banner564

Suyu denize, sütü dereye

  Olası bir çözümden sonra ‘siyasi eşitlik’ isteyen KKTC’de traji komik olaylar serisine Anamur suyundan sonra hayvan sütü de eklendi...
  Anamur’dan gelen su aylardır denize dökülüyor, hayvancının sütü de dereye...
  Hayvancılar Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları haftalardır kapı kapı dolaşıyor...
  Bir önceki Tarım Bakanı Şahali’den başladı, şimdi Çavuşoğlu’na ‘işin önemini ve aciliyetini’ anlatmaya çalışıyor...
  Sonuç alamayınca Başbakana gidiyor...
  Yaklaşık 850 ton sütün buzluklarda ve tankerlerde bekletildiğini söylüyor...
  Tabi bu arada farklı yerlerden, müthiş görüşler ortaya çıkıyor...
  Birisi er meydanına çıkarak, litresi 1,16 TL olan sütün 50 kuruştan satılmasını ve Türkiye’deki Suriyeli göçmenlere gönderilmesini öneriyor...
  Fena mı olur?..
  Kesinlikle olmaz...
  Peki aradaki farkı kim ödeyecek?..
  Elbette Anavatan!..
  Anavatan sana bu parayı ödeyecek olduktan sonra kendi üreticisinin elinde kalan sütleri dağıtamaz mı?..
  Ne kurt insanlarız biz Kıbrıslılar!..
  Kitap yazamasak da kalıbı uydurmada üstümüze yoktur...
  Personel sayısı patlamış olan Koop Süt, üreticiden kilosu1.16 liraya aldığı sütü, piyasaya 2,80’den satıyor...
  Neden mi?..
  Paketleme masrafı 28 kuruş...
  Bunun üzerine 160 çalışanın maaşlarını ve diğer haklarını da koyunca maliyet otomatikmen yükseliyor...

Yük ağır olunca çark dönmüyor
 
  Tıpkı su meselesinde olduğu gibi en önemli sorun maliyetlerdir...
  Belediye binası içinde 850 kişiyi istihdam eden Başkanlar; tonu 2,30’a önerilen suyu 6,70’e satacağını söylüyorsa, bunun en önemli nedeni maaşlardır...
  Öyleyse daha çok istihdam, daha çok maaş!..
  Yürüyün arkadaşlar...
  Kim tutar sizi...
  Eleştiren varsa, destekleyenler de var...
  Birinin yanında bakan varsa, ötekinin yanında başkan vardır...
  Birinin yanında UBP varsa, ötekinin yanında CTP vardır...
  Bölmek ve parçalamak suretiyle yönetmeye devam...
  Müzakere masasında ‘siyasi eşitlik’ istemeye de devam...
  Ayrıca ‘Dönüşümlü Başkanlık’ olmazsa olmazımızdır...
  AB üyesi devletin başkanı olup Almanya Başbakanı Merkel ile dünya siyasetini konuşacağız!!!    
  Adama “Suyu dağıtamadınız, sütü batırdınız da dünya siyasetini mi yöneteceksiniz?” diye sormazlar mı?..

AB’den özür dilenmeli
 
  Gelelim hellim meselesine...
  Soframızın olmazsa olmazıydı bir zamanlar...
  Şimdi onu da yiyemez olduk...
  İnek sütü ‘fazlalıktan dolayı’ dereye dökülürken, keçi sütü bulunamıyor...
  Hellim üretiminde en az yüzde 23 oranında keçi sütü olması gerekiyor...
  Olmayınca, bu kez hellim üretiminde ‘şeytanlık’ giriyor işin içine...
  Bul karayı, kap parayı!..
  İddiaya göre; imalatçıların büyük bir kısmı bu kez süt tozu, hatta ‘Kazein’ adı verilen kas geliştirici beyaz toz kullanıyor...
  Sonra düşük maliyetli hellimler kilosu 5 veya 7 liradan bir yerlere satılıyor...
  Devlet bu satışları ayakta alkışlayıp, teşvik veriyor...
  Ne var ki; aynı hellimler iç piyasaya da sürülüyor...
  Mangalın üzerine koyduğunuzda hellim erimeye başlıyor...
  Öyleyse ‘üstün kalite ödülü’ verilmeli...
  Avrupa liderleri arasında yer almak isterseniz, mutlaka ülke yönetmede başarılı olmalısınız...
  Tıpkı bizim gibi...
  Anamur’dan gelen suyu akıtın denize...
  Hayvancının sütünü dökün dereye...
  Süt tozu ve Kazein dururken, ne gerek var keçi sütüne?..
  Sonra Rumlarla siyasi mücadeleye başlayıp, Brüksel’e kadar yürümeye başlayın...
  “Hellim tescilinde bizim de hakkımız var...”
  Hangi yüzle istiyoruz bunu?..
  Kısa bir süre önce Güney Kıbrıs’ta hellim denetimleri yapıldı...
  Üç firmanın ürününde ‘keçi sütü oranı’ yüzde 23’ün altında çıktı diye bu üreticilere 70 bin ile 170 bin Euro arasında ceza verildi... 
  İnsan bu tabloya baktığı zaman hem utanır, hem de haksız taleplerden vazgeçmek zorunda kalır...
  Bizleri hellim yemekten mahrum edenlerin AB tescili isteme hakları da yoktur...
  Yeni doğmuş bebeklerimizden, 90’lık büyüklerimize kadar herkesi zehirleyen zihniyetler, değil AB liderleri arasına girmek, Dikilitaş’ın ötesinde araba bile süremezler...
  
YORUM EKLE

banner471

banner474