2017 Mali yılı Bütçesinin ilk altı ay sonunda, TC Yardım ve Kredilerin gerçekleşme miktarlarını ve oranlarını siz sevgili okuyucularımızla paylaşmak arzusundayım. Ülkemizdeki sektörlerin durum-tespit analizi yapılmasına katkı koymak istiyorum. Bu bağlamda siz Okuyucularımın aşağıda sektörel bazda hangi sektörün TC Yardım ve Kredilerin altı ayın sonunda rakamalarla ve oranlarla ne ölçüde kullandığını inceleme şansınız olacaktır. Bu tablodaki verilere göre; Bakanlıklarımızın veya Yürütmemiz ne kadar Başarılı olduğunu da görme şansınız olacaktır.
Yukarıdaki tabloda 2017 Mali Yılı Bütçesinde yer alan TC Hibeleri ve Kredilerinin altı aylık kullanım oranlarını göreceksiniz. Buna göre;
• Alt yapı projelerinden en başarılı sektör % 23,61 ile Ulaştırma Sektörü olurken, % 2,44 ile en başarısız sektör ise Sağlık ve Sosyal Hizmetler Sektörü olmuştur. Hükümetin Genel altı aylık Alt Yapı Projelerini kullanım oranı ise sadece % 10,32 olarak gerçekleşmiştir.
• Reel Sektör projelerinden en başarılı sektör % 40,92 ile Turizm Sektörü olurken, % 3,71 ile en başarısız sektör ise Yüksek Öğretim Sektörü olmuştur. Hükümetin Genel altı aylık Reel Sektör Projelerini kullanım oranı ise sadece % 19,06 olarak gerçekleşmiştir.
Ülkemizin hem alt yapı sorunlarını hem de reel sektör bazındaki müteşebbislerimize büyük bir kaynak olarak Türkiye Cumhuriyetinden Hibe ve Kredi altında verilen bu ödenekler sanırım çoğu sorunumuzu çözecek niteliktedir. Türkiye Cumhuriyeti tarafından alt yapılarımız için 2017 Mali yılında 511,833,337 TL ayrılmıştır. Fakat KKTC devleti olarak (yürütme) biz altı ayın sonunda sadece % 10,32’lik kullanım oranı ile 52,800,761.38 TL’lik ödenek kullanılmıştır. Hâlbuki ülkemizin Alt yapı sorunlarının inanılmaz boyutta olmadığını bilmeyen yok. Alt yapı sektörlerine ait birkaç örnek verecek olursak; Tarım sektöründe hala gıda güvenliği tartışması sürüyorken biz kaynak varken kullanamıyoruz. Sanayi ve Ticaret sektöründe hala tüm sanayi bölgelerimizde gerek alt yapı gerek yol sorunlarını bilmeyenimiz yoktur sanırım…Ulaştırma sektöründe ise gerek şehirlerarası yolların durumu gerekse hava ve liman ulaşımındaki sorunları vatandaş olarak bilmeyen yok sanırım…. Eğitim sektöründe gerek okullarımızın alt yapısı gerekse giderek düşen eğitim kalitesini vatandaş olarak bilmeyen yok sanırım... Sağlık ve Sosyal Hizmetler sektöründe gerek hastanelerimizin teknik teçhizat gerekse tıbbi ilaç sorunu bilmeyen yok sanırım… Çevre sektöründe ise Kuzey Kıbrıs’ın Turizm başkenti olan Girne’mizdeki kanalizasyon sorunu bilmeyen yok sanırım… Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Buradaki esas sorun Alt yapılarımızın kısmi çözümüne katkıda bulunacak olan Türkiye Cumhuriyetinden ayrılan kaynağın sadece %10,32 olarak kullanılmasıdır. Hem de ülkenin bu kadar alt yapı sorunu varken…. Bu kaynakların kullanılmamasını birkaç nedenle özetleyebiliriz aslında. Şöyle ki;
• KKTC hükümeti olarak yeterli proje hazırlayacak veya projeyi takip edecek merkezi bir proje takip biriminin olmaması,
• Mevcut yapıda projeleri yapan, takip eden ve sonuca ulaştıracaklar arasında koordinasyon bozukluğu veya çıkar çatışması olması,
• Türkiye Cumhuriyeti krediler ve hibe projelerinin kullanılmasını engellemesi veya KKTC hükümetine güven sorunu nedeni ile kaynakları serbest bırakılmaması…
Türkiye Cumhuriyetince KKTC devletine her yıl verilen kredi ve hibeler verimli, rasyonel, etkili ve kamu yararına kullanılmış olsa bugün ne ülkedeki alt yapı sorunlarımızdan ne de ülkedeki işsizlik sorunundan ne de ekonomik buhrandan söz etmemiş olacağız. Fakat yukarıdaki tabloyu, vatandaş olarak incelediğimizde üzülmemek elde değil. Çünkü ülke kaybediyor…vatandaş kaybediyor… Ama ülkenin ve vatandaşın kaybettiği noktada bilinmelidir ki, siyasetçi de kaybedecektir.
Son derece gerçekci despit ve ışık tutcu bir sentez, ümid ederim Hükümet edenler bu tür farkındalık yaratan yazıları okur, çıkarmaları gereken dersleri çıkarırlar!...bu çalışmayı büyük bir gayret ve özveriyle ortaya koyan degerli arkadašım Levent Hızal'a teşekkür edrim!...