banner564

Son 3 gün

   Acılarıyla, tatlı yanlarıyla bir yılı daha geride bırakıyoruz...
   2014’e veda etmek için son 3 günün içindeyiz...
   Koca bir yılı zor koşullarda çalışarak geçirenler olduğu gibi, işsiz kalanlar da oldu...
   Karnı tok olan bir insanın, işsizin derdini anlaması kolay değildir...
   Ama toplumun birliği ve bütünlüğü için artık bunu anlamak zorundayız...
   İmkanlarımızın bir kısmını yardıma muhtaç insanlar için kullanmalıyız...
   Bu konuda yine Güney Kıbrıs’ı kendimize örnek almalıyız...   .
   Bundan 3 yıl önce güneyin en zenginleri arasında yer alan çok sayıda insan fakirler sınıfına düştü...
   Fakir olanlar ise, açlık sınırına geriledi...
   Buna karşın güneyde büyük sorunlar yaşanmadı...
   İşyerleri talan edilmedi...
   Hükümeti protesto eylemlerinde kan akıtılmadı...
   Kıbrıs Rum halkı örnek olabilecek bir yaklaşım sergiledi...
   Rum hükümeti ve kilise ise, açlık sınırında olanlara yardım elini uzattı...
   Yüzlerce iş yerinde  yardımlar için kasalar oluşturuldu...
   Markete gittiğinizde 70 Euro’luk alış-veriş yapıyorsanız, bir paket makarna veya bir kilo şeker, pirinç alarak bunu yardım kasasının içine bırakıyorsunuz...
   Sonra bu yardımlar, ihtiyaçlı kişilere ulaştırılıyor...
   Böylece o insanlar ‘insan yerine konulduklarını’ düşünerek, ülkesinin ve milletinin bütünlüğünü bozabilecek eylemlere girişmiyor...
Herşey devletten beklenmemeli
   Bizde ne yazık ki, benzeri bir dayanışma ruhu bugüne kadar oluşmadı...
   En varlıklı insanların bile herşeyi devletten beklediklerini görmek hepimizi üzüyor...
   Devlet sana ‘yatırım amaçlı’ araziler vermiş...
   Sen o arazilerin çevresini dahi temizlemiyorsun...
   Yeşillendirme yapmıyorsun...
   Yanında çalışan yardıma muhtaç insanların hatırını sormuyorsun...
   Bazı durumlarda gıda maddelerinin dahi ‘son kullanma tarihini değiştirerek’ insanlara para ile satıyorsun...
   Yazık ve günah değil mi?..
   Neticede bu dünyada kazandıklarımızın bu dünyada kalacağını düşünmek zorundayız...
   Halkımıza bu konularda yol göstericilerin olmaması çok büyük bir eksikliktir...
   Ama yol göstericilerin olmaması, kendi vicdanımızı sıfırlamamalıdır...
   Kendimize, aile fertlerimize layık gördüklerimizin hiç olmazsa ufak bir kısmını ihtiyaçlı insanlara yönlendirmekle hiçbirşey kaybetmeyiz...
Ciddi gerilemeler oldu
   Bankalardaki mevduatların artmış olmasına bakarak, toplumun tamamının refah içinde olduğunu düşünmek yanılgıların en büyüğü olur...
   Gençlerimizin neredeyse yarısı işsizdir...
   İşsiz çocuğuna harçlık vermek zorunda kalan babalar ve anaların büyük bir kısmı borç içindedir...
   İşini kaybeden yüzlerce insan, borç taksitlerini ödeyemez haldedir...
   Bunları görmek, hissetmek ve adımlarımızı ona göre ayarlamak bir insanlık görevidir...
   Koca bir yılı huzurlu ve mutlu geçiren, kazancına kazanç ekleyen herkes, yılın bu son üç gününde vicdanının sesine kulak verir ve paylaşma, yardımlaşma ruhunu geliştirirse, daha güçlü bir toplum, daha güçlü bir devlet yaratmış oluruz...
   Her konuda paylaşmak, insanları sevmek ve yardımlaşmak, huzur ve mutluluk demektir...
   Huzurun kıymeti para ile ölçülemez...
YORUM EKLE

banner608

banner474