banner564

Sınırlar açık olmalı

   Diyalog’un dünkü manşetinde Rum İçişleri Bakanı Socrates Hasikos’un, sınır kapılarıyla igili özel demeci vardı...
   Hasikos, son günlerde yaşanan doğal gaz gerginliğinden dolayı sınır kapılarının kapanmasının mümkün olmadığını söyledi...
   Neden?..
   AB üyesi bir ülke, kendi vatandaşlarına sınır kapılarını kapayamaz da ondan...
   Kuzeyde neredeyse 100 bin kişi Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği taşıyor...
   AB tarafından kayıt altına alınan bu durum nedeniyle, sınırların kapanması mümkün değildir...
   Fakat; doğal gaz gerginliği tırmanırsa, o zaman ortaya ‘güvenlik sorunu’ çıkabilir...
   Çünkü güneyde Türk düşmanlığına dayalı siyaset yapan partiler olduğu gibi, Türkleri öldürmek için silahlı eğitim yapan terör örgütleri vardır...
   ELAM’ın bugüne kadar yaptıklarını ve resmi web sayfasında yayınladığı mesajları görmezden gelemeyiz...
Kıbrıslı Türkler neden ilgili
   Hasikos’un, Diyalog’ta yayımlanan açıklaması özellikle Kıbrıslı Türkleri rahatlattı...
   Çünkü Kıbrıslı Türkler; iki toplum arasında sınırlı da olsa ilişkilerin son bulmasını ve yeni gerginliklerin yaşanmasını istemiyor...
   Kıbrıslı Türkler; kuzeydeki yöneticilerin beceriksizlikleri ve ilgisizlikleri yüzünden, pislikle örtülmüş bölgelerden kısa süreli de olsa uzaklaşmakla mutlu oluyor da ondan...
   Kıbrıslı Türkler; güney üzerinden daha uygun fiyatlarla ve daha kısa sürede uçuş imkanı bulduğu için, sınırların kapanmasını istemiyor...
   Birçok insan, sınırın öteki tarafına geçerken ‘Avrupa’yı ziyaret edeceğini’ söylüyorsa, KKTC’yi yönetenlerin bundan bazı mesajlar çıkarması gerekiyor...
   Eksiklerin ne olduğunu, nelerin yapılması gerektiğini artık herkes anlamalı ve gerekli önlemleri almalıdır...
   Sınır kapıları açık kalsa bile, kuzeyin de bir cazibe merkezi haline gelmesi için kısa sürede alınabilecek tedbirler vardır...
   Az para harcayarak, çevre sorunlarını büyük ölçüde ortadan kaldırmak, insanlara yeşil park alanları yaratmak mümkündür...
Müzakereler ne olacak?
   
   Gelinen noktada bir başka merak konusu müzakerelerin nihayetiyle ilgilidir...
   Rum lideri Nikos Anastasiadis, halktan destek isterken, Kıbrıs sorununu 6 ay içinde çözeceğini söylemişti...
   Fakat 6 aylık sürede ancak da ‘ortak metin’ üzerinde uzlaşıldı...
   Anastasiadis daha sonra, diğer gelmiş geçmiş tüm Rum liderler gibi hem kilisenin, hem de DİKO ve EDEK gibi ırkçı partilerin etklisi altında kalarak, müzakereleri başarıyla sonuçlandıracak adımlar atamadı...
   ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ denilerek, adanın doğal kaynaklarıyla ilgili anlaşmalar imzalarken, Türk tarafının buna tepki göstermesini istediği şekilde yorumlama ve müzakerelerden çekilme hakkının olmadığını anlamalıdır...
   Sen bir adım atıyorsan, Türkiye’nin de atması doğaldır...
   Sen; Kıbrıslı Türklerin ortak olduğu bir devleti kullanarak, Mısır ile ‘stratejik işbirliği’ anlaşması yapabiliyorsan, KKTC ile Türkiye arasında da ‘stratejik işbirliği’ yapılmasına karşı çıkma hakkın yoktur...
   Ve eğer tüm bu sorunların ortadan kalkmasını istiyorsan, kendi toplumunu ikna ederek, hemen 24 saat içinde Annan Planı’na dönüş yapar, ikinci referandumu gerçekleştirirsin...
   Kıbrıslı Türkler ikinci kez “evet” demeye hazırdır...
   Kıbrıslı Rumlar da aynı doğrultuda hareket ederse, o zaman yarım asırlık bir sorun ortadan kalkmış olur...
   Sen varsan, biz de varız bay Anastasiadis...
YORUM EKLE

banner608

banner473