Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, doğal gaz konusunda önemli ilerlemeler kaydetti...
Özellikle Afrodit yatağındaki gazın transferi ve satışı konusunda ciddi çalışmalar yapılıyor...
Bunu başaran Amerikan şirketi Noble oldu...
Amerikan Yönetimi ise, gazın satışından elde edilecek gelirin, iki topluma adil bir şekilde dağıtılmasından yana olduğunu açıkladı...
Bu ne anlama geliyor?..
İki tarafın da gelir düzeyini yükseltmesi ve olası bir çözümde herkesin ‘yeni bir yaşam şekline’ ayak uydurabilmesidir...
Annan Planı’na benzer bir çözüm olması halinde 60 bin dolayında Kıbrıslı Türkün yer değiştirmesi söz konusudur...
Bu insanlar nerede yaşayacak?..
Ne iş yapacak?..
Nasıl geçinecek?..
Elbette uzunca bir süre maddi desteğe ihtiyaçları olacak...
Meseleye bir de Kıbrıslı Rumlar açısından bakalım...
Yüz binden fazla Rum, eski mülklerine dönme şansı bulacak...
Ve kendilerine yeni bir hayat kuracak...
Söz konusu mülkerin bakım ve onarımını yapmak, kendi tarzına göre düzen kurmak için ciddi mali kaynağa ihtiyaçları olacak...
İşte bunları düşündüğümüz zaman, doğal gazdan elde edilecek gelirin ‘adil bir şekilde’ dağıtımının, her iki toplum açısından da gerekli olduğunu daha iyi anlayabiliriz...
Asrın projesi önemli
Gelelim su meselesine...
Herkes bu konuda farklı bir görüş belirtiyor...
Bilen, bilmeyen bazı ilginç iddialarla kafa bulandırıyor...
Halbuki; suyun adaya geliş nedeni konusunda tam teşhis koymak hiç de zor değildir...
Birincisi; Türkiye “ben buradayım arkadaş” diyor...
İkincisi, gündeydeki doğal gaza karşılık kuzeye bir başka zenginlik getirmiş oluyor...
Üçüncüsü doğal gaz gibi suyun da iki toplum tarafından paylaşılmasına olanak sağlıyor...
Türk tarafının masadaki pazarlık gücünü artırıyor...
Çözüm olur, ya da olmaz, susuzluk çeken Kıbrıs Türk çiftçisine hayat veriyor “istediğin kadar üretebilirsin” diyor ve cesaretlendiriyor...
Böylesi bir fedakarlık karşısında, başka niyetler aramak doğru değildir...
Her konuda olduğu gibi su konusunda Türkiye’nin ‘art niyetli’ olduğunu iddia edenlerin, halkınm kafasını karıştırmaları üzücüdür...
Türkiye, adanın kuzeyine hayat vermek için çalışıyor...
Bize düşen görev ise bunun önemini kavramak ve gelecek suyu nasıl kullanacağımızın plan ve programını bir an önce yapmaktır...
Hükümetler gelip geçicidir...
Ancak hayati projeler kalıcıdır...
Artık devletimize ve insanımıza hizmet etmeyi ön plana çıkarmalı, halkın moralini yükseltmeliyiz...
Bunu başarırsak, gelecek daha güzel olacak...
