Dün evden yufka istediler, raflar o denli boşaldı ki ancak girdiğim üçüncü markette bulabildim.
Hediyesi 24 TL.
Bir hafta önce 8 ile 12 TL arasında değişen yufka fiyatı yirmi dört TL’ye nasıl yükselebilir. Aradaki fark tamı tamamına %100.
Dövize bağlı olarak meydana gelen fiyat artışlarının tamamının gerçekten dövize bağlı olarak arttığını kabul etmek saflık olur.
Devletin yaşanan krizin gerçek boyutunu ölçmek gibi bir görevi de vardır diye düşünüyorum.
Temel ihtiyaç maddelerinin başında gelen ekmek gibi unlu ürünlerde yaşanan fiyat artışlarını frenlemek amacıyla hükümet un ithalatına gidiyor.
Buna tepki olarak ülkenin en büyük un üretim tesisleri üretim yapmama kararı aldı.
Hatırlayanlar çıkacaktır. Ülkemizde bir makarna fabrikası vardı “Güneş makarna”. Serbest piyasa ekonomisine verdiğimiz ilk kurban Güneş makarna oldu. Ardından Bixi kola, onun ardından uygun fiyatlarda dayanıklı ayakkabı üretimi yapan Ayko, sonra Temiz deterjanı ülkeye ithal edilen yoğun mobilya sebebi ile mobilya üreten atölyeler bugün can çekişir durumdadır.
Üretimin KKTC gibi küçük bir ülkede ne gereği var zihniyeti ile hızımızı alamadık Sanayi Holdingi kapattık.
Ne acıdır ki bugün ülkemizdeki üretim “ucundan azıcık” kararındadır. 
Bugün yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz Türkiye’yi de sarmalına almış durumdadır hem de daha da ileri boyutta. Ancak ekonomiyi düzlüğe çıkarabilmek için aralarında radikal da olabilen kararlar alabilecek inisiyatife sahip bir devlet vardır.
Ne acıdır ki bu konularda karar alabilecek bir pozisyona sahip değiliz. Davul bizim boynumuzdadır ama tokmak anavatanımızın elindedir. Bu durumda o kararların acilen alınmasını beklemekten başka seçeneğimiz yok.
Umalım ki yara başa çıkılabilecek konumda iken gereken önlemler alınır. 
Zira bizde bir de bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışan, var olan iktidarla birlikte Türkiye’ye dil uzatan kesimler de vardır. Hiç çekinmeden dış dünyaya yaşananları şikayet etmek gibi bir de alışkanlıkları bulunmaktadır.
Tedavüldeki para Türk Lirası’dır. TL’nin döviz karşısındaki değer kaybı bizim de meselemizdir ama erişebileceğimiz raflarda değildir. 
Yaklaşan seçimlerle ilgili olarak yapılan propaganda konuşmalarında “biz sorunu çözebilecek kadrolara sahibiz” yahut “biz gelir isek her şey düzelecek” başlıklı söylemler tamamen afaki ve vatandaşı kandırmaya yönelik iddialar olduğu ortadadır. Ekonomide KKTC’nin teslimiyete düşürülmeden tek dayanağı konumundaki Türkiye ile münasebetlerini bile düzgün götüremeyen yaklaşımlar içinde olanların çare diye isimlendirdiği şey acaba nedir?