banner564

Seçilenler seçmenlerin tümünün iradesini yansıtmalı 

Demokratik hukuk devletinde seçimle devlette, belediyelerde ve Sivil Toplum Örgütlerinde yönetici makamlarına getirilenler, göreve geldikten sonra tüm seçmenlerin istek ve iradesine göre hareket etmelidir. 

Ayrıca yönetici makamına geçici olarak getirildiğinin ve süresi dolduktan sonra da ayrılacağı bilinci içinde hareket etmelidir.
Yöneticilerin belirli ideolojik görüşlere sahip olması normaldir. Fakat devlette, belediyelerde ve STÖ’lerde göreve getirildikten sonra, kendi görüşlerinde olanlar yanında, karşıt görüşte olanları da dikkate almalı ve tüm kesimleri temsil edecek şekilde hareket etmelidir.
Çünkü seçimle sorumlu makama getirilen, görevleri esnasında kendine oy verenler yanında tüm seçmenlerin yöneticisi olurlar.
Bu nedenle seçilmişler işbaşına geldikten sonra, kişisel ideolojileri ve görüşlerini bir yana bırakmalı ve halkın çoğunluğunun istek, beklenti ve görüşlerine uygun hareket etmelidir.
Herhangi bir örgütü veya siyasi kesimi hedef almak ve suçlamak niyetinde değilim. Ancak Sivil Toplum Örgütlerinin genel kurullarına iştirak oranının genellikle, çok düşük olduğu ve yöneticilerin sadece üyelerin yarısının da altında oyu ile seçildiği inkar edilemeyen bir gerçektir. Buna rağmen bazı STÖ yöneticileri, kendi ideolojik görüş ve tercihleri doğrultusunda hareket ederek diğer üyelerin görüşlerini dikkate almamaktadır.
Cumhurbaşkanı, milletvekili ve belediye seçimlerinde de seçilenlerin aldıkları oy oranlarının genellikle düşük olduğu biliniyor.
Kuşkusuz yürürlükteki mevzuata göre, belirli miktarda oy alanların Cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı ve STÖ yöneticisi seçilmesi yasaldır.
Yalnız, tüm seçilmişlerin göreve geldikten sonra, kendi kişisel ideoloji ve görüşlerini ön plana çıkarmamalı, farklı ve değişik görüşlerde kişiler de bulunduğunu göz önünde tutarak hareket etmelidir.
Uygar ülkelerde seçilmişler göreve geldikten sonra sadece kendilerine oy verenleri değil tüm halkını önemseyip onların görüş ve isteklerini de dikkate alarak hareket etmektedir.
Bu uygarca görüş nedeniyle uygar ülkelerde seçimle önemli makamlara getirilen kişiler, zaman zaman kamuoyu yoklaması yaparak halkın destek oranını saptamaktadır.
Uygar ülkelerde kamuoyu araştırmalarında halkın destek ve güvenini kaybettiği belirlenen seçilmişler, hiçbir baskı görmeden kendi kararları ile istifa etmektedir.
Geri kalmış ülkelerde ise seçimle geçici olarak makama getirilen kişiler, halkla ters düşmelerine rağmen, makamdan ayrılmamak için her yola başvururlar.
Suriye örneğinde görüldüğü gibi, halk tarafından istenmemesine karşın, milyonlarca vatandaşının can kaybını da umursamadan iktidarda kalmakta ısrar ederler.
Geri kalmış ülkelerde ise seçimle işbaşına getirilen kişiler, çevrelerine toplanan ve onun iktidarından nemalanan kişilerin dolduruşu ile makamda geçici olduğunu da unutmakta ve sadece kendi yandaşlarını memnun edecek şekilde hareket etmektedir.
Oysa sorumlu makamlarda görev yapan seçilmişler, herkesi kucaklayacak tutum ve davranış içinde olmalıdır.
Kısaca tüm seçilmişler, makamların geçici ve sayılı günlerin de hızlı geçtiğini dikkate almalı, yönettiği kitleye meydan okumak yerine, herkesin istek ve görüşlerini dikkate alarak hareket etmeli. Halkla ters düşenlerin ise yapması gereken en onurlu davranış istifa etmektir.

YORUM EKLE

banner471

banner474