Kıbrıs’ın her iki tarafında ağır suçların sayısı artıyor…
   Kuzeyin nüfusu 390 bin olarak açıklandı…
   Güneyin nüfusu bir milyonun üzerinde…
   Kuzeye gelen turist sayısı yılda bir milyonu civarında…
   Güneye gidenlerin sayısı 3,5 milyonun üzerinde…
   Kuzeyde mahkemelerin çalışma koşulları sıkıntılı…
   Yargıç eksikliği var, personel ve binalar yetersiz…
   Tamirat işlemleri çok uzun süre alıyor veya tamamlanmıyor…
   Muhalefete düştükleri zaman “asayiş elden gidiyor, polisimiz ne yapıyor” diye feryat eden bizdeki siyasiler, iktidara geldikleri zaman mahkemelerin ve polisin eksiklerini giderme konusunda gerekli adımları atamıyorlar…
   Özellikle son yıllarda ürettikleri tek mazeret parasızlıktır…
   Polise eleman alınması için bütçe ayıramayan hükümetler, diğer yandan yılda bir milyarın üzerinde ek mesai ödemesi yapıyor…
   Tek sandalyeli bir seçim için 30 milyon harcayabiliyor…
   Çoğu kamu kuruluşunda ihtiyacın çok üzerinde personel çalıştırılırken, devletin üzerindeki kamburu küçültecek önlemler alınamıyor…
   Böylece bütçenin yüzde 85’i maaşlara harcanıyor…

Cinayetlerde karar süresi

   Neyse konumuza gelelim…
   Güneydeki mahkemelerin, özellikle cinayet davalarında hızlı kararlar üretebildiğini görüyoruz…
   Seri katil Metaksas’ın tutuklanmasıyla, yargılanması ve karar süresinin toplamı sadece 64 gün oldu…
   Bizde yıllardır devam eden ve sonuçlanmayan cinayet davaları vardır…
   Somut bir örnek verecek olursak; geçtiğimiz yılın Ocak ayı başında hunharca bir cinayet işlenmişti Gazimağusa’da…
   Henüz 16 yaşında olan bir kız çocuğu katledilmişti…
   Helin’in katil zanlısı Sefer Buğra Altundağ’ın yargılanmasına ilişkin dava hala sonuçlanmadı…
   Bunun en önemli nedeni, cinayet alanından toplanan emarelerin tahlil için Türkiye’ye gönderilmesidir…
   KKTC’de bu tür tahliller yapılamadığı için tek seçenek Türkiye’ye havale etmek oluyor…
   Türkiye’den yanıt gelmesi ise çok uzun zaman alıyor…
   Böylece adaletin tecellisi gecikiyor…
   Yazık, günah değil midir?..
   Hiç usanmadan ve bıkmadan ‘yüce meclisin’ eskimiş yasaları yenilemesi çağrısında bulunuyoruz…
   Bu konuda sürekli uyarıda bulunmayı bir insanlık görevi olarak kabul ediyoruz…
   Geç gelen adaletin adalet olmadığını biliyoruz…
   Aslında siyasiler de biliyor…
   Ama yapılması gerekeni yapmıyor, sadece koltuk kavgasıyla zaman tüketiyorlar…
   Halbuki; bu küçük ülkenin en önemli sorunu adaletli yasaların çıkarılmamasıdır…
   Eskimiş, işe yaramaz yasalar, günün koşullarına göre düzenlenmediği sürece adaletli bir yaşamdan söz edemeyiz……