Küçük ülkemizde hırsızlık, soygun, uyuşturucu, cinayet, ırza tecavüz, tehdit ve şiddet olayları yetmezmiş gibi son zamanlarda bir de ‘sahtelik’ sorunu ortaya çıktı…
Sahte diploma…
Sahte reçete…
Sahte Zeytin yağı…
Ayrıca son zamanlarda polise yönelik şiddet olayları yaşanıyor…
Trafik kazaları, AB ortalamasının 4 kat üzerindedir...
Cezaevi’nde, kapasitenin iki kat üzerinde mahkûm ve tutuklu var…
Koğuşlarda yatacak yer kalmadığı için, yargıçlar ‘tutuklu yargılanma’ konusunda karar veremez duruma geldi…
Bu durumu bilenler, kötü amaçlarını gerçekleştirebilmek için daha da cesaretlenirler…
Hepimizin görebildiği bu gerçekleri, siyasilerin neden göremediğini anlamakta zorlanıyoruz…
Hâlbuki yapılması gerekenler bellidir…
İlk adım, ceza yasalarının güncellenmesi ve ağır suçlara daha ağır cezaların verilmesidir…
İkincisi de polis sayısıyla birlikte denetimlerin artırılması…
Denetimlerin artırılması, kötü niyetliye korku; endişe içindeki vatandaşa ise güven verir...
Son zamanlarda polis tarafından belirli aralıklarla gerçekleştirilen ‘Huzur Operasyonları’ sırasında ortaya nelerin çıktığını görüyoruz...
Öyleyse bu operasyonların artırılması gerekir...
Operasyonların artırılmasıyla birlikte polisin dik durmasını sağlayacak önlemler alınmalıdır...
Polis dik durmuyor mu?
Son zamanlarda maalesef polisin şahsında devleti de yere vuruyorlar...
Polis ceza yazmaya kalkıştığında tekme, tokat yere düşürüyor, aracı üzerine sürüyor ve ölümle tehdit ediyorlar...
Hatta öldürmek için silah çekiyorlar…
Uyuşturucu veya trafik suçluları bu ülkede polisi yere vurmaya başlamışsa, devleti yönetenlerin bu sorun üzerinde ciddiyetle durmalıdır…
Son derece tehlikeli gidişat karşısında hiç gecikmeksizin önlem alınmalıdır...
Asayiş Kurulu
Turizm ve eğitim adasında suçlar sürekli artıyor ve insanları huzursuz ediyorsa, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında ‘Asayiş Kurulu’nun oluşturulması da kaçınılmazdır...
Gelmiş, geçmiş hükümetler ve Cumhurbaşkanları bu yöndeki önerileri ciddiye almadılar...
Alışılmış işlemlerin dışına çıkmadan göreve devam ettiler...
Peki neden?
Bazı insanların tercihi ‘suya, sabuna’ dokunmamaktır...
“Böyle gelmiş, böyle gider” diyerek, zamanlarını doldurmak isterler...
Vatandaşların beklentilerini yerine getirmediklerinde, personel yetersizliğini veya araç-gereç eksikliğini öne sürerler...
Ama bu tür yönetim alışkanlıkları artık değişmelidir...
Bırakın gençleri, 11 yaşındaki çocuklarımızı uyuşturucu belasının içine sürükleyenlere fırsat vermeyecek önlemler süratle alınmalıdır...
Bu konuda daha fazla zaman kaybetmeye tahammülümüz yoktur...
Vatandaşın ciddi bir bunalım içinde olduğunu anlamak zorundayız...
Trafik ürkütüyor
Ülkemizde en önemli sorunlardan biri de trafiktir...
Yollar, bariyerler, ikaz işaretleri, sürücü hataları, sürat, alkol ve daha birçok sorun vardır...
Bu ülkede kırmızı ışıkta durmayan sürücü yoktu...
Şimdi kırmızı ışıkta duran sürücü sayısı parmakla gösterilecek kadar azdır...
Kırmızı ışık yandıktan sonra sürücülerin yola devam etmesi hem tehlikeye davetiye çıkarmaktır, hem de yeşil ışıkta geçemez durumda bırakılan diğer sürücülere karşı bir saygısızlıktır...
Öyleyse caydırıcı girişimlere ihtiyaç vardır...
Bir yer hariç; trafik ışıklarında kamera sistemi olmadığına göre; bunun tek yolu trafik denetimlerinin ve cezalarının artırılmasıdır...
Bir yandan ‘statüko sürdürülemez’ diyerek, sabah, akşam AB üyeliği istemek, diğer yandan AB’de ağır hapislik öngörülen suçları bizde serbest bırakmak çelişkinin en bariz örneğidir...
Çözüm olsun veya olmasın, Kıbrıslı Türklerin ‘AB standartlarında’ bir yaşam sürebilmesi için gerekli önlemler ivedilikle alınmalıdır...
Geldiğimiz noktada partisel veya kişisel çıkarların hiçbir önemi ve geçerliliği yoktur...
Önemli olan halkın ve devletin çıkarlarıdır...
KKTCyi getirdiğimiz Bugünkü hali ile geri kalmış bir Üçüncü Dünya Ülkesi için normal değilmidir yani ? Üretimi Turizmi yerle bir olup Ekonomisi ile dökülen ve Pahalılığın tavan yaptığı bir Ülkede Hırsızlık Yolsuzluk Şiddet ve Uyuşturucunun artması normal değilse nedir yani ? Zenginlikler içinde kurduğumuz KKTCyi kırk yılda çökertip talan ettik Eğitim Turizm ile Ekonomimizi yüzümüze gözümüze bulaştırdık Batırmadık Sektör bırakmadık Rum Mülkleri üzerindeki elimizde son kalan Şişirdiğimiz İnşaat Sektörünün de elimizde patlasına ise amak kaldı ! Yönetimin yerlerde süründüğü Ülkemizde kırk yılda neyi becerebildik ki bu gündem sonra da becerebilenim ! Yüce meclisimizin ile bu gidişle KKTCnin duvara toslaycağını gerçekten bizden başka bilmeyen mi kaldı ? Yönetimi Ekonomisi Çevresi ile Yaşanamayacak hale getirdiğimiz KKTCden giden Gençlerimiz geri gelmiyor ! Torbayı dolduranlar ise ceplerinde Tek Yol Uçak biletleri ile bekliyor ‘ Geriye kalanlarımız mı ne olacak Küçücük Ülkemize doldurduklarımız ile Allah Sonumuzu Hayır Eylesin demekten başka ne yapabiliriz ki ??