banner564

Sn. Hristodulidis, “açılım ve tuzak”

“Kıbrıs Cumhuriyeti CB Sn. Hristodulidis”, Kıbrıslı Türklere dönük bir açılım paketi açıkladı. Bu paketi açıklaması, Kuzeyden ve Güneyden sıcak bir ilgi görmedi. Kuzeyden ana hatları ile yapılan değerlendirme, “ dağ fare doğurdu “ oldu. Ama bence Sn. Hristodulidis için en acısı, bu açılıma;   faşist bir yaklaşımla karşı çıkan CB seçimlerinde destekçisi olan DİKO, EDEK ve ELAM’ın gerici tavrı olmuştur. Zaten, Güneyin siyasi yaşamındaki en büyük handikaplardan biri de buradadır. Çünkü seçilmek için CB seçiminde sol veya demokratik sağ;  DİKO ve EDEK gibi partilerin oylarına ihtiyaç duyar. Artık, 2. Tur için, ELAM gibi güçlerde “tabağa” girdi. Dolayısı ile seçildikten sonra seçilenler, bu bağnazların esiri olurlar. Bu, Kıbrıs sorunun Federal ilkelerde çözümü prensibine bağlı olduğunu ifade eden AKEL ve DİSİ ile Güneyin liberal demokrat güçlerinin handikapıdır.. Bunu şu anda bizzat  Sn. Hristodulidis yaşamaktadır. Kendisini seçimde destekleyenlerin acımasız tavrı ile yüz yüze geldi. 
Şimdi açılım denen noktaya gelelim. Bir kere bu paketin ismi sorunludur… ‘Kıbrıslı Türklere yönelik açılım’ diye bu isimlendiriliyor.  Dikkat edilirse, Kıbrıs Türk Toplumuna yönelik açılım ifadesi yok. Zaten Sn. Hristodulidis bu açılım adımına, şu açıklama ile girmişti. “ Bazı Kıbrıslı Türklerle görüşüp, açılım konusunu ele alacağım. Ancak bu Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal yanı ile bağlantılı değildir” demişti. Bu ifadesi, Kıbrıs sorunun Federal temelli çözümüne ve  en önemli parametrelerden  biri olan Siyasi Eşitlik unsuruna ve BM Parametreleri ve görüşmelerin  Crans Montana’da kaldığı yerden devam etmesine bağlı olduğunu  söyleyen  Sn. Hristodulidis’in;  Kıbrıs Türk Toplumunun toplumsal kurumsal varlığına dönük bu yaklaşımı, onun bu değerlere dayalı  samimiyetini sıfırlar.  İşte bu yanlış tespit ile Sn. Hristodulis, “Ne İsa’ya nede Musa’ya “ yaranamadı. Ancak, Kuzeyde Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığına duyarlı olan tüm kesimlerin; Hristodulidis’in toplumun, kurumsal varlığını hiçleştiren bu yaklaşımına dönük olan tavrına  sesiz kalmaları da onun, bu yanlış ifadesi ile çıktığı yolda, hem kendisinin hemde herkesin  hüsrana uğramasına  yol açtı . Yani Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığına dönük hassasiyet, yalnızca Türkiye’nin değişik siyasi odaklarından gelen seslere ve tutumlara karşı gösterilen tepki ile sınırlanamaz.  
Hristodulidis’in bu açıklamasına,  Cumhurbaşkanı ve Başbakan,  “Tuzak “ dedi. Bunu tuzak diye tanımlıyorlarsa, o zaman ilkten, onun; “ görüştüğüm kişiler, Kıbrıs Türk Toplumunun kurumsal varlığı içinde değillerdir” açıklamasına tepki göstermeliydiler. Suskunlukları, onun “Tuzağı kurmasını” sağladı. Açıklamada ise, karma evliliklerden doğan çocuklara kimlik verme insani değerine yönelik, somut bir açılım yoktur. Bunun da baş sorumlusu, iki devlet diyerek; iki toplumlu Kıbrıs adasında toplumsal varlığı hiçleştiren Kuzeyin erk sahipleridir..  Sn. Hristodulidis’in açılımlarından en dişe dokunur husus, bazı ürünlerin Yeşil Hat Tüzüğü kapsamına alınması ifadesidir. Bu ise, KKTC CB, BB ve DİB’ in inisiyatifi, Güneye bıraktığının somut göstergesidir. Çünkü, Toplumlararası Görüşme, GYÖ ve  BM, AB ile hiç bir görüşmenin olmaması nedeni ile; Siyasi, Diplomatik  alanda   meydan;  Sn. Hristodulidis’e bırakıldı. Kimlik kartları meselesi ile ilgili de yuvarlak, incelenecek ifadesi kullanıldı. Buda ilginçtir. Zira, Sayın Akan Kürşat’ın Avrupa tutuklanması meselesinde;  Güneyde, “2007’de hakkında tutuklama emri olana neden pasaport yenilenmesi yapıldı” diye yapılan eleştirilere dönük, Güneyin, erk sahiplerinin yaptıkları  açıklamada sorunludur. Çünkü bunlar KİP’ in; yani Güneyin İstihbarat örgütünün, uyarı yapmamasını eleştirdi.. Bu nasıl iş? Ana dili Yunanca olan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının kimlik ve pasaport işlemlerinde olmayan bu husus, nasıl olurda Ana Dili Türkçe olan Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarına uygulanır.  Kıbrıs sorunu nedeni ile bu uygulama yapılıyorsa, o zaman;  Kıbrıs’ın ağzına yanan, 15 Temmuz 1974’ün baş sorumlusu olan EOKA B darbecileri ve ardılları da Kimlik Kartı ve Pasaport alma noktasında KİP’in incelemesinden mi geçerler? Bu inceleme neden Kıbrıslı Türk gençleri ve çocukları için olsun? Bu konuda AP, AB ve BM indinde mücadeleye devam.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Nuh Çetin
Nuh Çetin - 11 ay Önce

Sanırım 1964 yılında İsmet İnönü'nün Dr. Küçük ve Denktaş'a hitâben yazdığı, "Sakın Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklığından ayrılmayın" uyarısına bu ikilinin şiddetle direniş göstererek yanıt vermesi ve ortaklığı bozmasının acı sonuçlarını sonuna kadar çekeceğiz. Artık karşımızda AB üyesi bir Republic of Cyprus var. Yazıda geçen "Niye Rum gençlerine bu kural uygulanmıyor da Türklere uygulanıyor ?" sorusunun yanıtı da burada gizli zaten...

banner471

banner474