banner564

Rapor...

   Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Sayın Derya Kanbay, Türkiye- KKTC ekonomik ilişkileri bağlamında uygulanan destek programı ile ilgili yıllık raporunu yayınladı.
2009’dan itibaren, eski Büyükelçi Sayın Halil İbrahim Akça'nın girişimi ile başlayan bu çaba olumludur. 
Her yıl Türkiye ile yapılan programlara bağlı olarak gerek uygulama sonuçları, gerekse ekonomik duruma dönük bu raporlar durumu görmemize katkı sağlıyor.

Kör gözüme....

Ancak bu raporlar devam eden bir kusurumuzu da gözümüze sokmaktadır. Bu da DPÖ'nün veri sunumunda gecikme yaşaması gerçeğidir. 
Ayrıca İstatistik Dairemizin hala aktif olamamasıdır. Gerçi 4'lü koalisyonun hükümet programında İstatistik Dairesinin aktif hale  geçirileceği öngörüsü var. 
Bu gerçekten yapılması gereken önemli bir önceliktir . Bu nedenle gerek Başbakan Sayın Erhüman ve gerekse Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile Ekonomi Bakanı Sayın Özdil Nami ve Sayın Kudret Özersay ile  Sayın Cemal Özyiğit bu konuya öncelik verip, bunu ileri taşımalıdırlar.
Çünkü verisiz ülke yönetmek çok zordur. Ayrıca ister muhalefet, isterse toplum için konuşacak olan sivil toplum ile düşünürler olsun, verisiz veya sınırlı veri ile sağlıklı  görüş üretmesi zordur.
Bu nedenlerle bize, toplu veri sunumu  bakımından da TC Büyükelçiliğinin açıkladığı bu raporlar kalmaktadır. Bunlarda sınırlı veriler olmaktadır.
İşte bu bağlamda Sayın Derya Kanbay'ın son sunduğu rapor önemlidir. 
Raporda yoksullaşmanın arttığından söz edilmektedir. Bu doğru bir tespittir. Bunu tartışma gündemine taşıdığımızda, dün görevde olanların hamasetle ağzımızı kapatmaya çalıştıklarını  unutmadım.
Bugün bu gerçeği Türkiye Büyükelçisi ifade ediyor. Peki o zaman dün bu gerçeğin üzerini hamasetle örtmeye çalışanlar, şimdi aynı işi Sayın Büyükelçiye dönükte mi yapacaklar? Hayır. Peki ne yapacaklar?  Yapacakları, söz konusu raporu görünmez kılmak olacaktır. Nitekim bu yapılıyor. 

Raporun değinmedikleri...

Ancak bu raporda enflasyonun artması ve döviz krizinin ekonomi ve insan üzerinde yol açtığı erozyon konusuna detaylı bir değinme yoktur. 
Devlet Bütçe dengesi ile ilgili gelişmeler olumlu olarak ele alınıyor. Bu doğrudur da. Ancak devlet gelirlerindeki artışın daha ziyade, dolaylı gelirlerden oluştuğu raporda veri olarak yer alsa da, bunun insan ve ekonomi üzerinde, yoksullaşmaya dönük yaptığı etki ele alınmıyor. Çünkü döviz krizine karşın hala ithalattan alınan vergiler ile belli vergiler döviz üzerindendir. 
Evet, bu Bütçe geliri için pozitiftir. Ama bu insan ve ekonomiye ağır bir yüktür. Bunun pahalılığa etkisi çoktur. 
Düşünün ki Güney Kıbrıs’ta enflasyon 2017 içinde yüzde eksi 0,4 oldu. Ama bizde Kuzeyde 2017 içinde enflasyon %15'e yakın gerçekleşti.
Güneyde eksi 0,4, Kuzeyde %15. Bunun insan ve ekonomi üzerindeki etkisi elbette ki çok farklı olacaktır. 
Bu yüzden verili tartışmalarla bütün bunları ele almamız gerekiyor. Üstelik öncü sektörler olan turizm  ve üniversite sektörlerini de veriler temelinde değerlendirmek gerekiyor. Nitekim Sayın Kanbay'ın raporunda üniversite sektörünün hedef ve amacında doğru olmayan yanlış gelişmeler olduğu ifade edildi. Bu doğru bir tespit ve üniversite politikasına dönük doğru bir  eleştiridir. 
Ancak eksik olan bir nokta var. Son sekiz yılda resmen Orta Gelir Tuzağına saplandık. Ekonomi düşük gelirden 2003 -2008 arasında orta gelire yükseldi. Yani KBDMG 2000- 3000 bin dolardan 15 bin dolara yükseldi. Ancak,  2009'dan beridir  bu Orta Gelirden çıkamıyoruz. GSYİH ve KBD Milli Gelir gerileme ile ayni bantta devam ediyor.
Ekonomiyi sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü içinde nasıl büyüteceğiz? Kişi Başına Düşen Milli Geliri nasıl 20-25 bin dolar düzeyine çıkartacağız? Bunun gereği olan iç ve dış politikayı nasıl ele alacağız?  
Bütün bunları tartışmanın odağı haline getirmek toplumsal ve siyasal yaşamın en temel noktası olmalıdır. Bunun için verili tartışmalara dönük ihtiyaç doruktadır. Bunun içinde veri sunumu esastır.

YORUM EKLE

banner471

banner474