banner564

Tahsin Ertuğruloğlu’nun mesajı

Neden Meclis Başkanlığı seçimi tek aday üzerinden gerçekleşiyor ve arzu eden her milletvekili bu göreve aday olabilir mi? Son Meclis Başkanlığı seçiminin ilk günü;  Meclisi, seçim gündemi ile açan eski Meclis Başkanı Zorlu Töre;  “ UBP Meclis Gurubunun Başkan adayı önerisi Zorlu Töre” diye adayı açıkladı.  Çünkü, Anayasal, Yasal temel ve Meclis İç Tüzüğüne göre Meclis;  Gurup esasına göre şekillenir. Seçim sonucu kesinleşince, partilerin aldığı oy oranına göre çıkarttıkları milletvekili sayısı temelinde, Meclis Gurupları oluşur. Meclis çalışmasının temeli olan Başkanlık Divanı ve Meclis Komitelerinde partilerin temsilleri ve temsil sayıları bu esasa göre oluşur. Eğer bir veya bir kaç parti, seçim barajını geçmiş, ama gurup kuracak sayıda milletvekili çıkartmamışsa, o zaman Başkanlık Divanında ve Meclis Komitelerinde görev alamaz.
Başkanlık Divanı ve Komitelerde temsil sayıları için, seçim sonrası gurup sayılarına göre yapılan bir matematik hesaplama ile Başkanlık Divanında ve Komitelerde partilerin hangi görevleri ve bunu hangi oranda alacakları belli olur. Bunlara aday gösterme hakkı da Guruplarındır. Diyelim ki bir parti seçim sonucunda %29,5 diğeri de % 30 oy aldı. Bu durumda her iki partinin de Meclis Başkanlığına aday gösterme hakkı vardır. Ancak burada bir başka unsur devreye girer. Seçim sonucuna göre bu bir koalisyon dönemi demektir. O zaman Meclis çoğunluğu esas olacağına göre, süreci belirleyecek olan Meclis çoğunluğunu sağlayacak olan koalisyon hükümetinin sayısal ağırlığıdır. Diyelim ki birinci parti ile ikinci parti arasında Mecliste bugün olduğu gibi 5 sandalye farkı var. ( UBP 24, CTP19) . Bu durumda Meclis Başkanlığı çıkarma zemini UBP’nindir. Hele Koalisyon kurduğu DP’nin 3 ve YDP’nin de 2 milletvekili varsa,  o zaman Meclis Başkanlığına Tek Adayı,  UBP Meclis Gurubu çıkarır. 
Peki hal bu iken neden; Meclis İç Tüzüğü seçimin ilk dört turunda salt çoğunluk ve 5. Turda da seçilmek için yeterli çoğunluk ister? Çünkü Parti Gurubu aday önerebilir ve bu makama, ne o partiden nede başkasında kimse aday olamaz. Ama,  Tek Aday olunmasına karşın, seçim öngörür yasa koyucu. Amaç, aday gösterme hakkı olan partinin, gösterdiği adayın arkasında onu öneren Gurubun iradesi var mı? Ayrıca o gurubun Meclis Çoğunluğunu sağlamak için oluşturduğu Koalisyon ortaklığının çoğunluğu, tüm Meclisi yönetecek ve sırasında CB vekalet edecek kişinin arkasında var mı, yok mu? Yani Yüksek Yasama Organının yönetimi, halk iradesinin çoğunluğuna dayanıyor mu? Bunun için bir seçimin olmazsa olmazı olan Evet, Ret ve Çekimser oy kuralı bu seçimin esasıdır. Yani bugün olduğu gibi 23 Evet,  25 Ret alan seçilmiş sayılmaz. Eğer bu sonuç, hükümetin Bütçe oylamasında çıksaydı, Hükümet derhal düşer ve istifa ederdi. Hükümetin düşmesine sebep olacak olan bir sonuç;  nasıl olurda Meclis Başkanının seçilmesine temel olabilir? Yani aday gösteren UBP Meclis Gurubunun ve Meclis İradesinin çoğunluğu adayın arkasında değildir. Bunun tersi, Azınlığın Diktası diye tanımlanır.
Sayın Tahsin Ertuğruloğlu,  bu yaşananlar üzerine anlamlı bir mesaj verdi. “Ego cehaletten gelir “ dedi. Doğru. Peki,   halkın iradesini göz ardı ederek, Sayın Sucuoğlu örneği gibi ve ekonomik, demokratik önemli çöküşe karşın, ısrarla aynı yanlışları devam ettirmek ve memleketin, insanların derdinin önüne yalnızca Partide ve Hükümette erkte kalmak için Kurultay’ı geçirmek hangi bilgeliğe dayanıyor?

YORUM EKLE
YORUMLAR
Tamer Karadeniz
Tamer Karadeniz - 1 hafta Önce

Oylamalar sonucunde meclisin ve kendi partisinin bile istemedigi, secmedigi bir milletvekilinin, yani meclisin persona non gratasinin meclis baskani olmasi nasil bir sey ki...
Yasalardaki kelime oyunlariyla iktidarda kalmak..

banner471

banner473