banner564

Tarihi ziyaret öncesinde

   Türkiye’nin 12’inci Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ilk ziyaretini 1 Eylül’de KKTC’ye gerçekleştirecek...
   Bu ne anlama geliyor?..
   Türkiye’nin ‘en yakın dostu’ ve ‘en fazla önem verdiği’ bir ülke...
   Bunun kıymetini anlamak gerekiyor...
   Sayın  Erdoğan’ın bu ziyareti sırasında, Kıbrıs sorunuyla ilgili önemli mesajların verilmesi bekleniyor...
   Kuşkusuz; geçmişteki liderlerden farklı bir anlayışa sahip olan Erdoğan’dan hiç kimse “bir çakıl taşı dahi vermeyiz” şeklinde bir mesaj beklemesin...
   Çünkü ‘çözümsüzlük, çözümdür’ politikası, o’nun siyaset anlayışına terstir...
   Kıbrıs sorununun çözümü konusunda her zaman ‘bir adım önde’ siyasetini uygulayan bir devlet adamı, adayı ziyareti sırasında farklı bir mesaj vermez...
   Tam tersi; Kıbrıslı Rumları çözüme teşvik etmek amacıyla yeni öneriler gündeme gelebilir...
   Burada önemli olan yarım asırlık bir sorunu çözüme kavuşturmak ve dünya kamuoyunun ‘Kıbrıs’ baskılarından kurtulmaktır...
   Ayrıca AB yolundaki ‘en önemli engeli’ ortadan kaldırmaktır...
Karşı taraf için yeni fırsat
   Cumhurbaşkanlığı seçimini sayın Erdoğan’ın kazanması, Başbakanlık görevine de Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun gelecek olması da Kıbrıs sorununun çözümü konusunda önemli bir gelişmedir...
   Kıbrıslı Rumlar bunun önemini anlamalı ve bu kez çözüm konusunda samimi bir tavır içine girmelidir...
   Kıbrıs’ı ‘tek başlarına’ yönetemeyeceklerini anlamalı, Kıbrıslı Türklerle paylaşımı kabul etmelidirler...
   Ayrıca, Kıbrıslı Türkler açısından en önemli sorun güvenlik ve garantilerdir...
   Rum tarafının, sırf Türkiye’den kurtulmak için, 1960’taki garantileri ortadan kaldırma gayretleri boşunadır...
   Bunun yerine bizlere Birleşmiş Milletler veya AB garantisi ile yetinmeyi önermesinler...
   Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüklerinin devamı, her iki toplum açısından da bir güvencedir...
   İşin bu noktasında “AB güvencesi yetmez mi?” sorusuyla karşılaşabiliriz...
   Sorunun yanıtı şudur:
   Evet tek başına AB güvencesi yeterli olmuyor...
   Özellikle nüfus açısından daha az olan Kıbrıslı Türkler için kesinlikle yeterli değildir...
   Kıbrıslı Türklerin ELAM gibi silahlı eğitim gören faşist terör örgütleri yoktur...
   Kıbrıslı Türklerin tek arzusu; bu ülkede artık kan ve gözyaşının akmayacağı mutlu ve huzurlu bir yaşamdır...
   O nedenle de geleceğini garanti altına alacak bir çözüm istiyor...
 
Sadece Maraş olmaz
   Kıbrıslı Rumların şu an için, Sayın  Erdoğan’dan iki önemli beklentisi vardır:
   Birincisi Maraş’ın iadesi...
   İkincisi bir miktar Türk askerinin çekilmesi...
   Anastasiadis, bu iki konuda başarı sağlayarak, ekonomik kriz içindeki kendi halkına moral vermek istiyor...
   Kendine göre haklı...
  Ama Maraş verilse de, Kıbrıs sorununa bütünlüklü çözüm bulunmadığı takdirde, Rumların mutluluğu uzun ömürlü olamaz...
   Kıbrıs sorununun çözümü halinde evlerine dönecek Rumların sayısı 100 binin altında değildir...
   O nedenle; ister Türk, ister Rum herkesin bütünlüklü çözüme odaklanması gerekir...
   İşin bu noktasında “Kıbrıslı Türkler açısından kazanç ne olacak?” sorusu gündeme geliyor...
   Kıbrıslı Türkler de ambargolardan kurtulacak...
   Yaşamlarında sıkıntı yaratan birçok sorunu AB kuralları çerçevesinde çözme olanağı bulacaklar...
   Bunların başında ise sağlık ve eğitim gelir...
   Daha iyi koşullarda yaşamak, daha kaliteli eğitim almak...
   Kamu hizmetlerinden daha düzgün bir şekilde yararlanmak...
   Halen adanın kuzeyinde hüküm süren ‘ucuz siyasetten’ ve onun baskılarından kurtulmak...
   Türkiye’nin, AB sürecinde önünü açmak...
   Kısacası; bütünlüklü bir çözüm her iki toplumun da yararınadır...
   Yeter ki; insanların hayatı garanti altına alınsın...
YORUM EKLE

banner471

banner474