banner564

Rum korosu ve Avrupa

  Kıbrıs Türk halkı daima uzlaşıdan, barış ve dostluktan yanadır...
  Geçmişte yaşanan büyük acılara karşın, adanın yeniden birleşmesi için fedakârlık yapmaya da hazırdır...
  Bunu 2004 yılındaki referandumda göstermişti...
  Ne var ki; karşı taraf bizim kadar cesur ve fedakâr değildir...
  Karşı tarafın mücadelesi, her şeyi 1974 öncesine çevirmektir...
  “Hayır değildir” düşüncesinde olanlar için, dünkü Rum basınından alıntı yaptığımız 3 farklı açıklamanın özetini aşağıda aktarıyorum...
  New York’ta EOKA etkinliğine katılan Rum lideri Nikos Anastasiadis bakın ne diyor:
  “Herkesin Girne, Güzelyurt ( Omorfo), Alsancak (Karava) ve Mağusa’ya dönebileceği’ bir çözüm için çalışıyoruz...”
   Rum Meclis Başkanı Omiru: 
  “Serbest yerleşim, dolaşım ve mülkiyet hakkını sınırlayacak bir çözüm, bizim taraftan onay almaz...”
  AKEL lideri Andros Kiprianu:
  “Türkiye irade gösterip güvenlik, garantiler ve yerleşikler gibi büyük konularda karar alacak, aksi halde başarısızlığın sorumluluğunu üstlenecek...” 


Koro müthiş uyumlu

  Rumların korosu müthiş bir uyum içinde çalışıyor...
  Bizim tarafta ise her kafadan bir ses çıkıyor...
  Bazı kesimler “Olsun da nasıl isterse olsun” diyerek, her türlü anlaşmaya yeşil ışık yakıyor...
  Bazıları, Türkiye’nin garantörlüğünü sulandıracak önerilere destek çıkıyor...
  Hatta bazı kesimler var ki; onlar kuzeydeki tüm Rum mülklerinin iadesini kabul ediyor...
  Hâlbuki tüm Rum mülklerinin iadesi, 100 bine yakın Kıbrıslı Türk’ün bir anda evsiz kalması demektir...
  Evini terk eden insanların nereye gideceği, nasıl bir yaşam sürdüreceği ve nasıl bir iş kuracağı da belli değildir...
  Rumların 2004’teki ‘Hayır’ını anlayışla karşıladıklarını itiraf eden Almanya; bugün oldu, Kıbrıs için herhangi bir bağış miktarı önermedi...
  Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs’a milyarlarca Euro’luk yardım paketlerini destekleyen Almanya’nın, Kıbrıslı Türklere yönelik tavrı hiç de olumlu değildir...
  Ortada çok büyük haksızlıklar vardır...
  Ayrıca Kıbrıs meselesinin 1974’te Türk müdahalesiyle başladığını savunan Rum tezine gözü kapalı destek vermek, insan hakları açısından da utanç vericidir...
  Kıbrıs’ın yeniden bütünleşmesinden söz eden bu ülkelerin, öncelikle Kıbrıs tarihini öğrenmeleri ve iki topluma da eşit düzeyde yaklaşmaları gerekir...
  Kıbrıs’ı ikiye bölen saldırılar 1963’te EOKA tarafından başlatıldı...
  Rum kilisesi ve siyasi liderliği bu saldırılara destek verdi...
  Çok sayıda Kıbrıslı Türk evinden, köyünden kovuldu...
  Binlerce insan, uzun yıllar çadırlarda yaşadı...
  Eğer hala daha bu gerçekler görülmüyor ve Rum propagandasına dayalı bir strateji izleniyorsa, Avrupa’nın utanması gerekiyor...
  Söyleyecek başka sözümüz yok...
YORUM EKLE

banner608

banner474