Okulların kapanmasıyla birlikte, çocuklarını bırakacak yeri olmayan aileler, çocuklarını da yanlarına alarak günlük işlerini yapıyorlar. Bir alış-veriş yerinde iki ailenin çocuklarının karnelerini konuşurlarken şöyle bir diyaloğa kulak misafiri oldum. Çocuk karnesini almış, ama karnesinde yazan notlarını okuyamıyormuş!!! Çünkü çocuk ilkokulda ve okumayı öğrenemedi… Az sonrada nedenini de öğrendim, çocuk Şehit Ertuğrul İlkokulu’na gidiyordu ve yapılan grevden dolayı çocuğun okumayı öğrenemediğini anlatıyordu veli. Önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde çocuğunu farklı bir ilkokula kayıt yaptıracağını söylüyordu çocuğun velisi…

Sonrasında hafta içi sabah işe giderken, kahvede oturan arkadaşım seslendi;

“Nasılsın?” diye. 

“Nasıl olayım, memleket gibi…” dedim. 

“Ne var memleketin halinde?” deyince,  

“Sorun da orda zaten, ne yok ki… Hem dert çok, hem de derman yok” dedim ve kulak misafiri olduğum konuşmayla birlikte Şener Elcil hocamızın yaptığı açıklamayı aktardım, çünkü arkadaşımda bir öğretmen. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil hocamızın geçenlerde yaptığı açıklama kısaca şöyleydi;

Şehit Ertuğrul İlk Okulunda grevin kaldırılmadığını, sadece geçici bir süre askıya alındığını, yaz aylarının, okuldaki sorunların çözümü için bir fırsat olduğunu belirten sayın hocamız, sorunların çözülmemesi halinde grevlerin Eylül ayından itibaren yeni eğitim yılında da süreceği açıklamasını yaptı.

Coğrafyamızın içinde bulunduğu siyasi istikrarsızlık ortada iken KTÖS böyle bir açıklama yapması, toplumun yarasına tuz basmaktan başka bir şey değildir.

KTÖS büyük ve güçlü bir sendika ve soruyorum; 

Belirlenecek herhangi bir pilot ilkokulda, sendikanın özlediği, toplumun beklediği eğitim kalitesine ulaşılamaz mı? 

Belirlenecek pilot okulda, eğitsel programlar ve altyapı konusunda öğretmen görüşlerinin alındığı, öğretmenlerin fikrinin sorulduğu, öğretmenlerin özel dersler veya dersanelerle ilgili bağlantılarının olmadığı ve okul aile iletişimin güçlü olduğu bir okul oluşturulamaz mı? 

Bence neden olmasın… Hükümet edenler yapmıyorsa, yapamıyorsa veya yapmak istemiyorlarsa, KTÖS’ün haklı olduğun söylemleri artık eyleme dönüştürme zamanı gelmiştir.

Eylem bizlerde grev olarak algılanıyor fakat eylem, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; Bir durumu değiştirme veya daha ileriye götürme yönünde etkide bulunma çabası olarak tanımlanıyor. Bu tanımlamaya göre yapılan eylem türü (grev), sorunları çözmekten ziyade durumu daha da kötüleştiriyorsa, suçu olmayan çocuklar zarar görüyorsa, eylem türünün değiştirilmesinin zamanı gelmiştir. Bir pilot okul belirlensin, alt yapısı sendika tarafından oluşturulsun ve tam gün eğitim uygulansın. Bu işin nasıl yapıldığını, yapamayanlara, yapmak istemeyenlere gösterilsin, öğretilsin.

Devlet okulları ve özel okullar arasında ayrımcılık yapılıyorsa, devlet okulları günden güne yok olma noktasına götürülüyorsa, devlet okullarında nitelikli öğrenci sayısı azalıyorsa söylemden eyleme geçme zamanıdır. KTÖS, tarihi geçmişi olan, Kıbrıs Türk Toplumu’na önderlik etmiş bir sivil toplum örgütümüzdür. Yine toplum yararına olacak bir ilke imza atabilecek kudrette olduğuna inanıyorum. Hükümet edenler KTÖS’ün haklı söylemlerini, siyasi ayak oyunları ile toplum gözünde haksızlığa dönüştürüyorsa, eylemsel faaliyetinizi değiştirmenin zamanıdır, toplum daha fazla zarar görmeden, yara almadan.