Ekonominin; hukuk, demokrasi ve barışla doğrudan ilişkisi, son dönemlerde Türkiye’de ve KKTC’deki gelişmelerle yeniden gündeme girdi. Bu ilişkinin kanalı da siyasettir. Eğer egemen siyaset anlayışı, hukukla, demokratik hukuk devleti değerleri ve barışla bağını kopartırsa, ekonomi bozulur. Buradaki barış ifadesini de yalnızca, dış politika bağlamında ele almamak gerekir. Anayasa temelli; demokratik, sosyal hukuk devleti zemininde vatandaşların, ortak buluşması olarak da bunu okumak gerekir. Türkiye’de bizi de her yönden doğrudan etkileyen Sayın Ekrem İmamoğlu’na dönük siyasi amaç için demokratik hukuk devleti değerlerini göz ardı ederek yapılanların, bir anda ekonomiye getirdiği ciddi sıkıntıları; çok değerli bir ekonomist olan Sayın Mahfi Eğilmez, X hesabından ortaya koydu. Bakalım…
- Borsadaki şirketlerin piyasa değeri 2 trilyon lira düştü.
- Piyasadan yabancı yatırımcı çıkışı oldu. Ayrıca yerli yatırımcının dövize geçişi arttı.
- Gösterge faiz oranı %37,09’dan %44,60’a yükseldi. Devletin iç borçlanma maliyet 7,51 puan arttı.
- Türkiye’nin Risk Primi ( CDS) 250 Baz Puandan 328’e yükseldi. Yani Dış Borçlanma maliyeti arttı.
- Dövizi kontrol etmek için TCMB çıkış yaptı. Böylece Rezervlerinde 25 Milyar Dolar azalma oldu.
- Bankacılık kesimi yaklaşık %25 oranında değer kaybına uğradı.
- TCMB Para Politikası Kurulu, Rezervlerdeki erimeyi ve CDS primindeki yükselmeyi durdurmak için gecelik borç verme faizini, %44’ten %46’ya yükseltti. Yani faiz koridorunu genişletti.
Bunlar ilk etapta olanlar. Ancak enflasyonu düşürmek için atılan tüm adımlar ve buna dönük çekilen çileler bir anda çok geriledi. Bu olanlar, yakın zamanda her alanda yükselecek olan yeni sorunları doğuracak. İstediğinizi söyleyin, bütün bunların olumsuz etkisi ise Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanların ve ekonominin zaten çok sorunlu halinin üstüne ağır bir kara bulut gibi çökecek. Bizde de 4’lü Koalisyonun operasyonla bozdurulması, KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve Sayın Ersan Saner’e dönük kumpas, arkasından gelen seçimlerden sonra Sayın Sucuoğlu’na dönük operasyon, yapay Hükümet kurdurma. Demokratik değerleri elinin tersi ile itip, memleketi Yasa Gücünde Kararnamelerle yönetme, Meclisi etkisiz hale sokma, skandallar, hukuk düzenini tarumar etmek, kamu yönetiminde liyakat ve şeffaflığı yok etmek, popülist uygulamalar, savurganlık, Kıbrıs sorununda “Yeni” deyip, BM Parametrelerini göz ardı etmek ve hukuk normları dışındaki tavırlar, ekonomiyi alt üst etti. Enflasyonu azdırdı. Pahalılığı kaderimiz yaptı. Yani artık demokrasi, hukuk devleti değerleri, içte ve dışta barışın, sağlıklı gelişmenin esası olduğu net olarak göz önüne çıktı.