Barış Harekatı sonrasındaki ilk yıllarda Rumların terk ettiği mülkler, güneyden gelen göçmenlere ‘tahsis’ usulüyle dağıtılmıştı…
Dönemin Başsavcısı Oktay Feridun ile Yüksek Mahkeme Başkanı Necati Münir Ertekün, Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi başkanlığının yazısı üzerine Rum mülkleriyle ilgili bir rapor hazırlanmıştı…
Raporun özetini geçmiş yıllarda yazmıştık…
Bugün bir kez daha tekrarlayalım:
-Savaş sonrasında askeri malzemeler ve askeri binalar kullanılabilir…
-Kişilerin mülkleri, okul binaları, iş yerleri ve dini yerler tahsis edilebilir… Bunlar için banka hesabı açılır ve aylık kira bedeli bu hesaba yatırılır.
-Mülklere kesinlikle ‘koçan’ (tapu) verilmez…
Ağustos 1974’te, Kıbrıslı Türklerin iki önemli ve sorumlu hukuk adamının imzalarını taşıyan bu rapor bir süre sonra çöpe atıldı ve Rum mülklerine tapu verilmeye başlandı…
Yurt dışından getirilen tarım işçilerine de çok sayıda arazi verildi…
Sonrasında bu araziler arsaya çevrildi ve parsellendi…
Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmesi, emlak patlaması için önemli bir fırsat yaratmıştı…
Nitekim öyle oldu…
Kıbrıs Türk tarafı “madem öyle işte böyle” diyerek, 2004 yılından itibaren inşaat patlamasına ve Rum mülklerinin satışına destek verdi…
Bu süreçte çok sayıda İngiliz alıcı, bazı hırsız müteahhitler tarafından kazıklandı…
KKTC’yi yönetenler İngilizlerin kazıklanmasına göz yumdu…
İnsanların parasını çalanlardan bir tanesi dahi yargılanmadı…
Ve kazıklanan İngilizler, KKTC aleyhinde eylem yapmaya başladı…
AİHM kararı büyük bir fırsattı
Kıbrıslı Rumlar, kuzeydeki mülklerinin satışını durdurmak amacıyla Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nde çok sayıda dava açtı…
Türkiye; Loizidu davasında tazminat ödemeyi kabul edince, davaların sayısı daha da artmaya başladı…
Avrupa İnsan hakları Mahkemesi, bu durum karşısında çare üretmek zorunda kaldı…
Kuzeyde ‘Taşınmaz Mal Komisyonu’ kurulmasına destek verdi…
Kıbrıslı Rumlara da “ilk başvuru adresiniz burası” dedi…
Kilisenin ve yönetimin baskılarına karşın 8 bin dolayında Kıbrıslı Rum, kuzeydeki mülkünü satmak veya takas için bu komisyona başvurdu…
Komisyon az sayıda dosyayı sonuçlandırarak, Rum mal sahiplerine parasını ödeyip, bu mülklerin Türkleşmesini başardı…
Daha sonra eldeki kaynak tükenince 7 bini aşkın dosya beklemeye alındı…
Komisyon yıllardan beri bu dosyaları neticelendiremiyor…
KKTC hükümetlerinin, komisyona kaynak yaratacak adımları atmaması, Türkiye’nin de mali katkıyı beklemeye alması nedeniyle büyük bir fırsat heba edilmiş oldu…
Bu konu üzerinde defalarca yazı yazıp, TV’de haber programları yaparak uyarmamıza karşın, siyasilerin cesur adım atamamasının elbette bir nedeni vardır…
Elinde binlerce dönümlük Rum arazisi bulunduranların “Guruş vermeyiz” diyerek, siyasiler üzerinde baskı kurması sonucunda bugünkü noktaya gelmiş bulunuyoruz…
Şimdi, KKTC ekonomisinin hedef alındığını söyleyerek, suçu Rum Yönetimine yüklemek ne kadar doğrudur?..
Sorunun kaynağı bizleriz…
Bunu itiraf etmek siyasiler için kolay değildir elbette…
Ama gerçek budur…
Önümüzde çok ciddi bir sürecin olacağını düşünerek, hiç olmazsa bundan sonraki adımlar daha dikkatlice atılmalıdır…
Beklenmedik gelişmelere de herkes hazırlıklı olmalıdır…
Sayın Akar , yıllardır Programlarınızda yöneticilerimize ve yüce meclisimize TMK çalıştırın Uyarılarınızı KKTCde cidden Sizden başka maalesef kimse yapamadı ! Tabii ki Rum Mülklerini satıp kazıklayıp kapıdışarı ettiğimiz İngilizler Ülkelerine gidip de armut toplamadı ! Mağdur olan İngilizlerin haklı olarak KKTC aleyhindeki kampanyalarını bile kayde almayan Yöneticilerimiz ve yüce meclisimiz üç maymunları oynamaktan başka ne iş yapabildi ki ! KKTCde İngilizlerin başlarına gelenlerin İranlı ve Rusların da başına geleceğini yönetilemeyen KKTCde gerçekten bilmeyenimiz mi var ! ! Bu Çağda Kimin Malını Koçanlayıp Kime Satıyoruz ! Sayın Akarın Uyarılarına rağmen Malına geleni Ayağından vururum sloganı ile maalesef TMK çalıştırılmadan Rum Mülklerinin yağmalanıp Satılmasına devam edildi , Uluslararası Hukuku hiçe Sayan KKTCde başımıza inecek Topuzun farkındaymıyız acaba ! Bir zamanlar Dünyanın Saygı duyduğu Haklı ve kimsenin malına Parasına Kişiliğine Göz dikmeyen çalışkan Kıbrıslı Türklerin maalesef Bugün Gaspçı Hırsız Yalancı ve Sahtekar istenmeyen Toplum haline gelmesine kimler sebep olmuştur acaba Bilen var mı ??