banner564

Suçlar patladı, memleket battı

  Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri, hayatın zorluklarını iyi bilen, dürüst ve çalışkan bir insandır...
  Haktan ve adaletten yanadır...
  Görev süresi içerisinde yargıdaki sorunların aşılması için ciddi girişimlerde bulundu...
  Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde tüm siyasi partileri ziyaret ederek, Anayasa’da bazı maddelerin değiştirilmesi için yardım istedi...
  Yargının taleplerini haklı bulan siyasiler, sonunda gerekli değişiklikler için adım atmadı...
  Diğer tüm konularda olduğu gibi “zamanı değil” diyerek, yargının sorunlarını tehir edip, sorumluluktan kaçmış oldular...
  Gündeminde bin 500’e yakın dava bulunan Yüksek Mahkeme’nin 8 üyesi vardır...
  En basit hesaplama ile günde bir davaya bakmaları halinde bu dosyalar için bin 500 günlük süre gerekiyor...
  Neredeyse 4 yıl...
  Bu arada mevcut dosyalara yenileri ekleniyor...
  Öyleyse; yargının çalışmasını hızlandıracak önlemler gerekiyor...
  Anayasanın 1983 yılında kabul edildiğini dikkate aldığımız zaman, o dönemde Yüksek Mahkeme’nin gündeminde belki 150 dosya vardı...
  Bugün bin 500 dosya...
  Aynı sayıdaki yargıç, bunun altından nasıl kalkacak?..
  Adaletin erken tecellisi nasıl gerçekleşecek?..





Akşamları siyaset ne güzel
  Peki bu sıkıntıları umursayan var mı?..
  Kesinlikle yok...
  Akşamları meyhane masalarında ülke sorunlarını hemen çözüyorlar...
  Parti işlerini de hallediyorlar...
  Kim daha yakın, kim daha uzak...
  Kim sadık, kim hain!..
  Ertesi gün kılıçları bileyip, hainleri temizlik harekatı başlatıyorlar...
  Adalet arayan vatandaşın 3 yıl, 5 yıl beklemesi kimin umurunda...
  İşte böylesi bir siyaset anlayışı ile bugün güzel ülkemizi yaşanmaz hale getirmiş durumdayız...
  Yüksek Mahkeme Başkanı; suçlarda patlamanın yaşandığını vurguluyor...
  Özellikle Girne bölgesindeki mal alım ve satım işlemlerinde aldatılan yabacıların yıllarca mahkeme kapısında hak aradıklarını ve bu duruma çok üzüldüğünü söylüyor...
  Yabancıları aldatanlardan ‘mümkün olan en kısa sürede’ hesap soramayan bir devlet, kimin tarafında yer almış oluyor?..
  Cevabını siz söyleyin...
  Başkan Öneri, yaşanan önemli sorunlardan birinin de polisteki uzman eksikliği olduğuna dikkat çekiyor...
  Uzman olmayınca, dava dosyaları hızlı bir şekilde ilerleyemiyor...
  Özellikle de Adli Tıp konusunda uzman eksikliği yüzünden polisin toplamış olduğu emareler Türkiye’ye gönderiliyor...
  Raporun gelmesi yıllar alıyor...
  Mağdur olan insanlar da bu süre zarfında acı çekmeye devam ediyor...





Ne büyük tutarsızlık
  Güzel bir ülkede yaşıyoruz...
  Adli tıp uzmanı yok...
  Yargıç sayısı yetersiz...
  Yargıda teknoloji çağdışı kalmış...
  Polis, artan suçlarla baş edemiyor...
  Ama diğer yandan avukat sayısı bine yükseliyor...
  Övünün arkadaşlar!..
  Gururlanın...
  KKTC devletinde bin tane avukat var diye övünün...
  Times Gazetesi’ne tam sayfa reklam verseniz yeridir...
  “Hukuk alanında rekor sahibiyiz ey dünya...”
  Reklamın altı boş kalsın...
  Onu burada doldurmak en iyisi...
  Çoğunluğu KKTC üniversitelerinden mezun olan genç avukatlarımızın müfredatı TC hukukunu içeriyor...
  KKTC mahkemelerinde davalar İngiliz hukukuna göre yürütülüyor...
  Okudukları ile icraat aşamasında gerekenler tamamen zıt...
  Fakat hiç kimse bu konuda kılını oynatıp, müfredatı değiştirmiyor...
  Yüksek Mahkeme Başkanı, “Ben dahi Türkiye’de eğitim gördüğüm için Kıbrıs’a döndüğümde, hatta yargıçlığın ilk yıllarında bocaladım” diyerek, çok önemli bir konuda uyarıda bulunuyor...
  “Değiştirin bu müfredatı, çünkü mezun ettiğiniz gençler, ileride yargıç olacak” diyor...
  Kimin umurunda...
  Ve bu kadar önemli meseleleri umursamayanlar, diğer yandan bizlere Avrupa yolunu gösteriyorlar...
  Bu halimizle Avrupa mı?..
  İnanın kuşlar bile güler halimize...
YORUM EKLE

banner471

banner473