Zor günler yaşanıyor. Zorluklar insana, topluma acılar yaşatır. Ancak bir bütün olarak ise daha iyiye gidişin de hamileliğini barındırır. Arka arkaya gelen zam furyası, toplumu gerdi. Bunun üzerine Genel Grev ve Miting düzenlendi. Ayrıca Yerel Yönetim Reformu adı altında atılan yanlış adımlara dönük demokratik tepkiler gelişti. Bu adımlar sağlıklı bir toplum yapımız olduğunun işaretidir. Olanı biteni kader diye kabullenmeyen ve daha iyiye gitmenin kendi aklı ve iradesi ile olması gerektiğini kavrayan bir toplum varlığının halidir bu durum. Bunun üzerine hükümet oturdu ve elektrik ile alkol ürünlerine yaptığı fahiş zamları azaltma kararı verdi. Bu demokratik direnişin bir sonucudur. Bu olduktan sonra, hükümetten açıklamalar geldi. Bunlardan birini Başbakan Sayın Sucuoğlu diğerini de Maliye Bakanı Sayın Atun yaptı. Bu iki açıklamaların içinde bir biri ile ciddi çelişkiler var. 
Elektrik ve alkoldeki vahim zamları tadil eden Bakanlar Kurulu kararından sonra, Başbakan Sayın Sucuoğlu; “muhalefetin ben yaptım oldu anlayışında olduğumuzu ifade etmesine karşın, bu yeni kararları” aldık dedi. Zamları tadil eden kararını, siyasi popülizmle gerekçelendirdi. Yani bu aşırı zamları neden yaptıklarını? Niçin tadil ettiklerini ifade etmedi. Zam kararını yanlış hesap yaparak mı aldılar? Halkın demokratik tepkisi üzerine baştan hesap yaparak durumu mu düzelttiler? Bu açıklama ile bunu anlamak mümkün değildir. Tek anlaşılır söz, muhalefet; “kendim yaptım oldu” anlayışında olduğumuzu söylüyor, halbuki biz öyle değiliz oldu.
Ancak Sayın Sucuoğlu’nun bu açıklaması üzerine, Maliye Bakanı Sayın Atun da önemli bir açıklama yaptı. Sayın Atun, “halka, elektrik, mali ve ekonomik koşullarda durumu ve yapılabilecekleri dürüstçe aktarmaya özen gösterdiğini” ve “bu hükümete de gereken ama alınmayan kararları almak için girdiğini” de titizlikle ifade etti. Sonra da iki önemli söz dedi. Bunlardan biri, elektrikteki durumu anlattıktan sonra, Başbakanın ve Bakanlar Kurulunun onayı ile zam kararının alındığını net olarak vurgulamasıdır. Bu vurguyu yaptıktan sonra ise itirazını da şu şekilde kamuya duyurdu. “Dün Sayın Başbakanın talimatı ile Bakanlar Kurulunda, elektrik faturalarının sübvanse edilmesi kararı alındı” dedi. Dikkat edin, zam için onay; ama tadilat için talimatla kararı alındı ifadesi var. Bu gizli tepki, Sayın Atun’un açıklamasında yer alan ve tüm toplumu doğrudan ilgilendiren bir başka unsurla da devam ediyor. Sayın Atun, “Başbakanın talimatı ile alınan sübvansiyon için her ay, 180 milyon TL’lik bir kaynağı bulmak gerekir. İlk ay bu kaynağı bulmak için her türlü gayreti göstereceğiz” diyor. Ama ondan sonraki aylar için ise ne yapacağız diye herkesin düşünmesini aleni teşvik ediyor. Bunun için, Ek Gelir ve Ek Kaynak gerekir diyor. Ek gelirin, bu süreçte adı; yeni vergilerdir. Soy adı da tasarruf tedbiri denen sağlık, eğitim, tarım, turizm sektörlerine, esnafa yapılan devlet desteklerinin azaltılması ve emekçinin maaş ve ücretlerinin kırpılmasıdır. 
Başbakan ile Maliye Bakanının, bu önemli konuda, kamuoyu önünde yaptıkları bu aşırtmalı laf atışı, hükümette bu önemli konuda bir bütün bakış olmadığını göstergesidir. Bu ise bu zor zamanda hükümet eli ile kaos yaratmak demektir. Daha iyi bir yaşam için arayış içinde olan toplumumuzun demokratik enerji dolu olan tüm kesimleri, bu gelişmeleri sağlıklı olarak değerlendirmelidir. Çünkü puslu havada, tuzak kurmak meraklısı olan odaklar, köşede beklemektedir.
Evet, elektrik enerjisinde yapılan zam felaketti. Ama her ay, 180 milyonluk kaynak doğru ise hazırlanın, bu zor koşullarda bu akıl, emekçilerin maaşlarına, HP ve Asgari Ücrete yüklenecek.