banner564

Rusya ve Guterres ne dedi? 

 Rusya’nın Kıbrıs‘ta bulunan BM Barış Gücü’ne 5 irtibat subayı görevlendirerek katılımını gündeme getirmesi, sessizlikle karşılanacak ve değerlendirme yapılmayacak bir durum mu? 
Çünkü yakın zamanda günlerce, haftalarca toplumumuza dönük olarak, BM Barış Gücü’nün adadaki varlığına derhal son verilmesi temelinde siyasi kampanyalar yapılmıştı. 
Şimdi, BM Güvenlik Konseyi üyesi Rusya, Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’ne yönelik siyasi desteğini; üstelik o yaygaradan sonra oluşan 6 aylık uzatma kararından sonra ikinci, 6 aylık uzatma süresine kısa bir dönem kalarak, sembolik bir katılım olacak olan 5 irtibat subayı verme teklifi ile açıkça verdi. 
Bu bize, iç kamuoyunu siyasi ve ideolojik olarak etkilemek için Kıbrıs sorunu gibi temel bir sorunda evrensel karşılığı olmayan söylem ve siyasetlerin ne denli yanlış olduğunu yeniden gösterdi.
 Biz ise onca vaveyladan sonra yine,  milliyetçi söylemlerle yükseğe konan çıtanın altından geçtik.
Bu bakımdan, Rusya’nın BM Barış Gücü’ne 5 irtibat subayı verme kararı kuzeyde yer eden bu hamasete dayalı siyaset üretme mantığını sorgulamak gerektiğini bize göstermektedir.
Bunu da “ Türk’ün Türk’ten başka dostu yok“ söylemi ile örtemeyiz. Bakın; bölgesel konulardaki çözüm arayışlarını doğru ilkesel bir temele dayandırıyoruz. Suriye, Irak, Libya gibi çatışmalı bölgelerde sorunun çözümünü, “Toprak bütünlüğü ilkesi“ içinde aramak doğrusu dış politikanın temeli oluyor. 
Ama iş, Kıbrıs sorununa gelince, bazı politika yapımcıları için, durum farklılaşıyor. Derhal iki ayrı devlet, AB içinde iki devlet söylemleri öne çıkıyor. Yani Garantörü olunan adanın ki Garantörlük bu temele dönüktür. Toprak bütünlüğü içinde çözüm ilkesi, Kıbrıs için derhal göz ardı ediliyor. 
Bu, ise başta BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesi, AB ve Asya ile  Afrika'nın pek çok ülkesinin bize mesafe koymasına yol açıyor.  
Üstelik bu aşamada Güney; Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan ile ittifaklar içinde. Biz Suriye ile sorunlu, Suudi Arabistan ile gergin, bir tek Katar ile dost. Ama o da EXXON Mobil ile sorunlu olduğumuz hidrokarbonlar konusunda 10. parselde Güneyle birlikte.
Bu nasıl bir iştir? Federal çözüm alternatifini öldürmek için atılan tüm adımlar karşımızda ciddi bir blok oluşmasına yol açıyor.

Guterres Raporu… 
Aynı şeyi şimdi, BM Genel Sekreteri’nin en son raporu ile ilgili de yaşayabiliriz. Çünkü Sayın Guterres'in bence Kıbrıs Türk Tarafı açısından oldukça önemli olan son raporu da, aynı kısır, duygusal ve milliyetçi argümanlar eşliğinde, içimizde değersiz kılınmaya çalışılıyor. Her şeyi bir yere bıraktım.
 BM Genel Sekreterinin Sayın Anastasiadis'in öldürmek veya içini boşaltmak istediği Crans Montana'da sunduğu 6 ilkesine, hele, 30 Haziran vurgusu ile atıf yapması çok önemlidir. 
Artık ilkesel tutarlılık temel olmalıdır. Eğer bölge sorunlarının çözümünde toprak bütünlüğü ilkesi sizin politik temelinizse, Kıbrıs sorunun çözümü içinde aynı ilkeyi temel almanız gerekir.
Toprak bütünlüğü içinde siyasi eşitlik ve güvenlik arayışı, çözüm için esas temelimiz olmalı ve Sayın Guterres'in son raporunu yapıcı olarak değerlendirmeliyiz.  Bu böyle ele alınmazsa BM Barış Gücü meselesinde olduğu gibi yine kendi kendimize hamasetle baş başa kalırız. Bize karşı herkes tavır alır ve ortaya konan gerçekçi olmayan çıtaların altından geçmeye devam ederiz.

YORUM EKLE

banner471

banner473