banner564

Kuzey Kıbrıs Sağlık Turizmi ön plana çıkıyor

İsmet Esenyel- yorum

Kuzey Kıbrıs Sağlık Turizmi ön plana çıkıyor
banner598

Ada insanıyız ya; kış mevsiminde Akdeniz'in serin sularını özlerken, yaz geldiğinde kışın yumuşak, sakin  ve dingin hayatını özlüyoruz. Adamızın tamamlayıcı turizm modellerinden yazmaya devam edeceğiz. Geçen hafta kaleme aldığımız ileri yaş turizmi çok pozitif yansımalar getirdi. Artık adamızın turizm anlayışında değişim ve dönüşüm zamanı. Kendimizce bu alternatif turizm modellerinin ikinci önem sırasını sağlık turizmi oluşturuyor. 
Covid-19 sonrası yeni bir turizm destinasyonu 

Sağlık anlamında öylesine iki aylık bir süreçten geçtik ki adanın Kuzeyinin adeta izolasyon altında oluşu ister istemez bir başarı öyküsünü getirdi. İzolasyonun izolasyonu olunca Avrupa, Yakın, ve Ortadoğu ile Asya’da en başarılı bu Covid sürecini atlatan birinci destinasyon olduk. Şimdi ise bu bilinçli, kültürlü, medeni halkın aynı başarıyı bu süreci pazarlamasından, tabiri caiz ise satmasından geçmektedir. Kim yapacak? İşte bu önemli bir soru. Yapmasını beceremez iseniz, bu işi yapan uzman kişi ve kuruluşları çağıracaksınız. Hem de ne kadar tutacak, küçük hesap yapmadan. Büyük düşüneceksiniz devlet olmak bunu gerektiriyor. Avrupa ve Türkiye ayrıca Ortadoğu`ya göre gayrimenkul fiyatlarının nerede ise yarısı olan bu ülkeye uzun süre yaşayacak, en azından yılın altı ayını bu güzel ülkenin iklim koşullarından, doğasından faydalanacak kişileri çekeceksiniz. Gerekirse belirli bir fiyatın üstünde yatırım yapanlara da vatandaşlık vereceksiniz. Amaç bu fakir ülkenin kalkınmasını sağlamak değil mi, zaten. O zaman sıvayın kolları düşün yollara. Çıkın Lefkoşa`nın dışına, bırakın cenaze taziyelerini, düğün gezmelerini koşun ülke ülke, tanıtın bu ülkenin yeşilini, dağını, taşını, toprağını, tarihini, şifalı otlarını, gastronomisini, her şeyini. 
Neyse gelelim konumuza. 

Kuzey Kıbrıs sağlık turizmi kimliği oluşumu
Belki de en önemli adım karakteristik kimlik yapısının temel taşlarının nasıl olacağıdır. Gidilecek olan yolun haritasını belirlemek şüphesiz önemli bir rol üstlenecektir. Medikal turizm dünyada en ayrıcalıklı, en fazla para getiren bir pazar olmakla birlikte, dünyada en hızlı büyüyen bir alternatif turizm şekli olarak görülmektedir. Şimdi gelelim bunların nasıl ayrıştırıldığına. 

Dünya sağlık turizmi temel başlıkları neler? 
1- Medikal (Estetik ve Tıbbı Medikal Turizm) Tip Turizmi
2- Termal ve Sağlıklı Yaşam (Welness) Spa) Turizmi
3- Yaşlı ve Engelli Turizmi

Medikal Estetik Turizmi:

“Estetik medikal  turizm, hayat standardını yükseltmek, yaşam kalitesini artırmak ve daha çok fiziki görünüşü  iyileştirmek için yapılan ekonomik kaynaklı tedavilerdir. Estetik medikal turizmde tedavi aciliyetten ziyade daha keyfidir. Bu nedenledir ki, estetik  medikal tercih oranı yüksek olan kesim, ekonomik durumu iyi olan kişilerdir. Alanında en çok tercih edilen bölümler;  saç ekim, diş estetiği, implant,  göz estetiği,  göğüs estetiği, karın germe ameliyatı, burun estetiği, kulak estetiği, yüz kemiği estetiği, liposuction,  yüz gerdirme, vücut estetiği, botoks, lazer tedavileri  olarak sıralamak mümkündür.” İGEME 2020 
Burada esas olan ülke olarak bizlerin hangi model üzerine yoğunlaşmamız ve gerçek anlamda sağlık turizmi kapsamında hangi alanlar üzerine uzmanlaşacağımız. Her şeyi yapmaya kalkar isek elde edeceğimiz avantajları da yitirebiliriz.
Örneğin Türkiyemiz özellikle saç ekimi, göz tedavileri, termal tedavi ve kardiyoloji alanlarında bu global pazarın önemli aktörlerinden bir tanesi. Global anlamda 40 milyar USD’lik bir pazara sahip olan sağlık turizminde ülkemiz ne derece rol alacak bu nokta çok önemli.

Tıbbi Medikal Turizm 

“Tıbbi medikal turizm; hastaların tedavi görmek, sağlıklarına kavuşabilmek ve yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için tercih ettiği bir turizm çeşididir. Türkiye medikal turizmde de organ nakli ve kanser tedavilerinde göstermiş olduğu uluslararası başarıyla sıkça gündeme gelmiştir. En fazla tercih edilen tıbbi müdahale türlerini sıralayacak olursak; kanser ve kalp cerrahisi, beyin tümörü tedavisi ve kök hücre tedavileri ilk sırada gelmektedir. Ayrıca bu hastalıkların tedavileri  Türkiye’ye en fazla döviz getiren tedavilerdir. Daha sonrasında ise göz tedavileri, tüp bebek uygulamaları, diş tedavileri, Ortopedi ve Travmatoloji, Ağız Diş ve Çene Hastalıkları ve Cerrahisi ve Deri ve Zührevi Hastalıkları branşları, Kadın Hastalıkları, Beyin ve Sinir Cerrahisi, onkoloji takip etmektedir.” IGEME 2020

Kuzey Kıbrıs sağlık turizmi şekillenirken; çevremizdeki destinasyonları iyi analiz etmek lazım. Şöyle ki Pest ve Swot analizleri neticesinde çıkan sonuçlar bizlere nasıl bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzun da ipuçlarını verecek.
Marka değerimizi düşürecek oluşumlara girmemeli; belli bazı etik değerlerden uzak ve yaşadığımız küçücük toplumumuzda infiale sebep olacak hareketler içerisinde özellikle özel sektör hastanelerimiz çok dikkatli olmalı. Çok acı sonuçlar doğurabilecek, tıbbın ve etik değerlerin kabul etmediği sırf para kazmak adına hiçbir oluşuma imza atılmasına müsaade etmemeliyiz.

Spa Wellness Turizmi  
“Günümüzün  mega trendi Wellness, termal merkezlerden, masaja, kişisel bakıma, gıda takviyelerinden, şifalı bitkilere, aroma terapiden, kilo kontrolüne, fitness’dan  şifa enerjilerine uzanan çok geniş bir alanı kaplayan bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Bu kapsamda insanın kendisini ruhsal, bedensel, zihinsel ve ilişkisel olarak iyi ve zinde hissetmesini sağlayan her türlü masaj, cilt bakımı, çamur ve yosun banyoları, küvet bakımları, thalasso terapi gibi doğa ve doğal ürünlere sağlıklı yaşam yöntemleri ile yapılan vücut bakımları kapsamına Spa Wellness deniyor. “ Tourmag.2019 
Ülkemizde altyapı ve mevzuat iyileştirmeleri

AB normlarına uygun ve ülkemizin kolayca adapte olacağı yasaların Sağlık Bakanlığı’nca ele alınması ve yeni Covid standartlarının uygulanması şart. Bizlerin ülkemize ister turist, ister sağlık kapsamında gelecek olan kişilere şu anda tam anlamıyla maalesef aşamadığımız altyapı sıkıntılarımızın giderilmesi kanımca yapılacak olan en önemli ilk adım. Anavatan Türkiye kırk beş günde pandemi sürecinde bin sekiz yüz yataklı iki hastane yapabiliyorsa, bize de sekiz yüz yataklı iki hastane bir ayda yapabilir. Kıbrıs Türk halkı Anavatanına her zaman olduğu gibi vefa duyacaktır.
Mevcut özel hastanelerimiz belki altyapı olarak iyi bir seviyede ve teknolojik donanım olarak üst noktalarda. Teknolojik donanım gerçekten çok önemli çünkü ileri tanı ve onun akabindeki müdahaleler bizlerin hizmet anlamında sunacağımız en avantajlı unsurların başında gelmektedir. Daha da ileri boyutu; bu tanı ve ameliyat hizmetleri. Ayrıca onun akabinde ve veya öncesinde verilecek olan otelcilik hizmetlerinin "Fiyat ve Bütçe" olarak uygunluğu hesap edilmesi gerekli diğer faktörlerin başında geliyor. C1 denilen ülke girişinde turistlere verilen vizeler konusunda da ülkemiz muhaceret birimi daha bir esnek hale gelebilir. Bu kapsamda verilen bir aylık vizeler tedavi amaçlı ilk girişlerde daha fazla uzatılabilir.

Turizm bölgeleri sağlık turizminde dünyada önde
Çok farkında değiliz belki ama tüm dünyada turizmin geliştiği ülkelerdeki bir alternatif (tamamlayıcı turizm olgusu da sağlık turizmi. Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) 2014 verilerine göre örneğin Antalya'ya sağlık turizmi kapsamında gelen turist sayısı İstanbul’dakinden daha fazla. 70 bin İstanbul, 90 bin Antalya. Hal böyleyken, adamızdaki yatak kapasitesine ve bölgesel dağılımına baktığımızda Batı bölgelerimizin Güzelyurt ve Lefke’nin çok avantaj elde edebileceği çok açık. Yapılacak olan yatırımlar hem bu bölge insanımızın refah seviyesini yükseltecek, hem de bölgenin kalkınıp gelişmesine katkı sağlayacaktır. Hep aklımda olan ve ülkemizin bence şu anda sağlık alanındaki en büyük eksikliklerinden bir tanesi rehabilitasyon merkezlerinin hemen hemen hiç veya bir veya iki tane ile sınırlı olması. Nedir bu merkezler?; Ülkemizin en büyük kanayan yaralarından birisi olan "Alkol ve Uyuşturucu" alışkanlığı. Bunlar ile savaşan tüm dünyada tıbbın en ileri teknoloji altyapılarını kullanan merkezler var. Devletimizin önceliği bu tip merkezlerin hayat bulması için destekler ve teşvik edici pozisyona girebilmesi de gerekli. 

İnsan kaynağımız yeterli mi?
Şüphesiz bugünkü şartlarda her gün basınımıza da yansıyan doktor eksikliği var. Yani siz en iyi hastaneleri yapın; eğer ki alanında uzmanlaşmış doktorlar, hekimler, istenilen düzey, kabiliyet, tecrübe ve miktar olarak eksik ise bizler hiçbir yere varamayız. Bu uğurda; yurt dışında yaşayan birçok başarılı Kıbrıs Türk doktorları mevcut. Milli bir seferberlik ilan edip bu özel kişiler adamıza döndürülebilir mi? Belki ama çok yüksek bir ihtimal değil maalesef. Ne mi yapmak lazım? Hızla üniversite hastanelerimizin sayısını çoğaltmak ve kendi doktorlarımızın ve uzmanların yetişmesine olanak sağlamak için çalışmalıyız. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner471

banner473