Ülkemizde herkesin şikâyetçi olduğu bozuk düzenin başlıca nedeninin, nemelazımcılık olduğu görüşündeyim.
Birçok kişi ‘Bana dokunmayan yılan çok yaşasın’ ’Kıl namazını kurtar başını ‘görüşü ile hareket etmekte ve çevresinde olumsuzluklara ses çıkarmamaktadır.
Ancak nemelazımcılık özellikle ülke yönetiminde çok tehlikeli bir sosyal hastalıktır. Tarih boyunca birçok toplulukların, halkların devlet ve imparatorlukların yok olmasına zemin hazırladı.
Yıllardan beri anlatılan bir hikâye nemelazımcılığın ne kadar tehlikeli bir sosyolojik hastalık olduğunu ortaya koymaktadır.
Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı imparatorluğunu en yüksek düzeylere çıkarır, bir gün acaba gelecekte devlet yıkılabilir mi diye düşünür. Devrin alimi ve süt kardeşi olan Yahya efendiye mektup yazar, ‘Bir devletin nasıl yıkılabileceğini sorar ve cevap vermesini ister. Yahya Efendi padişahın mektubuna ‘Nemelazım be Sultanın !’ diye cevap verir.
Padişah “Acaba bilmediğimiz bir mana mı vardır bu cevapta?” diye düşünür ve Yahya Efendinin yanına gider. Sitem ederek soruyu ciddiye almasını, yanıtlamasını ister ve tekrar sorar. Yahya Efendi: ‘Sultanım, sizin sorunuzu ciddiye almamak mümkün mü? Ben sorunuz üzerinde iyice düşündüm ve görüşümü açık bir şekilde arz ettim.’
Padişah iyi ama verdiğiniz cevaptan bir şey anlamadım. Sadece ‘nemelazım be Sultanım’ demişsiniz. Sanki ‘beni böyle işlere karıştırma’ gibi bir anlam çıkardım’
Bunun üzerine Yahya Efendi, ibret dolu şu sözleri söyler:
Sultanım’ Bir devlette zulüm yayılsa haksızlıklar ayyuka çıksa…
İşitenler de nemelazım, deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de, çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa, gizleseler, fakirlerin, ihtiyaçlıların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da, taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın güveni ve saygısı sarsılır. Asayiş ve emniyete vesile olan itaat hissi kaybolur, halka saygı yok olur. Çöküş ve yıkım mukadder hale gelir
Padişah söyleneni dinlerken bunları başını sallayarak onaylar. Uyarılarının devamını tembih eder. Sonra da ülkesinde kendisini uyaran böyle bir alim olduğu için Allah’a şükreder ve oradan ayrılır.
Maalesef halen KKTC’de popülist yönetim anlayışı sonucu herkes nemelazım diyerek yanlış yapanlar, yasalara uymayanlar ve yasaları uygulamayanlar hakkında gereken işlemi yapmaz. Kimseden hesap sorulmaz.
Rum siyasi partinin KKTC’de şube gibi ofis açmasına ve bizi içerden çökertme faaliyetleri yürütmesine, ekranlarda pervasızca devletimize hakaret edilmesine, anavatanla aramızı açmaya dönük kampanyalara, gençlerimizin Türk kimliğinden koparılıp uyduruk Kıbrıslılık kimliği altında devşirilmesine, devletten maaş alanların bile yabancı örgütlere devletimizi kötüleyen yazılar yazmasına ses çıkarılmaz.
Sonuçta nemelazımcılık nedeniyle durumumuz maalesef kötüleşmekte ve geleceğimiz karanlıklara sürüklenmektedir.
Sosyal kara delik
- 03 Haziran 2020, 09:58
- 71
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi