Diyalog TV’nin RTÜK kararı ile yayından kaldırılması pek çok değeri sarstı. Bunun Dünya Basın Özgürlüğü gününe denk gelmesi de çok çarpıcı oldu. Bu olayın en önemli yanlarından biri, görüşlerdeki farklılığa karşın, büyük bir çoğunluğun, bu yanlış ve anti-demokratik karara karşı çıkması oldu. Fakat KKTC Başbakanı Sayın Tatar’ın, açıklaması üzücü idi. Diyalog TV’yi, Sayın Hasan Erçakıca’yı, Sayın Besim Tibuk’u Türkiye ve yerel kamuoyu önünde targete koydu.
Açıklamasında, KKTC’de TV’lerin Türksat üzerinden çıkmak için sözleşme imzaladıklarını, dolayısı ile RTÜK kararlarını olağan kabul etmeleri gerektiği yönünde ifadeler kullandı. Bu yanlıştır. Çünkü Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde, Güneyin vesayetini kabul etmemektedir. “Kıbrıslı Rumların adada ne siyasi hakları varsa, Kıbrıslı Türklerin de aynı hakkı vardır” sözü temeldir.
Ancak iş, basın özgürlüğüne ve Kıbrıs Türk toplumunun kendi özgün yapısına geldiğinde, “zorunluluk” ilkesinde bu, Türkiye- KKTC ilişkilerinde hazmedilmemektedir. Örneğin medya alanında, Türksat üzerinden çıkışı zorunluluğu; eğer, ‘imza attın ve bu nedenle vesayeti kabul edeceksin’ ise. Bu da Diyalog TV örneğinde olduğu gibi, uyarı ve makul bir cezalandırma talebi ile KKTC Yüksek Yayın Kurumuna başvuru olmadan, sahip olunan güç nedeniyle; lakkadak, yayın kesme gibi doğrudan “idam” cezası olursa. O zaman da, Kıbrıs sorunu ile ilgili tüm iddialarını sakatlarsın. Yani, “Zorunluluk Doktrini” çerçevesinde, 1964 Anayasa darbesiyle KC gasp edenle, aynı mantık buluşmasına gidersin.
Sayın Başbakanın açıklamasında, Anayasal haklara, hukuk ve insan hakları ile özgürlüklere bağlılık ifadesi önemli. Ama söylenen bir söz daha var. Bu da, ‘bu özgürlükler başkalarına hakaret, yasalar ve Anayasaya aykırı kullanılamaz’ ifadesidir. O zaman KKTC Başbakanına sorulur. Hangi Anayasa ve yasalara aykırı hareket edildi? Hangi KKTC Kurumu, hükümeti, savcılık, YYK bununla ilgili ne karar aldı? Üstelik Sayın Başbakan, bir de “KKTC YYK da gerekeni yapacak” diyor. Ne yani, KKTC makamları “odun kesicinin hınk deyicisi” mi olacak? Bu mu saygınlık arayışı?
Bakın, ‘ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.’ Sayın Tatar çok iyi bilir. Kanal T’ye zamanında Güney frekans bindirmesi yaptı. O zaman teknik imkanlarımız kısıtlı idi. Gece gündüz bizi eleştirmesine karşın, Güneyi protesto edip, bu fiili durumdan faydalanmak yerine, ‘hayır, hiçbir gerekçe ses kesmeyi meşru gösteremez’ inancı ile kimi çevrelerin sitemlerine karşın, yalnız buna kuru bir karşı çıkışla kalmadık. Onlara boşta kalan video kanalını vererek yayınlarının devam etmesini sağladık.
O dönem, Sayın Tatar’ın sahibi olduğu Kanal T yayınlarında, Annan Planı karşıtlığı ağırlıklı idi. Bu nedenle, bu kararımıza sitem edenler, yalnız Kıbrıslı Türkler değildi. Aynı zamanda dönemin AKP iktidarı çevreleri de sitemkarlar arasında idi. Çünkü onlar da, o haksız verip veriştirmelerden paylarını alıyordular. Böylece hiç olmayanı gerçekleştirdik. Söz özgürlüğü temelinde, Kanal T’nin susmamasını sağladık. Sayın Tatar, Başbakan olduktan sonra, onu darbelemek isteyenler, Kanal T‘de program yapan Sayın Serhat İncirli üzerinden onu dövmeye başladılar. Politik olarak farkım olan bu ikiliye destek olan yazılar yazdım ve konuşmalar yaptım. Neden? Basın özgürlüğü için.
Şimdi Türkiye’deki RTŪK, KKTC’yi yok sayarak, vesayetçi bir tutumla; Diyalog TV’ye doğrudan “idam cezası” verdi. Bu olana boş ifadelerle renksiz kalıp, dolaylı destek vermesini ona hiç yakıştıramadım.
Sayın Besim Tibuk, bu ülkeye, Türkiye’den hiçbir yatırımcının gelmediği koşullarda risk alarak geldi. Ciddi bir öncülük yaptı. Onun ve Sayın Erçakıca’nın iş ve emek dünyasında, siyasette yer alan insanlar gibi, kimi görüşlerine katılmam. Ama bu krizden eğer; ‘İnek Sürüsü ve Arslanlar“ fıkrasına benzer şekilde, kurtulmak için; onların ‘sarı ineği‘ verdikleri gibi; Diyalog TV ve Besim Tibuk ile Hasan Erçakıca’yı güç odaklarına vererek kurtulacağını düşünen varsa, bilsin ki özgürlüklerin tümünü kaybedeceğiz.
“Sarı İnek” ve Diyalog TV, Hasan ve Tibuk
- 04 Mayıs 2020, 09:10
- 574
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Ben de haberi okuduğumda refleks olarak benzer bir tepki vermiştim.
Benimkindeki fark, inek yerine öküzün verilmesiydi.
KKTC'nin siyasal tarihi yazılıyor, farkında değiller.
Ya da daha kötüsü, farkındalar...