Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi Uzm. Fzt. Beraat Alptuğ, “Kronik Ağrı ve Covid-19” üzerine açıklamalarda bulundu.
Covid-19 salgınının, dünya çapında insanların yaşamlarını ve sağlığını etkilediğini belirten Alptuğ, pandemi sürecinde yaşama deneyiminin, fiziksel olarak sağlıklı olan kişiler de dahil olmak üzere kronik ağrı ile yaşayanları, Covid-19 ile enfekte olanları, sağlık hizmeti sağlayıcılarını ve temel çalışanlar dahil olmak üzere tüm sektörlerde günlük yaşamı kesintiye uğrattığını ifade etti.
Alptuğ: Yaşam kalitesinin düşmesine yol açar
“Kronik ağrı, yaşam kalitesinin düşmesine yol açan ciddi ağrılar ile karakterize bir durumdur” diyen Alptuğ, pandemi nedeniyle kronik ağrısı olan bireyler tedavi olasılıkları etkilenmesi ile birlikte aynı zamanda Covid-19’a yakalanma olasılıklarının sağlıklı kişilere göre daha fazla olduğunu dile getirdi. Alptuğ, kronik ağrısı olan hastalar ile ilgilenen sağlık çalışanları için önemli hususları şöyle sıraladı; Bakım ve ağrı kesici ilaçların devamlılığını sağlamak; tele-rehabilitasyon kullanımı; biyopsikososyal yönetim yaklaşımını sürdürmek; kronik ağrı hastalarında morbiditeyi önlemek için yaklaşım prosedürlerin değerlendirilmesi ve güvenli yürütülmesi; ve Covid-19 riskini azaltmak için devam eden tedavileri modifiye ihtiyacı.
“Kronik ağrı, semptomları biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörler arasındaki karmaşık ve dinamik bir etkileşimin sonucu olarak gören biyopsikososyal model bağlamında düşünülmelidir. Altta yatan yatkınlık mekanizmaları arasında genetik faktörler, önceki ağrı deneyimi ve travmatik yer alır” diyen Alptuğ, fiziksel veya duygusal olabilen olaylar ile kronik ağrı durumlarının, tercihen kırılgan bir stres yanıt sistemine sahip kişilerde ortaya çıkabilen psikososyal stresörler veya organa özgü biyolojik faktörler tarafından tetiklenebileceğine dikkat çekti.
Tele-rehabilitasyon ile hastaneye yatış oranları azalmakta
Alptuğ, “Covid-19 salgını, özellikle aylar süren stresörlerle kronik ağrı prevalansını potansiyel olarak artırabilecek birçok özelliğe sahiptir. Bu bağlamda fizyoterapi yaklaşımlarının yeri önemlidir. Tele-rehabilitasyon ile tedavi yaklaşımının boyutunu değiştirerek kronik ağrısı olan bireyin tedaviye ulaşma olasılığını artırmaktadır” diyerek sözlerine şöyle devam etti; Hastalar tele-rehabilitasyon ile hastaneye yatış oranlarının azalmakta ve yeniden yatışların önlenmekte, taburculuk süresinin kısaltılmakta, ayakta tedavi rehabilitasyon hizmetlerine anında erişim, maliyetlerin düşürülmesi ve zamandan tasarruf gibi faydalar elde edebilirler ve yaşam kalitesinin artması ile günlük hayata dönüş hızlanmaktadır.
Alptuğ, sonuç olarak kronik ağrısı olan bireyler için biyopsikososyal yaklaşım modelinin önemli olduğunu ve fizyoterapistlerin ise bu model içinde kişilerin fiziksel olarak rehabilitasyonunu her koşulda farklı olanaklar ile sunabileceklerini belirtti.