Anne-Babaların çocuk yetiştirirken en çok yaşadığı sorunların başında gelmektedir şımarıklık. Hiç şüphesiz şımarık çocukla baş etmek çok zordur. Şımarıklığın psikolojide pek çok tanımı olmakla birlikte, kısaca her durumda ve her şartta kendi isteklerinin ön planda olmasını isteyen, karşısındakilerin isteklerine de saygı göstermesi gerektiğini öğrenememiş, sadece kendi dediğini yaptırmaya çalışan davranışlar şımarıklık olarak adlandırılmaktadır.
Bu tavırları zaman zaman hepimiz kendi çocuklarımızda da gözlemleriz. Çocukların bu şekilde davranmaları anormal değildir. Anormal olan bu şekilde davranan çocuğun, aileleri tarafından onay görmesidir. Böylece çocuğun yanlış olan davranışları pekişir ve çocuk bu tip olumsuz davranışlar yaptığında isteklerini kolaylıkla elde edebildiğini öğrenir.
Şımarıklık sadece çocuklarda gözlemlenen bir davranış şekli değildir. Bunu bugünlerde iki toplumlu Kıbrıs müzakereleri masasında da gözlemleyebiliriz. Sayın Nikos Anastasiadis, tutum ve söylemleri şımarık çocuk tanımlaması ile örtüşmektedir. Örneğin;
Sayın Anastasiadis Enosis kararı için “Her devletin, her halkın tarihinde hem olumlu hem de olumsuz olaylar kayıt altına alınmıştır. Dolayısıyla neyi düzelteceğiz?” diye soruyor ve sonrasında “Azınlığın ana söz sahibi olması, çoğunluğun sadece itaat etmesinde ısrar etme hakları yoktur. Bu görülmemiş bir şeydir, bunu anlamaları gerekir” diye ekleme yaparak, dönüşümlü başkanlık konusunun 'şu anda görüşme dışı olduğunu' vurguluyor.
Uzmanlara göre şımarıklık iki temel nedenden dolayı sergilenmektedir:
• İlgi görmek istedikleri için,
• Aşırı ilgi gördükleri için.
Uluslararası platformlarda, Kıbrıs Rum toplumu, ilgi görmek istedikleri ve de aşırı ilgi gördükleri için bir şımarıklık havasına büründüler. Aynen 2004 Mayıs’ında, Avrupa Birliği kendi prensiplerine ters bir şekilde, sorunlar yumağı olan Kıbrıs Adasını, tek yanlı olarak kendi bünyesine katması gibi…
Şimdilerde ise Kıbrıs Rum Toplumu, şımarıklık havası ile her istediklerini elde edebileceklerini, AB’nin sadece kendilerine hizmet edeceğini ve hatta oyunbozanlık yaptıklarında ise yine kendi isteklerinin olacağını düşünmektedirler. Şımarık bir gibi çocuk davranırlarken, tek önemli şeyin onların istekleriymişçesine, Kıbrıs Türk Toplumunun duygularına, acılarına, beklentilerine de kayıtsız kalmaktadırlar.
Sayın Anastasiadis’in açıklamalarında da aynen şımarık çocuk belirtileri görülmektedir. Dolayısıyla bende buradan soruyorum size Sayın Anastasiadis. Tarihte vuku bulmuş, kayıt altına alınmış olumsuz olayları düzeltmeyelim ve azınlık çoğunluğu idare edemez derken, bugünkü siyasi yapıyı benimsediğinizi mi söylemek istediniz? Ne demek istediğinizi açık ve net bir şekilde belirtmenizde yarar! Kısacası artık bir karar vermenizin zamanı geldi. Bizler her iki durum içinde sizlere kararımızı belirttik. 2004 Annan Planı Referandumunda, siyasi eşitlik temelindeki bir birlikteliğe evet dedik zaten. 1974’den beridir de defacto olarak yan yana can ve mal güvenliği içinde de yaşıyoruz.
Kıbrıs Türk toplumu adada her zaman için çözüm ve barışın sağlanması için çalıştı ve çalışmaktadır. Kıbrıs’ta çözümün ne şekilde olabileceğini, bizler dünyaya ve sizlere gösterdik. Artık karar zamanı ve bu size düşüyor. Birlikte bir gelecek için var mısınız yoksa herkes kendi yoluna mı devam ediyor? Bize ikisi de uyar, artık bir karar vermelisiniz…
Güzel bir hafta geçirmeniz dileklerimle, herkese iyi pazarlar.