banner564

Sorunlarımızın çoğunun derhal çözümlenmesi mümkündür

 Uygar ülkelerde iktidara gelen siyasiler, kamu oyu yoklamaları yaptırarak, halkın şikayet ve isteklerini öğrenir ve çözmeye çalışır.
Ülkemiz küçük ve nüfusumuz da az olduğu için hem sorunlarımız biliniyor, hem de çözümleri büyük ülkelere göre çok daha kolaydır. Tüm sorunlar, medyada ve sosyal paylaşım sitelerinde sürekli olarak ortaya konulmaktadır.
Seçimle işbaşına getirilenlerin istemesi durumunda, günlük yaşamı zorlaştıran ve halkın şikayetçi olduğu bir çok kronikleşmiş sorunu derhal ve kolayca çözmesi mümkündür.
Çünkü devlet ve belediyelerde istihdam edilen personel sayısı bakımından, dünyada belki de en ön sıradayız;
Yetişkin insan ve beyin gücü bakımından da sıkıntımız olmaması bir yana, en zengin ve çağdaş ülkeler düzeyindeyiz;
Siyasi iktidarların iş yapma niyet ve iradeleri bulunması durumunda, sayıları oldukça fazla olan üniversitelerimizdeki uzmanlardan da yararlanması mümkündür;
Talep etmemiz durumunda, anavatanımız bize her konuda teknik ve maddi yardım yapmaktan kaçınmamaktadır;
Ancak, KKTC’de ise genellikle seçimle makamlara getirilen kişiler, halka hizmet etmek yükümlülüğü altına girdiklerinin bilincinde hareket etmek yerine, devlet olanaklarını yönetme (kullanma- kullandırma ) yetkisini elde ettikleri düşüncesiyle hareket etmektedir. 
             Bu hatalı yönetim anlayışı nedeniyle, makama gelir gelmez önce geçmiş iktidar dönemindeki yöneticileri görevden alarak yerlerine yandaşlarını tayin ederek ödüllendirirler.
Devletin en alt kademelerinden başlayarak en üst makamlarında görev yapan bir kişi olarak deneyimlerime göre, ülkemizde en öncelikli sorunun:
Seçimle makamlara gelenlerin popülizmi ve partizanlığı ön planda tutması;
Deneyimli, iyi yetişmiş gerçek uzmanlardan yararlanılmaması; 
Hesap sorma mekanizmasının işletilmemesi; 
İş yapan ile yapmayan arasında ayırım yapılamaması;
Personelin ofislerden dışarda görev yapmasının sağlanmaması; olduğu görüşündeyim.
Bu başlıca nedenler sonucu, günlük yaşamı zorlaştıran ve hiç harcama gerektirmeyen çok basit sorunlar bile kronikleşerek çözümsüz kalmaktadır. Oysa: 
Dünyada kişi başına en çok devlet memuru bulunan ülkemizde yasak olmasına rağmen, gündüz herkesin gözü önünde sürücülerin yaya geçitlerinde ve kırmızı ışıklarda durmaması ve yayalara çarpması hatta ölümcül kazalar olması, kabul edilemez;
İnşaat izinlerinin yaklaşık 9 ay ile 12 ay gibi oldukça uzun ve kabul edilemeyen çok uzun bir sürede verilmesine rağmen, gereken incelemelerin yapılmaması ve yürürlükteki yasaya aykırı olarak dere yataklarına inşaat izni verilmesi üzücüdür;
Ölümcül kazalara rağmen hareket halindeki araçlarda cep telefonu kullanılmasının caydırıcı cezalarla ve sıkı denetimlerle önlenmemesi, önemli bir olumsuzluktur;
Yerli halkımız yanında artık ülkemizi ziyarete gelen yabancıların da şikayetçi olduğu çevre kirliliğinin önlenmemesi, taş ocakları sorununa el atılmaması ibret vericidir;
Yerleşim yerlerinde vatandaşların can ve mal güvenliğinin korunması için gerekli denetim hizmetlerinin yapılmasının sağlanmaması, büyük bir eksikliktir;
Seyrüsefer izinlerinin ve benzeri vergilerin bankalar aracılığı ile ödenmesinin sağlanmaması, vergi verirken bile saatlerce bekletilmesi, bürokratik işlemlerin basitleştirilmemesi, halkın umursanmadığını göstermiyor mu?
Yeni iş yeri açılabilmesi, şirket kurulabilmesi için insanların günlerce uğraştırılması, ekonomik gelişmeyi zorlaştırmak anlamında değil mi?
Yukarıda sıralanan ve bunlara benzer çok basit sorunların, yapıcı ve samimi uyarılara rağmen ısrarla çözümlenmemesi için mantıklı bir gerekçe gösterilebilir mi?   

YORUM EKLE

banner471

banner474