Müzakerelerde kabul edilecek çözüm seçeneği, Kıbrıs Türk halkının geleceği ve varlığının sürdürülmesi bakımından her şeyden önemlidir.
Son müzakerelerde Rum tarafının dayattığı bir çözümünün kabul edilmesi durumunda da, Girit Türklerinin kaderini paylaşacağımızı bilmek için kahin olmak gerekmez.
Geleceğimizi risk altına sokacak bir çözümün halkımıza kabul ettirilmesi durumunda da, bizim için artık hiçbir şeyin önemi kalmayacak.
Bu nedenle, seçime giren siyasi partiler, dürüstçe nasıl bir anlaşmadan yana olduklarını ve gerekçelerini halkımıza şeffaf bir şekilde açıklamalı.
Ayrıca olası çözümden sonra Türk ordusunun ayrılmasını ve garanti sisteminin kaldırılmasını kabul eden siyasi partiler de, bu görüşlerini halktan gizlememeli.
Gerçi müzakereler Cumhurbaşkanı tarafından yürütülmektedir. Ancak Cumhurbaşkanına bu yetkiye veren KKTC Meclisi, dolayısı ile en fazla milletvekiline sahip olan siyasi partidir. Ayrıca olası anlaşmayı halkın kararı için referanduma götürecek olan da siyasi iktidardır.
Bu nedenle iktidara talip olan siyasi partiler, halkımızın sağlıklı ve doğru tercih yapması bakımından, çözüm seçeneklerini gizlememeli ve gerekçeleri ile halka anlatmalıdır.
Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğunun katıksız iki kesimli, iki toplumlu, gerçek anlamda siyasi eşitliğe dayalı ve Türk ordusunun kalacağı bir çözümden yana olduğu biliniyor.
Bilinen bu gerçek nedeniyle bazı siyasi partiler, tercih ettikleri çözüm seçeneğini tam olarak ve vatandaşların anlayacağı dille açıklamaktan kaçınıyor.
Ancak siyasi partilerin, oy kaygısı veya başka nedenlerle, gerçekten benimsedikleri çözüm seçeneğini gizlemeleri yanlıştır.
Çünkü gerçekler sonunda meydana çıkar ve halkı aldatanlar teşhir edilerek zor durumda kalır. Ayrıca vatandaşları aldatanların, Yüce divanda yargılanması da mümkündür.
Türklüğünü inkar eden ve Rum çoğunlukla Kıbrıslılık kimliği altında birleşmemizi isteyenler, bu görüşlerini kelime oyunları, sloganlar ve halkın duygularını istismar ederek gizlememeli, dürüstçe ve gerekçeleri ile halkımıza açıklamalı.
Müzakerelerde tüm Rum taleplerinin kabul edilmesini ve güneydeki Rum yönetimine, ayrıcalıklı azınlık statüsünde toplum olarak katılmamızı isteyenler de, bu misyonlarını halkımızdan gizlememeli, gerekçeleri ile anlatmalı;
Federasyon adı altında Rumların daha fazla söz sahibi olacağı karma bir yönetim şeklinden yana olanlar da, kelime oyunları ile halkımızı aldatmak yerine, dürüstçe neden böyle bir çözüm seçeneğini benimsediklerini açıklamalı;
Tayvan modeli çözüm şeklini savunanlar, bu görüşlerini gerekçeleri ile halkımıza şeffaf bir şekilde açıklamalı;
Devletimizin tanıtılıp yaşatılması, Konfederasyon, anavatana bağlanmak ve Anavatana bağlı özerk yönetimden yana olan siyasi partiler de, neden bu çözüm seçeneklerini tercih etmemiz gerektiğini Kıbrıs Türk halkına anlatmalı.
Bazı kişilerin dile getirdiği ‘ ne Rum’un azınlığı ne de 82.vilayet’ söyleminin, her iki seçeneği de ayni şekilde olumsuz göstermesi, ayrıca tüm halkımızın da tercihini yansıtmaması nedeniyle doğru olmadığı görüşündeyim. Çünkü Rum’un azınlığı olmak Batı Trakya’daki soydaşlarımızın kaderini paylaşmak, 82.vilayet olmak ise anavatanımızın sınırları içinde ilelebet korkusuz, özgür yaşamak demektir.
Ülkemizde kültür düzeyinin yüksek olmasına karşın, birçok kişinin siyasi partilerin gerçek niyet ve misyonunu doğru bir şekilde bildiğini ileri sürmek gerçekçi olamaz.