banner564

Sırada Kıbrıs var

Türkiye son üç ayı yoğun seçim tartışmalarıyla geçirdi...

   Tape’ler, Paralel devlet tartışmaları, kızağa alınan emniyet müdürleri, yerleri değiştirilen savcılar...

   Tutuklamalar, sorgulamalar...

   Oldukça gergin bir süreç yaşandı Türkiye’de...

   Temennimiz bunların artık geride kalması ve Türkiye’nin birikmiş sorunlarının çözümü yönünde gerekli adımların atılmasıdır...

   Türkiye; Kıbrıslı Türklerin tek güvencesi ve tek destekçisidir...

   Dolayısıyla Türkiye’nin birlik ve beraberliği, güçlü konumunu koruması ve geliştirmesi, Kıbrıslı Türklerin de yararınadır...

   Yaşanan gergin süreç sonrasında AK Parti’nin Türkiye genelinde yüzde 46’ya yakın oy alması, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısıdır...

   Erdoğan; aleyhindeki tüm iddialara karşın bu başarıyı elde etmişse, destekleyen ve desteklemeyen herkesin şapka çıkarması gerekiyor...

 

Yeni sürece hazırlanmalıyız

   Türkiye’nin gündeminde artık iç sorunlardan daha çok dış sorunlar vardır...

   Suriye, AB ile ilişkiler ve Kıbrıs...

   AB ile ilişkilerin ilerlemesi, bazı başlıkların açılması Kıbrıs koşuluna bağlandığına göre; bu konu öncelikle ele alınmalıdır...

   Rum tarafı karşı çıksa bile, Türkiye, AB ile ABD’nin desteğini alarak Kıbrıs konusunda ileri adımlar atmalıdır...

   Ve dünyanın gözü önünde hem Yunanistan’a, hem de Kıbrıslı Rumlara sormalıdır:

   -Çözüm istiyor musun?..

  Yanıt “evet” ise, Rumlara “gel yuvarlak masa etrafında buluşalım” çağrısı yapılmalıdır...

   Yuvarlak masada kimler olmalı?..

   Kıbrıs’tan iki taraf...

   İki anavatan...

   Garantör İngiltere...

   AB ve ABD...

 

Başka türlü çözülmez

   Yuvarlak masa etrafında iki, üç gün süreli toplantı yapılması halinde, ya çözüme ulaşılır, ya da ‘uzlaşmaz tarafın kim olduğu’ konusunda tam tespit yapılarak, bu kez ‘kalıcı bölünmüşlük’ ilan edilir...

   Temennimiz adanın yeniden bütünleşmesidir...

   Irkçılığın, terorizmin ve silah bulundurmanın yasak olacağı...

   Her toplumun kendi bölgesinde yaşayacağı...

   Ancak her konuda tarafların  söz hakkının olacağı bir çözüme biz varız...

   Garantilerden vazgeçilemez...

   Kimse hayal aleminde yaşamasın...

   Yarım asır süreyle ‘düşmanlık duygularıyla’ beslenmiş toplumlar, bir anda kol kola yürüyemez, aynı yatağı paylaşamazlar...

   Yapılan kamuoyu araştırmalarında ‘Kıbrıslı Türk ile evlenebileceğini’ söyleyen Rum kadınların oranı yüzde bir civarındadır...

   Neden?..

   Yarım asırlık süre içerisinde ‘düşmanlıkla’ şartlandırıldılar da ondan...

   Öyleyse; iki toplumun yeniden yakınlaşması zaman alacak...

   Bu gerçeği kabullenerek, her iki topluma da 10 yıllık bir ‘deneme süresi’ verilebilir...

   ‘Yakınlaşma’ başlar, kol kola yürüyüşler ve evlilikler çoğalırsa, o zaman ‘garantörlükler’ yeniden ele alınabilir...

   Ama bu şartlarda, her iki toplumun da kendini garanti altına alması gereklidir...

 

Türkiye ilerlemeli

   Türkiye, tüm bu gerçekler ışığında atak bir politika ile Kıbrıs’ta barıştan yana olduğunu herkese göstermelidir...

  Öyle “Maraş’ı verin de gerisini sonra konuşuruz” diyenlere “hayır kardeşim tümünü hemen şimdi çözelim” yanıtını vermeli...

   AB ile ABD’nin beklentisi de hızlı çözümdür...

   Dolayısıyla bu yönde atılacak adımlar güçlü destek bulur...

   Türkiye, uzlaşmazlık damgasından kurtulur...

   Müzakere başlıklarına konan kilitleri daha kolay kırar...

   Sandıktan güçlü çıkan Başbakan Erdoğan’ın, barış yönünde atacağı adımlar dünya kamuoyundan büyük bir destek görür...

   Ülkenin imajı değişir...

   Yeni dönem hayırlı olsun...

  

      

YORUM EKLE

banner608

banner473