Ülke aylardır Cumhurbaşkanlığı ve UBP’nin kurultayına kilitlendi...
Ali mi kazanacak, Veli mi?..
Halbuki; ülkenin derdi Ali ya da Veli’nin kazanması değil...
Ülkenin ciddi sorunları vardır...
Ve çözüm gelmedikçe bu sorunlar daha da ağırlaşıyor...
İşsizlik, göç, iflas, çaresizlik, açlık...
Kalp ve kanser hastalıklarında ürküten artışlar...
Ve hepsinden önemlisi suçlardaki patlama...
Güzel bir ülkede hırsızlık, soygun, şiddet, tecavüz ve uyuşturucu olaylarının bu kadar artması dikkat çekicidir...
Kuzey Kıbrıs azılı suçluların cirit attığı bir ülke oldu...
Bunu hiç kimse inkar edemez...
Personel ve teknolojik açıdan yetersiz olan KKTC polisinin önleyemeyeceği boyutlara ulaşan suçlar karşısında Kıbrıs Türk halkı rahat uyku uyuyamaz hale geldi...
Öyleyse ne yapmalı?..
Daha fazla gecikmeden ‘Asayiş Kurulu’ hayata geçirilmeli...
Bu konuda çok yazı yazdım...
Dıştan gelen nüfus, yerli nüfusun üzerine çıkmışsa...
Uyuşturucu kullanımı 11 yaşa kadar inmişse...
Gençlerde alkol ve sigara kullanımı yüzde 85’lere ulaşmışsa...
Ehliyetsiz araba kullananların sayısı artmışsa...
Kırmızı ışıkta durmamak kural olmuşsa...
Hırsızlıklar, silahlı soygun ve cinayetler sürekli artıyorsa...
Küçük çocuklar öz babaları tarafından tecavüze uğruyorsa...
Platonik aşk sorunu yaşayanlar, silaha sarılıp, cinayet işleyecek kadar psikolojik sorun yaşıyorsa…
Bu ülkede asayiş elden gitmiş demektir...
Asayiş elden gidince, kendi insanınıza huzur ve güven veremezsiniz...
Kendi insanınızı mutlu edemezsiniz…
Sağlıklı ve güvenilir bir gençlik yetiştiremezsiniz...
AB’ye girdiğinizde uyum sağlayamaz, aşağılanır, itilir, kelepçeli bir yaşama mahkum edilirsiniz...
Öyleyse; artık harekete geçme zamanıdır...
‘Asayiş Kurulu’ derhal oluşturulmalıdır...
Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Türkiye Büyükelçisi, Güvenlik Kuvvetleri ve Polis Komutanı, yargıçlar ve psikologlar bir araya gelerek çözüm üretilmelidir...
Alınması gereken ne kadar önlem varsa, tümü kısa sürede hayata geçirilmelidir...
Eksik yasalar çıkarılmalı, polis gücü ve buna paralel olarak sokak devriyeleri artırılmalı, sınır kapıları tam denetim altına alınmalıdır...
Hatta mahkeme emriyle ‘şüpheli konutlarda’ arama yapılarak, kayıtsız silahlar ve satış için paketlenen uyuşturucular toplanmalıdır...
Tekrar ediyorum; tek derdimiz partilerin kurultayları ve kimin kazanıp, kimin kaybedeceği değildir...
Ülke sorunlarıyla, kişisel hesaplaşmaları birbirinden ayırabilecek olgunluğu göstermek zorundayız...
Küçük ülkemizin huzuru ve tadı kalmamışsa...
Silkinmek ve kendimize gelmek zorundayız...