banner564

Sıcak Gündem

Havalar sıcak mı sıcak, fakat coğrafyamızdaki siyaset daha da sıcak. Yeni oluşturulan CTP-BG&UBP koalisyonunun daha hükümet programı meclis ’de onaylanmadan, yeni atanan bakanların hal, tavır ve tutumları, medya-sosyal medyada eleştiri konusu oldu bile. Son 6 yılda, beş başbakan ve 41 de bakanın göreve geldiğini gazete manşetlerinden öğreniyoruz. 41 yılda acaba kaç başbakan ve bakan göreve geldi bilmem ama 41’inci yılda Kıbrıs Türk Toplumu’nun geldiği nokta ortada…
İç siyaset kadar Kıbrıs konusundaki gelişmelerde hayli dikkat çekici ve bir o kadar da kafa karıştırıcı. Kimi açıklamalar bizleri yakın bir zamanda çözüm beklentisine hazırlarken, bazı açıklamalarda bunun tam tersi yönünde…
Bu aralar adamızı ziyaret edenler çoğunlukta. BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Bayan Lisa Buttenheim, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu’da önümüzdeki salı günü adaya geliyor. Bunlar benim yerel basından takip edebildiklerim. Bu ziyaretler de bana bir şeyler oluyor düşüncesi uyandırıyor.
Daha önceki yazımda da belirtmiştim. Kıbrıs’taki bu hareketlilik, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 11 Şubat 2014’de açıklanan ortak metindeki şekli ile AB’ye uyarlanmasıdır. 7 maddelik ortak metnin üçüncü maddesi şöyledir;
“Çözüm ilgili Güvenlik Konseyi kararlarında ve Doruk Antlaşmalarında belirlendiği üzere, iki toplumlu ve iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon zemininde olacaktır. Birleşik Kıbrıs, Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Birliğinin bir üyesi olarak tek uluslararası hukuk kişiliğine ve BM Şartı çerçevesinde tüm Birleşmiş Milletler üyelerince yararlanılan egemenlik şeklinde tanımlanmış tek egemenliğe sahip olacak ve (bu egemenlik) Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak neşet edecektir.”
Hafta başı yapılan 20 Temmuz töreninde de, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapmış olduğu tören konuşması da 11 Şubat 2014’de açıklanan ortak metine atıfta bulunur nitelikteydi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmasında yaptığı vurgular, çözümün Kıbrıs’a ve bölgeye sağlayacağı yararlar ve tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet olmuştur.
Adaya yapılan ziyaretler, yapılan basın açıklamaları yürürlüğe konan bir sürecin işlemekte olduğunu bizlere göstermektedir. Adanın güney ve kuzey elektrik şebekesinin birleştirilmesi, telefon hatlarının birbirine uyumlu hale getirilmesi ve hellim konusunda uzlaşmaya varılması basına yansıyan konulardır. Bu süreç hızla ilerlerken Kıbrıs Türk Toplumu maalesef bu sürece uyum sağlayabilecek bir yapıda değildir. Toplumsal farkındalık ile etkin yönetim biran önce sağlanarak içinde bulunduğumuz çarpık yapılanmaya son vermeliyiz. Aksi takdirde yok olan bir toplumun bireyleri olarak kendimize yeni yurtlar arayışında bulabiliriz.
YORUM EKLE

banner608

banner474