STK’nın Hobbes, Locke ve Rousseau tarafından çeşitli şekillerde tanımlanmasından sonra, bu kavramı bugün anlaşılan şekilde Hegel tanımlamıştır.
Hegel, STK’ları, Devletin düzenlediği alanları ve toplumsal ilişkileri politik toplum kavramı ile açıklamış, geriye kalanları ise sivil toplum olarak adlandırmıştır.
Bu tanım uyarınca Avrupa’da, bu örgütlere NGO (Non Governmental Organisations) devlet dışı kuruluşlar denilmektedir.
Genel olarak STK’lar; devlet kuruluşları dışında ve bağımsız çalışan, sosyal, kültürel, politik, hukuki, ve çevresel hedefleri doğrultusunda çeşitli eylemlerle misyonunu gerçekleştirmeye çalışan, lobicilik faaliyetleri yapan üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük yöntemiyle alan, kar amaçlı olmayan ve gelirlerini bağışlar ile üye aidatlardan elde eden kuruluşlar olarak tanımlanır.
KKTC’de popülist siyasilerin, Gönüllülük ilkesini dikkate almayarak, yasa ile STÖ’lere üye olmayı zorunlu kılması, sakıncalı olması yanında, AİHM kararına aykırıdır.
Demokratik hukuk devletinde, Sivil Toplum Örgütlerinin önemli ve yararlı olduğu kabul edilmektedir. Ben de uzun yıllar STÖ örgütlerinde üye ve yönetici olarak yer aldım.
Fakat ülkemizde popülist yönetim anlayışı ve ilgili yasadaki boşluklar nedeniyle, STÖ’ler konusunda bana göre yozlaşma ve STÖ enflasyonu ortaya çıkmıştır.
Halen aynı amaçla kurulan birden çok STÖ bulunmaktadır. Bazılarının üye sayısı iki elin parmağından azdır ve pasiftir. Gözlemlerime göre bazı STÖ’ler de sırf devletin ayrıcalıklarından yararlanmak ve siyasi baskı kurmak amacı ile kurulmuştur.
STÖ’lerden sadece sendikaların yönetim kurullarına görev sürelerince ödenekli izinli sayılması ve diğer kuruluşlara bu hakkın tanınmaması, KKTC Anayasasındaki eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bazı STÖ’lerin de çok yararlı hizmetler yaptığı inancındayım. Ancak, sosyal medyada ortaya konulan görüşler, şikayetler ve yapılan yorumlar, ülkemizde bir çok kişinin sivil toplum örgütlerine karşı sempati duymadığı aksine tepkili olduğu anlaşılmaktadır.
Bazı yöneticilerinin aşırı ideolojik tutumları, asli görevleri yerine siyasi tercihlerine göre hareket etmesi, yerli yersiz grev ve eylem silahını kullanarak, hak elde etmede vatandaşları mağdur etmesi, hükümetlerin yapmak istediği her işe karışması, sivil toplum örgütlerinin ekonomik kalkınma ve halkımızın varlığı için, tehdit olduğu inancı her geçen gün biraz daha güçleniyor. .
Genellikle iş başına gelen tüm siyasiler bazı STÖ’ler ile çatışmasına rağmen, muhalefette her koşulda eylemlerine arka çıkmaktadır.
Siyasi yetkililerin bu hatalı tutumu ise, devletin yanında halkın da gereksiz yere eylemlerle sıkıntıya sokulmasına sebep oluyor.
Ayrıca popülist yönetim anlayışı nedeniyle STÖ yöneticilerine tanınan aşırı ayrıcalıklar, üyeleri üzerinde baskı oluşturmalarına ve böylece siyasi ve ideolojik tercihlerine göre hareket etmelerine karşı çıkılmamasına sebep olmaktadır.
Oysa STÖ yöneticileri, üyelerin değişik siyasi ve ideolojik tercihi bulunabileceğini dikkate almalı, kendi kişisel görüşleri doğrultusunda hareket etmemeye özen göstermeli.
STÖ’nün tüzüklerinde belirtilen amaçları dışında faaliyet göstermesine göz yumulmamalı, gelir kaynakları ile harcamaları denetlenmeli ve ‘Truva atı’ olarak kullanılmalarına fırsat verilmemeli.
Liderimiz ve kurucu Cumhurbaşkanımızın R. Denktaş’ın rahmete kavuşmasından sonra halkımızın lidersiz ve devletimizin de korumasız kaldığını düşünen bazı çevreler, yıkıcı faaliyetlerini her geçen gün artırıyor.
Acaba bazı Sivil Toplum Örgütü yöneticilerinin, bir yandan haksızca anavatana saldırırken, öte yandan tutum, davranış ve açıklamaları ile batılı emperyalistler ile Rumların ulusal tezlerini desteklemesi, nasıl açıklanabilir?
Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen, Güneydeki Rum Yönetimi, göstermelik STK veya siyasi parti kurulmasına, yabancı çıkarlarına hizmet etmesine, temsilcilerinin yabancıların maddi desteği ile uluslararası formlara katılıp Türk tezini destekleyen demeçler vermesine göz yumar mı?
Demokrasi başıbozukluk veya herkesin istediğini yapması olmadığına göre, devlet olumsuzluklar karşısında seyirci kalmamalı.
STK üzerine
- 20 Haziran 2021, 03:50
- 49
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi