banner564

Savaşı başlatan, mağlup olduğu takdirde tazminat talebinde bulunamaz

 Tarih boyunca saldırgan ve savaşı başlatan taraf, sebep olduğu can ve mal kayıpları için muhatabına tazminat ödemek zorunda kalmaktadır.
 Örneğin, Almanya dünya savaşlarını başlattığı için, zarar verdiği ülkelere tazminat ödedi.
 Savaşı başlatan Alman yetkililer de, uluslararası mahkemelerde yargılanarak cezalandırıldılar. 
 Kıbrıs’ta ise 1800’lü yıllardan günümüze sürekli olarak Türklere saldıran ve barış ile huzuru bozup can ve mal kayıplarına sebep olan Rum tarafı, bir de üstüne üstlük mazlum postuna bürünüp, kayıplarının tazmin edilmesini talep ediyor.
     Hala daha haçlı zihniyetinin etkisi altında bulunan emperyalist ülkeler ile onların güdümündeki Avrupa Birliği ile Birleşmiş Milletler Örgütü de, Rum’a haksız olduğunu ve saldırgan taraf olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde bıraktıkları mallar için hak talebinde bulunamayacağını söylemek yerine, ona arka çıkmaktadırlar.
Oysa Rumlar 1957-58’, 1963 ve 1974 yıllarında Türklere saldırmasaydı adadaki barış bozulmayacak ve kimse de can ve mal kaybından acı çekmeyecekti.
Bu nedenle saldırgan, savaşı başlatan ve barışı bozan Rum-Yunan ikilisinin o zamanki yöneticilerinin, işledikleri suçlar nedeniyle yargılanmasını ve sebep oldukları kayıplarımız için de tazminat ödemelerini talep etmeliyiz.
1956-58 yıllarından başlayarak karma köylerde yaşayan Türklerin katledilmesi, 103 köyden göç ettirilmesi, 1963’te ortaklık yönetiminden dışlanmamız sonucu binlerce devlet çalışanının işini kaybetmesi, 1963-74 döneminde Rum silahlı güçleri tarafından abluka altına alınan Türk bölgelerindeki tüm ekonomik faaliyetlerin durması, birçok sivil Türk’ün kaçırılarak katledilmesi, göz ardı edilebilecek kayıplar değildir.
Bu gerçeklere rağmen hiçbir şey olmamış gibi Rum tarafının, kayıp ve zararlarını tazmin etmemizi talep etmesi, büyük bir pişkinliktir.
Bizi temsil eden siyasilerin de sırf çözüm ve barış yanlısı görülmeleri beklentisi ve düşüncesiyle kayıplarımız için tazminat talebinde bulunmak yerine, Rum tarafının kayıplarının tazmin edilmesini kabul etmesi tarihe mal olacak çok büyük bir hatadır.
Her şeyden önce Rum saldırıları sonucu katledilen sivil Türklerin canlarının değerleri ve geride bıraktıkları ailelerinin acıları, taşınmaz mallardan daha önemsiz değildir. 
Rum tarafı, kayıplarımız için tazminat talebinde bulunmamızdan cesaretlenerek, bizden zararlarını tazmin etmemizi istemektedir.
Rum’un bu haksız taleplerini kabul etmek yerine gerçekleri ortaya koymalıyız. 

YORUM EKLE

banner471

banner473