Rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın bu sözünü hiç unutmadım. Sayın Denktaş bunu, “ Artık Federasyon ve Toplumlararası Görüşme yok. Konfederasyon ve Devletten Devlete Görüşme var” diye, 1998’de düzenlediği basın toplantısı sonrası gelişmeleri içinde söylemişti. Olay, kendisi gibi rahmetli, Sayın Glafkos Kleridis’le, BM Parametreleri temelinde başlayacak olan toplumlararası görüşmelerin, “ dolaylı görüşmeler” formatına dönüşmüş şekline gitmeden önce yaşanmıştı.
KKTC Meclisinde temsil edilen siyasi partilerle birlikte, makamında düzenlediği toplantıda bunu ifade etmişti. O dönemde de, “Konfederasyon ve Toplumlararası görüşme yok” tezi, ciddi bir kırılmaya yol açmıştı. Sol güçler, bunu kabul etmemiş ve eleştiriyordu. Ancak UBP de bu Konfederasyon tezine sıcak bakmamıştı. Bu nedenle hemen kurultay yapmış ve parti tüzüğünde yer alan, görüşmelerle siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu iki devletli, iki bölgeli, bir ortak çözüme varmak şeklindeki ifadeyi değiştirmişti. Bunun yerine, iki devlet diyen bir başka ifade yazmıştı. Yani Federasyonu bıraktım, Konfederasyona bile hayır demişti. Bu nedenle, 1998 sonrası kurulan UBP-TKP koalisyon hükümetinin programına da Federasyon yanı sıra Konfederasyon da yazılmamıştı. Bu nedenle Rahmetli R. R. Denktaş, UBP- TKP Hükümetini topa tutmuştu. Bu 2000 yılında gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Sayın Eroğlu’nun, Sayın Denktaş’a karşı Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmasının temeli idi.
İşte bu şartlar altında, Federasyon ve Toplumlararası görüşmelerin ret edilmesi sonrası gelişen bu yeni durum, çok sorunlu bir hal almıştı. O koşullarda ortaya çıkan bu “ dolaylı görüşme” noktası olumlu idi. Bu nedenle biz; sol, demokrat, liberal kesimlere dönük olarak, “ hani ya yoktu, şimdi döndünüz” falan demeden; başlayacak sürece, katkı koymalıyız kararı, almıştık. Sayın Denktaş’a ve UBP- TKP Koalisyon Hükümetine dönük etkin muhalefet sürdürdüğümüz bir zamandı. Önemli olan, toplumsal fayda idi.
Bu tespitler ışığında, Cumhurbaşkanlığındaki o toplantıya parti Başkanı Sayın Talat’la birlikte katıldık. Ne yapalım sorusuna, bu dolaylı görüşmeye katılmak gerektiğini ifade etti parti başkanı. Beklediğimiz gibi oldu. Bir kısmı gidilmemesi seçeneği de olduğunu ifade ederek, Konfederasyon ilanı yapılırken, Sayın Denktaş’ın kullandığı bazı argümanları, ‘sen söylediydin’ demeden ileri sürdüler. Sayın Denktaş’ın bunu söyleyen ve şimdi kendisini, kendi ifadeleri ile arkadan vurmaya kalkan, dünkü dostlarına dönük olarak, öfke ile işte o sözü ifade etti. “Kıbrıs sorununda kabul ettiğiniz değerler, ilkeler, potinin altına yapışmış sakız gibidir. Nereye istersen git, cık cık diyerek peşinden gelir” dedi.
Sayın Tatar’ın onca hengameden sonra, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Temsilcisi atamasını kabul etmesi ile Sayın Denktaş’ın bu sözünü hatırladım. O zaman bu itirazcılara, Sayın Talat’la birlikte şunu hatırlattık. Ne zaman görüşmeleri kestiysek, sonradan, daha geri bir zeminden başlamak zorunda kaldık. Bunun için gitmek gerekir ki daha da geri zeminlerden başlamayalım dedik. Nitekim, 1998 de kopan ve 1999 sonrası başlayan görüşme zeminini; AB’nin 1999 Helsinki Zirvesinin, “çözüm olsun olmasın, Kıbrıs Cumhuriyeti AB üyesi olacak” ifadesini kabul ederek başlamak zorunda kalınmıştı.
Şimdi Sayın Tatar’ın, “iki devletli çözüm “ diyerek görüşmeleri ret etmesinden sonra, içine girdiğimiz ortamda, BM Genel Sekreterinin Temsilcisi atamasını, 6 aylık diye, güya şartlı kabul etmesinden sonra meydana gelen süreci iyi değerlendirmek gerekir. Yani daha geriden başlamamak için şimdiden; “ Crans Montana’ya giderken, iki tarafın üzerinde yakınlaştığı tüm konuları, şimdiki Kıbrıs Rum liderliği kabul ettiğini ve tartışma konusu yapmayacağını deklere etmesi gerekir” tespitini, yeni BM Temsilcine söylemeli. “Bir takvimi olan, sonuç alıcı, bir görüşme süreci” talebini de ifade etmelidir. Aksi, potinin altındaki sakız, çok gürültü çıkararak peşimizden gelecek ve daha da geriden, 1999 sonrası gibi başlama ihtimali de gelişecek.
“Potinin Altındaki Sakız”
- 14 Aralık 2023, 10:09
- 202
YORUM EKLE
Yorumunuz Onaylanmak Üzere Gönderildi
YORUMLAR
Turkish Power - 12 ay Önce
Bok pusuruk balkan baltik devletlerini rumu ab ye alip TC ve KKTC ye her dusmanligi yapan itlerin gotunu yalayip durmaktan vazgecin
IKI ayrı devlet.