banner564

Tazminat konusunda gerçekler hatırlatılmalı

Küçük bir adada yaşayan iki halk olarak, ilelebet birbirimizle çatışmamız yararımıza değildir. Ancak Türk tarafı olarak sürekli alttan almamız, haklarımızı savunmamamız,  kayıplarımızı gündeme taşımamamız, makul bir anlaşma yapılmasına yardımcı olmadı.
Aksine karşı tarafın çaresiz olduğumuzu düşünerek zamanla teslim olacağımız umudunun güçlenmesine ve daha fazla taleplerde bulunarak bir anlaşma yapılmamasına sebep oldu. 
 Kıbrıs davası ile ilgilenen taraflara; Rumların abartılı taleplerde bulunmak, tüm ada üzerinde hak talep etmek, bizi egemenliği altına almak ve ara anlaşma ile hedefe ulaşmak niyetiyle hareket etmekten vazgeçmesini sağlamalarını istemeliyiz. 
Kalıcı ve makul bir anlaşma yapılabilmesi için, dünyaca kabul edilen gerçekler, ,geçmiş ortaklık yönetimi olan Kıbrıs Cumhuriyeti dönemindeki sorunlar, deneyimler ve olaylar dikkate alınmalı.
Örneğin tarihte, savaşı başlatan ve başkalarının can ve mal kayıplarına uğratanların, yenilgiye uğradıktan sonra, bir de kayıpları için tazminat talep ettiği hiç görülmedi.
Aksine savaşı başlatanlar, yenildikten sonra, sebep olduğu can ve mal kayıpları için tazminat öder.
Kıbrıs’ta tüm toplumlararası kanlı olayların Rum-Yunanistan tarafından başlatıldığı birçok belge ve raporlar sabittir.
Bu nedenle Rum- Yunanistan silahlı toplulukları tarafından yollardan, iş yerinden evinden kaçırılıp katledilen sivil Türkler için ailelerine mutlaka tazminat ödemesi gerekir.
Rum sırf yeniden adanın kuzeyini egemenliği altına almak amacı ile KKTC’de kalan eski taşınmaz mallarının iadesini istemektedir.
Öte yandan, silah zoru ile göç ettirdiği Türklerin güneyde kalan taşınmaz mallarını göz ardı etmektedir.
Ancak, adil bir anlaşma yapılabilmesi için, Rum tarafının savaşı başlatan taraf olarak, mağdur edilen Türk halkından, haksız ve dayanaksız taleplerde bulunmaktan vazgeçmeli.
Normalde savaşı başlattığı için suçlu olan Rum tarafının kuzeyde kalan taşınmaz malları için talepte bulunma hakkı kalmamıştır. 
Buna rağmen Türk tarafı, fedakarlıkta bulunarak global takas yöntemiyle KKTC’de kalan Rum taşınmaz mallarına karşın güneyde kalan topraklarından feragat etmeyi kabul etmektedir.
Tarımsal kullanış ve verimlilik bakımından, güneyde kalan Türk arazileri KKTC’de kalan eski Rum arazilerinden çok daha değerlidir.
Örneğin Rumların KKTC’de kalan tarım arazilerinin tümüne yakını, bilimsel olarak çöl olarak tanımlanan Mesarya ovasındadır.
Ayrıca geçmişte Kıbrıs’ın en önemli sulu tarım bölgesi olan Güzelyurt ve Mağusa bölgelerinde yeraltı suları tuzlanıp kuruduğu için, artık tarımsal ekonomik değerini kaybetmiştir.
Öte yandan güneyde kalan Türklere ait tarım arazileri, halen yeraltı suları ve verimlilik bakımından çok kullanışlı ve elverişlidir.
Mesarya’da birkaç bin dönüm arazide bile üretim yaparak güvenli ve istikrarlı geçim sağlamak mümkün değildir. Buna karşın, güneyde Leymosun, Baf ve İskelede kalan çok verimli ve sulak Türk topraklarının sadece birkaç dönümünde bir aile, güvenli geçim sağlayabilmektedir.
KKTC’de bizim verimsiz eski Rum arazilerini kullanılabilir duruma getirmek amacı ile büyük mali harcamalar yapmamıza karşın, güneydeki Türk arazilerinde hiçbir ıslah çalışması gerekmeden ekonomik tarım yapılmaktadır.
Ercan hava limanının eski Rum arazisinde olduğunun propagandasına karşın, biz de güneydeki tüm hava limanları ile Leymosun’daki yeni limanın, güneydeki bir çok turistik tesisin ve yabancı yatırımcılara tahsis edilen arazilerin, Türklere ait olduğunu dünyaya anlatmalıyız.
Yaşanan deneyimler, sırf karşı tarafı anlaşmaya razı etmek amacı ile müzakerelerde haklarımızı ve haklılığımızı gündeme getirmememizin çözüme hizmet etmediğini, aksine ters etki yaptığını gösterdi.
Bu nedenle bundan sonra müzakerelerde mülk ve tazmin konusunda, karşı tarafı memnun edecek şeklide hareket etmek yerine, adil ve gerçekçi davranılmasını savunmalıyız.
Ayrıca, insan canının her şeyden değerli olduğunu, malın tekrar elde edilebileceğini, ancak yitirilen canların geri getirilemeyeceği gerçeğini hatırlatmalıyız. Katledilen Türkler için acı çektirilen ve yaşamları alt üst edilen şehit ailelerinin mutlaka tazmin edilmesini talep etmeliyiz. 

YORUM EKLE

banner471

banner474