kaçak çalışmayı dört ay içinde sıfırlayacaklarını iddia etti. İçişleri Bakanı ise “öğrenci kisvesi” altında Kuzey Kıbrıs’a gelişlerin duracağını duyurdu.
Bunlar istediğimiz şeyler. Bakanlar da bu işleri başarıp puan almaya çalışacaklar. Bu yabancı işçi akının duracağı anlamına gitmiyor tabii… Bizdeki durumu tam olarak bilmiyorum ama Güney Kıbrıs’ta kayıtlı olarak çalışanların %38’nin yabancı olduğu açıklandı. Her üç çalışandan biri yurtdışından geliyor.
Günlük haberlerde de “yabancı işçi” veya “iş gücü göçü” ile ilgili pek çok şey okuyoruz zaten. Almanya ve Kanada gibi ülkelerin yılda ne kadar ve hangi vasıflarda iş gücü kabul edeceğinden, nitelikli iş gücünün Türkiye’yi terk ettiğine kadar pek çok haber ortalıkta dolaşıyor.
KKTC ise yükselen işçi ücretlerinden şikayetler, artış gösteriyor. Facebook kullanıcısı bir kadın, temizlikçi yevmiyelerinin 1500 TL’ye yükseldiğini belirterek “bu konuda bir şeyler yapılmasını” talep ediyor. Hasta bakıcı yevmiyeleri ise 1000 TL imiş ve hastalara bakma vaadinde bulunanlar kendi cumhuriyetlerine çevirdikleri hastanede aynı zamanda 2-3 hastaya bakıyorlarmış… Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın abisi Ayhan Arıklı, Türkiye’de aylık 45 bin TL maaşla kalıpçı ustaları arandığı ilanını paylaşıyor; müteahhit ve taşeronlar Türkiye’den işçi getiremediklerini, üçüncü dünya ülkelerinden gelenlerin ise inşaattan anlamadıklarından yakınıyorlar.
Bütün bunlardan ortak bir mesaj çıkarmakta zorlanıyorum aslında… Hem işçi bulamamaktan, hem de ücretlerinin yüksek olduğundan yakınıyoruz.
Ne istediğimiz belli değildir. Yabancı işçilerin yok pahasına çalışmasını mı bekliyoruz? Aylık 30-40 bin TL’lik gelirlerle geçinilemeyeceği çok açıkken evlere temizliğe giden kadınların günlük 500 TL ile yetinmelerini mi istiyoruz? Yoksa iskele üzerinde ölümü göze alarak çalışanların yatı yerine dönerken sadece ekmek-yoğurt almakla yetinmelerini; geride bıraktıkları eş ve çocuklarına para gönderemez durumda çalışmalarını mı? 
Belki de en iyisi “köleciliğe” geri dönmek olacak!
KKTC’nin bir iş gücü politikasına ihtiyacı olduğu da; bu politikanın esaslarının ne olması gerektiği de çok açıktır… Zaten bu konu, yıllardan beri gündemde durmaktadır ama “sorumlu” sorumsuzlar, sonuç alıcı tartışmalardan kaçındıkları için gerçekçi bir dçözüme bağlanamamaktadır.
Hiçbir iş yapmamak amacıyla kamuya istihdam yapılmaktan vazgeçilse; kamudaki çalışma saatleri, ücretler ve koşullar özel sektöre yakınlaştırılabilse gerçek meydana çıkacaktır. Kimin çalışıp çalışmadığı; kimin işe yarayıp yaramadığı görüldükçe nitelikli iş gücünün kıymeti artacak, ücret hiyerarşisi verimliliğe göre şekillenecek, eğitim fonksiyonel hale gelecek ve iş gücü piyasası gerçek haline kavuşacaktır. Yurtdışından işçi getirmek bu kadar pahalıya mal oluyorsa, kendi işimizi kendi insanımız ile yapmak kapasitemiz oluşacaktır.
Devlet, “çalışmadan iyi yaşama” aracı olmaktan çıkarılmadıkça bırakın çözümlenmesini bu sorun, gerçek boyutlarıyla anlaşılamayacaktır!


Hem ücretlerin yüksekliğinden hem de çalıştıracak insan bulamamaktan şikayet ediyoruz. İş gücü piyasasının da arz-talep kanununa göre çalıştığını ne zaman anlayacağız…
 

YORUM EKLE

banner471

banner474