Ada ülkelerinin ekonomisinde en önemli sektör turizm ve ticarettir...
Turizm geliştikçe, ticaretiniz de gelişir...
Kuzey Kıbrıs uzun yıllar turizmde başarısız kaldı...
Neden?..
Çünkü; turizm faaliyetleri büyük ölçüde devletin yönetimindeydi...
Devlet; Rumlardan hazır kalan otelleri bile yönetemedi...
Hemen hepsi iflas ederek, kapısına kilit vurdu...
Türkiye’deki anlayış da bir zamanlar bizdeki gibiydi...
Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal zamanında alınan kararlarla Türkiye turizmde çağ atladı...
Antalya başta olmak üzere, sahil kentlerinde dev yatırımlar yapıldı...
Antalya’yı bu yılın sadece ilk 6 ayında 4 milyon 277 bin yabancı turist ziyaret etti...
Bir zamanlar hayal bile edilemeyen bir rakamdan söz ediyoruz...
Kuşkusuz; başarının temelinde turistler için ‘önemli avantajlar’ vardır...
Birincisi; otellerin ve sunulan hizmetlerin kalitesi...
İkincisi ulaşım kolaylığı...
Üçüncüsü tatile gelen turistlere her türlü yiyecek ve içecek ikramının ücretsiz sunulması...
Yerel yönetimlerin de kendi bölgelerindeki turistik tesislerin çevrelerinde gerekli temizlik, bakım ve onarım çalışmalarını aksatmadan yapmalarının ‘ziyaretçileri memnun etme’ açısından büyük katkısı vardır...
Bizde umut verici gelişmeler
Kuzey Kıbrıs’ta da son zamanlarda ‘umut verici’ gelişmeler yaşanıyor...
Özellikle lüks otel sayısının ve buna bağlı olarak hizmet kalitesinin artması, yabancı turizm açısından çok önemlidir...
Ne var ki; adanın hala en büyük sorunu ulaşımdır...
Kıbrıs ile Türkiye arasındaki uçak seferlerinin sayısı artmış olabilir...
Ama, Ercan ile yabancı ülkeler arasında da hiç olmazsa ‘aktarmasız seferlerin’ başlatılması gerekir...
Bazı otellerin son zamanlarda kendi olanaklarını kullanarak, özel havayolu şirketleri ile işbirliği yapmalarının olumlu sonuçlar doğurduğunu rahatlıkla görebiliyoruz...
Peki bu girişimler yeterli mi?..
Kesinlikle değildir...
Özellikle İtalya’dan yola çıkan insanlar, sırasında İstanbul Havaalanı’nda 9 saatlik bir bekleme sonrasında adaya gelebiliyorlar...
Bu kabul edilebilir bir uygulama değildir...
İşte o nedenle THY’nin buraya el atmasını istiyoruz...
O nedenle THY Yönetimi’nin, Milano-İstanbul-Ercan veya Beyrut-Adana-Ercan, Moskova-İstanbul-Ercan seferleri için karar almasını bekliyoruz...
Dünyanın en gözde havayolu şirketlerinden biri olan THY’nin, Kuzey Kıbrıs’ı dış ülkelere bağlaması halinde Rum ambargosunun tamamen kırılacağını söyleyebiliriz...
Büyük korku başladı
Zaten son zamanlarda ‘özel şirketlerin’ gayretleri ile yabancı ülkelerden getirilen turist sayısının artması bile Rumların korkulu rüyası oldu...
Rum Turizm Acenteleri Birliği Başkanı Viktor Mandovanis, , KKTC’deki otellerin, Almanya piyasasını ele geçirme çabasına dikkat çekti...
Mandovanis “Türkler cazip teklifler verdiği için onlarla rekabet edemiyoruz” diyerek, Rum Yönetimi’ne ‘acil önlem’ çağrısı yaptı...
Rum basını da bu haberi ‘Tehlike Çanları Çalıyor’ başlığı ile aktardı...
Ne var ki; KKTC yönetiminin turizm konusunu ciddiye alması ve Türkiye ile yapılan görüşmelerde ulaşımdaki sıkıntıların aşılması yönünde kararların alınması halinde, Rum tarafının tüm girişimleri başarız kalmaya mahkumdur...
Neden mi?..
Kuzey Kıbrıs’ta artık, güneydeki otellerden çok daha iyileri vardır...
Hizmet kalitesi açısından bizdeki oteller güneydekilerden çok daha iyidir...
İkram çeşitleri ve kalitesi açısından kuzey ile güneyi mukayese edemezsiniz...
Güneydeki otellerde tatil yapan bir turist günde 5 tane bira içtiği zaman, tatil parasından daha fazlasını ödemek zorunda kalıyor...
Kuzeydeki ikramlarda ise sınır yoktur...
Deniz, kum, güneş bizde de var...
İki eksiğimizden biri ulaşım, diğeri ise çevre temizliğidir...
Yerel yönetimler ve Çevre Bakanlığı bu konuda gayret sarfetmeli, güzel ülkemizi ileriye taşımak için canla, başla uğraşan otel işletmecilerine destek vermelidir...
Kuzeyin turizm açısından kalkınması, adanın yeniden bütünleşmesine de engel değildir...
Tam tersi müzakere masasındaki pozisyonumuzu güçlendirir...