Kıbrıs’ın kuzeyinde siyaset kültürünün çok zayıf ve yetersiz olduğunu her fırsatta tartışıyoruz…
Mevcut anlayışa göre; sağ çizgidekilerin yönetim tarzı özetle şöyledir:
-Sürekli Anavatan’a şükredip para ve malzeme isteme…
-Rum tarafını eleştirme ve ambargo edebiyatıyla başarısızlıkları örtme…
-Arsa ve makam dağıtma…
Sol çizgidekilere gelince:
-İktidar zamanı sağdakiler gibi partizanlık…
-Türkiye ile ilişkilerde mesafe…
-Özelleştirmeye ve yatırımlara tepki koyma…
Sol kesimde, başarılı yatırımlara destek veren bir açıklama yapmak, parti tabanından veya parti meclisinden pek destek görmez…
Hemen damgayı yapıştırırlar:
“Ne ama sen de mi sermayeye teslim oldun” derler…
Bunu söyleyenler arasında, sermayeden gelme olanlar da çıkıyor…
Nereden, nasıl geldiğini unutuverip; ömrünü doldurmuş eski sol kalıp çerçevesinde siyaset yapmaya çalışılıyor…
Limasol’da 600 milyon Euro’ya inşa edilen casinolu otelin temelleri bizzat dönemin Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis tarafından atılmıştı…
Açılışına da Cumhurbaşkanı ve çok sayıda bakan katıldı…
Korona döneminde turizm gerilediği için Wizz Air’a çok düşük rakamlarla Larnaka Havaalanı’nı kullanma hakkı verilirken, adaya gelen ilk uçak Ulaştırma ve Turizm bakanları tarafından törenle karşılandı…
Bir de bizim tarafa bakalım…
Bu ülkede adam size bir milyar dolarlık turizm yatırımı yapsa bile; sol kesimden liderler gidip açılışını yapar mı?..
Bu yatırımı yapanlara teşekkür eder mi?..
Tebrik eden olsa bile bunların sayısı bir elin parmaklarını geçmez…
Çoğunluk böylesi bir hareketi ‘sermayeye teslim olarak’ niteleyen kesimlerin saldırısından ürker…
O yüzden propaganda hareketlerini genelde işçi, köylü, çiftçi, hayvancı edebiyatı üzerine kurarlar…
Halbuki; işçilerin önemli bir kısmını turizm sektörü çalıştırıyor…
Çiftçi ve hayvancının ürettiklerinin çok büyük bir kısmını oteller alıyor…
Tüccarların ithal ettiği ürünlerin çok büyük bir kısmını da oteller alıyor…
Buna karşın, mikrofon uzatıldığı zaman bu kesim turizmin yararlarını söylemekten geri durur…
“Aman diğer kesimin hedefi olmayalım” düşüncesiyle sinmeyi tercih eder…
Makam sahiplerinin önemli bir kısmı da öyle…
Uyarı yapıldığı zaman, o uyarıyı yapanları şikayet ederek kalemlerini susturmak veya yayınlarına sansür getirmek isteyen, hatta bunda başarılı olan çok siyasetçi gördük…
Yakın tarihte bazı belediye başkanları da böyle oldu…
Ama onlar şimdi evde torun bakıyor…
İyi de yapıyorlar…
Yatırımcı Düşmanı KKTCye gelip de yatırım yapan İngilizleri Kazıklayıp Kapı dışarı edip Ülkelerine Gönderilmelerine üç Maymunları oynayan Makam sahiplerimiz İngilizlerin Ülkelerine gidip de Sonsuza dek KKTC diyeceklerini mi sanmışlar acaba ! Hakkını aramakla bilinen Paralarını alıp Kazıkladıgımız İngilizlerin Ülkelerine gidip de Armut Toplayacaklarını sandık yani ! Asil Nadir gibi Dev yatırımcıların KKTCye gelip de yatırım yapanların veya yapmak isteyenlerim akıbetini gerçekten bilmeyenimiz mi var yani ! Bugün Yönetimsizlikten Pahalılıktan ve Pislikten Nasibini almış KKTCye Avrupalı Turistler Londralı Türkler ve Değerli Yatırımcılar neden artık gelmiyorlar acaba ‘ Makam Sahiplerimizin Rum’a yama olamayız Söylemi ile bugün Ticaretimizin Çalışanlarımızın ve Avrupa’ya tek çıkış yolu İhracatımızın Güneye Kaymasından Yüzleri hiç mi Kızarmıyor ! KKTCde Yalanlardan kurtulup Gerçekleri ne zaman görebileceğiz bilen var mı !
41 yılda güzelim Ülkemizi bugün Yaşanması zor bir Ülke haline getirdik ‘ Yarınlarımız için KKTC ile Ümit bekleyen Gençlerimize Makam sahiplerimiz Ne Diyebilir ki !